10→ Ben Nisan'ı Seviyorum

618 31 22
                                    


Bölüm 10 🐚

Yeni bir gün.

Belki hayatımızın aşkını bulacağımız, önümüze çıkan bir fırsatla tüm yaşantımızı değiştireceğimiz, çok sevdiğimiz bir insandan ayrılacağımız sırlarla dolu bir gün. Ya da sadece takvimden bir yaprağın daha geride kalmasını sağlamaktan öteye geçemeyecek kadar boş bir gün.

Genel olarak benim için hep ikinci seçenek daha uygundu. Eğer hastalığım için o gün hastaneye gitmeyeceksem, yatağımda yatmaktan başka yapabileceğim hiçbir aktivite olmaz ve haftalar,aylar hatta yıllar aynı rutin çerçeve içinde akıp giderdi.

Mevsimlerin değiştiği penceremin aksine vuruyor ama ben hala aynı yerimde saymaya devam ediyordum. O yatakta öylece durmaya ve yeni bir şeylerin olacağı günü beklemeye.

Ama sonucunda anladım ki,beklemek sadece bir fiilden öteye geçemeyen aptalca bir kelimeydi.İnsanlar size durduğunuz yerden fırsat bu zamana kadar vermedikleri gibi ileriki zamanlarda da vermiyorlardı. Bu yüzden kendim bir şeyler yapmalıydım, hayatımı kısır döngüsünden çekip çıkarmalı ve daha yaşanabilir hale sokmalıydım.

İşte bunu istediğim anda karşıma kaderim tarafından çıkarılan insan; Barış'tı.

En başlarda birbirine benzeyen günlerden ibaret olan hayatımı değiştireceğini sanmıştım ama o hayatımı değil, beni değiştiriyordu.Olmak istediğim insan yerine, onun olmamı istediği kişiye dönüştüğümü fark ettiğimde her şey için çok geç olduğunu da biliyordum.

O kadar acizdim ki bunu bildiğim halde onun yanında kalmaya devam etmiştim. Her şeyden çok sevdiği Zehra'sı olmaktan zarar çıkmayacağını düşünmüş daha da ilerisi bana attığı tokadı hiçe sayıp,yanında kalmıştım.

Ve bu kadar yükü kaldırdığım yetmiyormuş gibi, bir de Barış derdinin üstüne kardeşimin hastalığı çıkmıştı. Barış'ın bana yaptıklarından daha üst yere sahip olan bu acıyı nasıl kaldıracağımı bilmiyordum bile. Hasta olmak,hastalıkla yaşamak gibi kelimelere aşinaydım ama sevdiğin birisinin ölümle yüz yüze gelmesiyle hiç karşı karşıya kalmamıştım.

Ailemin benden sonra mutlu bir hayatı olacağını düşünürken, bir de başlarına bu dert çıkmıştı. Oysa hayatlarından benim gibi bir yük çıkınca mutlu olacaklarını, artık normal bir aileye benzeyeceklerini düşünüyordum.

Fakat ne yazık ki hayat bana yine hayallerimin suya yazılan yazı kadar değersiz olduğunu göstermişti.

Ne zaman ileriye doğru adım atacak olsam, hep aslında başa döndüğümü görüyordum.

"Bir yere mi gidiyorsun?" Aklımda etrafa saçılan düşüncelerimi toplamaya çalışırken, araya giren sesle birlikte yeniden tuzla buz olmuşlardı. Kendi akıl sağlığım için düşünmeyi bırakıp, mutfak kapısının önünde duran Barış'a baktım.

"Annemlerin yanına, onlara destek olmam gerek." dedim montumu askılıktan alırken. Tek hamlede montumu giyip, fermuarını boğazıma kadar çektiğim sırada bana bakmaya devam ediyordu.

"Bir şey mi diyeceksin?" diye sordum en sert sesimle.

"Senin için kahvaltı hazırlamıştım." dedi gözlerimin içine bakarak.Ağzından çıkan kelimeleri ilk başta idrak etmekte zorlanmıştım, az önce bana kahvaltı hazırladığını mı söylemişti? Sabah kalkıp, ayrı bir özenle bana kahvaltı hazırladığına inanmak istemiyordum. Bundan daha önemlisi, böyle güzel davranışlarda bulunarak tokadının acısını unutturmaya çalışmasını istemiyordum.

Bir Kelebek HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin