"Senin burada ne işin var?" Dedim sabahın 7:15'inde salonda uzanan Luke'a.
"Biliyorsun annem ve Karen gezideler, babam ve Manuel, tabii bir de Jack ile Benjamin iş için ülke dışındalar. Yani Ashton bana bakamaz bende buraya geldim."
"Hasta mısın?"
"Ateşi var." Dedi Alice mutfaktan çıkıp. "Ve ben okula gelmiyorum, Luke'a bakmak gerek Ashton falan öldürürse."
"Abartmayın." Dedi Ashton salona gelip. Arkasından Shawn da geldi.
"Geç kalıyoruz, gelen var mı?" Dedi Shawn çantasını sırtına geçirirken.
Peşinden ilerleyip kapıyı kapayacakken gözlerim Ashton ile buluştu. O gün bodrumda olanlardan sonra hiç bir şey konuşmamıştık.
"Hadi Rea." Shawn'un konuşmasıyla kapıyı kapadım. Ve yanına ulaşıp yürümeye başladım.
"Tekrar mı Ashton?"
Kafamı olumsuz anlamda salladım.
^^^^^^^^(okul çıkışı, Alice)
Luke'u, Shawn'un odasına taşıyıp yatağa yatırmıştım. "İlaçlarım nerede?" Dedi yorgun sesiyle.
"Getireceğim Lukey ama önce sen uyu." Dedim ve yanına uzanıp saçlarıyla oynamaya başladım. Küçükken annem, Shawn'u böyle uyutuyordu. Bir iki dakika sonra nefes alması yavaşlayınca uyuduğunu anladım ve odadan çıktım. Rea odasına girip kapıyı sertçe çarptı, bende kapıya ilerledim. Shawn ve Taylor vardı.
"Haberin olsun diye söylüyorum Taylor, henüz baba değilim ama kız kardeşin bana baba* diyor."
Shawn bunu durduk yere söyleceyecek biri değildi. Taylor bir şey söylemeyince içeri gelip, kapıyı kapattı.
"Neler oluyor?" Dedim panikle.
"Anneme söylemek yok?" Dedi sinirden kızarmıştı. Kafamı salladım. "Rea'ya bir şeyler söyledi."
"Ne gibi şeyler?"
"Eskiden sana değer verirdim ama şimdi becerebileceğim bir kız bile değilsin, tarzında bir şey söyledi ve Rea'yı ağlattı."
(Rea)
Gözlerim dolmaya başlayınca içeri girmiştim.
"Senin ne işin var odamda?" Dedim karşımda duran Ashton'a.
"Kitaplarına göz atıyordum. Ama şey Rea, sen iyi misin?" Dedi korkuyla.
Kafamı olumsuz anlamda salladım. "Hayır Ashton, hiç iyi değilim." Dedim ve bana yaklaşmasıyla hiç düşünmeden ona kendimi bıraktım. Güçlü kolları ve büyük elleri zararsızca yaşamamı sağlayacak gibiydi.
Taylor neden öyle söylemişti anlamıyordum. Ben sadece Ashton'dan sonra beni düzelttiği zaman ona sığınmıştım.
"Ağlama." Dedi yüzümü görmek için benden ayrılıp. "Rea lütfen ağlama bebeğim."
"Uyumak istiyorum." Dedim zar zor aldığım nefesle. Kafasını sallayıp beni yatağa bıraktı ve yanıma uzanıp bana sarıldı. Elleri belimde her zaman ki yerini bulmuştu.
"Anlatmak ister misin?"
"Hayır." Dedim çünkü bilmesini istemiyordum.
"Eskiden." Dedi duraksadı. "Burdan yıldızları izlerdik." Eliyle cama dokundu.
"Biz o gece camdaki sislere bir hikaye yazdık."
"Sen benim hayalimdin." Dedi yeşil gözleriyle bana bakarken.
'Sende benim' demek isterdim ama yapamazdım. Ben burada Taylor için ağlarken ona bunu yapamazdım.
"Aşk bazen yeterli değildir, Irwin."
Çok kısa oldu ama moralim 0 ama olsun djbeeb bugün dolunay var yayayayay sadece şunu söyleyeyim;
biri size aya baktığınız da kendini düşündürtebiliyorsa o kişiyi asla kaybetmeyin.