Sertçe yutkundum.
Ayağa kalkıp, hızlıca odama girdim, kapıyı kilitledim.
Ashton gelmişti.
Ne demek Ashton gelmişti?
Nasıl gelmişti?
Neden gelmişti?
Ashton, Luke'un 20 yaşındaki kuzeniydi. Ve evet bir geçmişimiz vardı, güçlü bir geçmiş.
4 sene önce yani ben sekizinci sınıftayken onunla çıkmaya başlamıştık ve lise birdeyken ayrılmıştık. Çünkü Ashton bey üniversite okumak için beni öylece bırakıp İtalya'ya gitmişti.
Onun beni kusursuzca terk edişinden sonra Taylor'ı fark etmiştim. Ve beni toparlayan kişi bir yandan Taylor olmuştu.
Bir kaç ay yaz tatilinde Ashton'ı her gün bulmaya çalışmıştım ama bir nevi benden kaçmıştı. Luke'a sorduğumda ise onun bir göt olduğunu söylemişti.
Kısacası Asshton götün tekiydi. Ama nerdeyse 3 yıl sonra buraya hiç bir şey olmamış gibi gelip kahkaha atması insanı deli ediyordu.
Ashton'ın kimseyi incitecek bir kalbi yoktu. O sadece, sadece çok güzeldi ve ona karşı buz tutan kalbimi eritiyordu.
Kapımın çalmasıyla ürkekçe kapıya yaklaştım.
Yeşile dönen kahverengi gözlerle bana bakıyordu.
Eskiden olsa bir dokunuşu için dünyaları verebilirdim ona.
"Rea?" Dedi sakince. Tepkimden dolayı ürkek davranıyordu.
"Rea, bak hiç bir şey düşündüğün gibi olmadı, izin verirsen konuşalım. Gel, seni dışarı çıkarayım ve biraz soğuk havanın tadına bakalım sen soğuk seversin?"
Tanrı hepimizi korusun çünkü sonumuz hayır değil.
"Ashton?" Dedim sesim kısıkça.
"Evet bebeğim." Dedi.
'Siktir git, Ashton. Ben senin bebeğin değilim.' Demek için uğraşıyordum ama onun yerine "Neden geldin?" Dedim.
"Sizi özledim. İstersen gidelim mi Rea burada tanımadığım çok insan var.?"
Ian'ı arayıp sigara içmeye gitmeliydim. Acilen o lanet şeye ihtiyacım vardı.
İçeride önce kendi tarafından kırılmamış bir kalbi tamir edip, ardından kendi tarafından kıran bir Taylor vardı.
Ve ben kalbimi ilk kıran kişiyle 3 sene sonra ilk defa konuşuyordum.
Gök gürültüsü ile yerimden sıçradım çünkü çocukluktan beri korkuyordum. Ashton da bunu biliyordu çünkü fırtına çıktığı günler bize gelip bana sarılıyordu.
"Korkman gerekmiyor, Rea. Ben buradayım." Dedi yaklaşıp bana sarılırken.
Tarçınımsı kokusunu içime çektim. Her zaman böyle kokardı.
Büyük ve bateri çalmaktan yıpranmış elleriyle saçlarımı okşadı.
"Ashton, yapma." Diyebildim sadece.
