19.

133 6 19
                                    

-Luke'un Ağzından

Neredeyse okulda ki herkes çıkmıştı. Ben ise burada sadece sinir kimyacıyı bekliyordum.

"Alice Mendes, okulun en ateşli kızı." Dedi önümden geçerken tanımadığım tuhaf giyimli çocuklar.

"Düzgün konuş." Dedim yanınlarına yaklaşırken.

"Ne oldu zoruna mı gidiyor?" Dedi ukalaca.

"Onu bilmiyorum da, bu senin zoruna gidecek." Dedim ona sıktığım yumruğumu atarken.

Burnunu tutup kanadığını fark etti. Bana baktı ve bir şey söylemeden uzaklaştı.

O gidince elime baktım. Kızarmıştı ve sızlıyordu umursamadım ve kimyacıyı boşverip eve yürüdüm.

Alice gülümsemesiyle yanıma geldi.

"Selam, Lucas."

Bir şey söylemedim. Sadece kafamı sallayarak selam verdim.

"Akşama bize gelmek ister misin, film falan izleriz eski günlerdeki gibi?"

"Alice, sonra konuşalım olur mu hiç havamda değilim." Dedim dürüst davranıp.

"Bir sorun mu var Luke?" Dedi az önceki gülümsemesi yok olmuştu.

"Tek bir sorun var Alice." Sinirliydim.

"Ve o da?"

"Alice sen benim tüm sahip olduğum şeysin. Ve seni iki günlük kişilere kaptırmaktan korkuyorum. Bu beni deli ediyor, öldürüyor."

Ağzını hafifçe araladı.

"Bir cevap beklemiyorum, sonra görüşürüz." Dedim ve eve yürümeye başladım. "Luke." Dedi benim durmamı sağlayarak.

"Sadece beni kaybetmeyeceğini bil, tamam mı?"

"Sana hiç sahip olmadım ki Alice?" Acı çeken ergenler gibi konuşuyordum belki de ama gerçekler bunlardı.

"Sen her zaman bana sahiptin sadece bunun farkında değildin."

Alice'e inanıp inanmamak konusunda kararsızdım çünkü böyle deyip ertesi gün Evan'la ortaya çıkması beni daha çok üzüyordu.

"Gözlerine bakıyorum Alice ve yaşadığımı hissediyorum."

Tabii ki de seneler sonra Alice'in bir anda gelip beni öpmesini beklemiyordum. Ama bunu hiç düşünmedim de değil. Ve şimdi yılların hayalı oluyordu. Alice kendi isteğiyle şu anda beni öpüyordu. O her zaman sıcaktı. Sıcak dudakları, çatlamış dudaklarıma değince yıllar boyunca onu özlediğimi hissettim içimde. Karşılık vermemek aptallık olurdu. Tanrının bana lütfettiği bir şeydi bu. Nefesi bitince geri çekildi ve arkasını dönüp uzaklaştı. O giderken bir şey söyleyemedim. Çünkü hala dudaklarının etkisi üzerimdeydi. İlk defa ikimizde doğru olan şeyi yaparken bir birimizi bulmuştuk.

************Ertesi gün, Alice'in Anlatımı

Luke içeride bana sınavdan önce deneme testi hazırlıyordu ben ise mutfakta ona kek pişirmekle meşguldüm.

"Hindistan cevizli istiyormuş." Dedi Rea yanıma gelirken.

Aptal aptal gülüyordum belki ama nedenini Rea'ya söylemeyecektim. Eğer söylersem şu anda beni zorla içeri götürür parti yapmaya kalkışırdı.

"Biz kahve istiyoruz." Dedi bu sefer Shawn içerden bağırarak.

"Koca kıçlarınızı kaldırıp buraya gelinde yapın kahvelerinizi." Dedi Rea ona geri bağırarak.

"Of Rea konuşacağına kapıya bak."

Mutfağın penceresinden baktığımda Sasha'yı gördüm.

"Bence sen bakmalısın Shawn, seninki gelmiş." Dedim gülerek.

İçeriden gelen tuhaf sesleri duyunca Shawn'un panikle ayağa kalktığını anlamıştım.

*************Shawn'un Ağzından

"Biraz konuşalım mı Shawn?"

Kafamı olumluca sallayıp kapıyı arkamdan kapattım.

"Yıl sonu baloya kimle gidiyorsun?" Dedi.

"Gitmeyi bile düşünmüyorum."

"Benimle gitmek ister misin?"

Tüm biyoloji sorularından daha zordu sorduğu.

"T-tabi ki olur ama-"

"Tamam o zaman iyi geceler." Dedi ve hızla evine doğru koştu.

"Ve seni seviyorum"

teach meHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin