2→ Mavi Saçlı Kız

726 42 4
                                    

Bölüm 2 🐚

Bölüm Şarkısı; Kodaline - Talk

Daha önce hiç bar tarzı bir yere gitmemiştim. İnsanların içine karışmak bir yana dursun, ailemle dahi vakit geçirmediğim göz önünde bulundurulunca normal bir şeydi aslında. Arkadaş sahibi olmadığım için de gezmeye gidemezdim. Her zaman dediğim gibi benim hayatım hastane odası kadar bir yerdi. Bolca hastane kokusu, doktor sesi, iğneler ve ilaçlar.

Ama artık hayatımda yeni bir sayfa açmaya karar vermiştim ve bundan daha önemlisi ailem izin vermişti.Yaşamam için hayatlarını kurban eden insanlar, şimdi ölmeme izin veriyorlardı. Tedaviyi bıraktığım takdirde bana biçilen ömür günü sayısı azaldığından, bu sayılı kalan günlerimde on sekiz yıldır yapamadığım şeyleri yapmaya karar vermiştim.

Şimdi ise bar taburesinde otururken, istediğim ilk şeyi gerçekleştiriyordum. Her zaman televizyonlarda gördüğüm bu yer bana eğlencenin merkezi gibi gelirdi. İçkiler, birbirine karışan bedenler, kahkahalar... Buraya gelen insanlar tüm dünyayı dışarıda bırakıyordu ve sadece bu alanda tadabilecekleri tüm zevkleri tadıyorlardı ve ölümüne az kalmış birisi olarak benim için ideal bir yerdi.

Yani en azından bu bar taburesine oturana kadar öyle düşünüyordum.

Televizyonda gördüğüm o eğlence dünyasının arkasında, buraya içki kokusu da hakimdi. Öyle keskin bir kokuydu ki bu, hiç içki içmeyen ben resmen içkinin tadını damağımda hissedebilmiştim. Ayrıca dizilerde eğlencenin getirisiyle şuh kahkaha atan kadınlar şimdi gözüme öyle güzel gelmiyordu. Sanki gözlerimle görünce bir anda basitleşivermişlerdi.

Buraya ait olmadığım elle tutulur bir gerçekti. Bunu anlamak için içimde yaşadıklarımı bilmelerine dahi gerek yoktu. Kot pantolonum ve aşırı sıcağa rağmen sarınmakta ısrarcı olduğum kabanım bu gerçeği yeterince belli ediyordu zaten.

"Cidden kola mı içiyorsun?"

Gözlerimi en temiz olan yerden,yani sahneye çıkmak için hazırlanan gruptan alıp yanımdaki sesin sahibine çevirdim. Boynuna kadar gelen siyah saçları ve top sakalıyla bu zamana kadar gördüğüm hiçbir erkek tarzına benzemiyordu. Hiç sevgilim olmamıştı ya da sadece arkadaş olarak göreceğim bir erkek ama yanımda duran kişiyi iki kategoriye de sokamazdım herhalde.

"Evet." dedim sonunda. Kendi doğamda soğuk ve çekingen biri olmama rağmen, bu çocuğa karşı iki kat soğuk davranmıştım.

Kendi boş bardağını masada çevirmeyi bırakıp,"En azından ceketini çıkarmayı deneseydin." dedi.

"Hayatımda bazı değişikler yapmaya karar verdim ve buradan başladım. Henüz uyum sağladığım söylenemez."

Gözleriyle baştan aşağıya beni süzdü."Adın ne?"

Nisan."Nazlı."

Yalan söylemeyi sevmezdim, bu zamana kadar yalan söylemek zorunda kalacağım bir durumun içine de girmemiştim ama bir anda ağzımdan dökülüvermişti işte.Böyle kolay yalan söyleyebildiğimi önceden bilmiyordum ve bu beni korkutmuştu. Eğer hastalığım beni sınırlamasaydı kim bilir ne kadar kötü bir kız olacaktım?

Yine de her yalan söyleyen de olduğu gibi, kendimi haklı çıkarmak için kendimce bahanelerim vardı. Mesela hastalığımı öğrenip bana acımasını istemiyordum veya kötü birisi çıkmasına karşı kendimi sağlama alıyordum.

"Barış."

Eliyle masada ritim tutarken,üstümde gezdirdiği bakışlarını gözlerimde sabitledi. Birisi tarafından böyle mercek altında incelenmenin ne kadar kötü hissettirdiğini bilmezdim. Özüme dönüp, beni rahatsız ettiğini söyleyebilirdim ama yapmadım.Bugün hasta ve ölüme mahkum değildim ki. Bugün Nazlı'ydım, kalbi bozuk olmayan, yeniliğe açık Nazlı.

Bir Kelebek HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin