8.

196 8 18
                                    

"Lukey, söylemeyeceksin değil mi?" Dedim Luke'un peşinde okulda koştururken.

"Taylor aptalıyla bir kaç güzel sahne yaşadın diye Alice'i ispiyonlamaktan vazgeçeceğimi düşünme lütfen Rea." Dedi sahte gülümsemesiyle.

"Lukey lütfen ama sonuçta Alice'in ikiziyim değil mi?"

"Ah pekala ama başka bir şey yaparsa beraber gidip söyleriz anlaştık mı?" Dedi.

"İşte Luke abi yaşasın, teşekkürler." Dedim sevinçle yerimde zıplayarak.

"Gidelim mi artık, dersi kaçıracağız?" Dedi arkama doğru bakarken.

"Daha zil bile çalmadı Luke, acele etmemize gerek yok. Hem istersen Alice'i bulalım?" Dedim sevineceği bir fikir ortaya atarak.

"Bence o da sınıftadır, Rea." Dedi beni çekiştirirken.

"Luke neler oluyor?" Dedim düz bir ifadeyle aniden dururken.

"Hiç sadece işt-" sözü yarım kesildi ve yanımızdan Taylor'la el-ele Jolly geçti.

Derin bir nefes aldım. Sınıfa yürümeye başladık. Annemin dersiydi ve mutlaka zorla tahtaya kaldırılacaktım. Bunu bildiğimden derse girmedim. Okulun arka bahçesine ilerledim. Genellikle burada sigara içenler yakalanmazdı. Bir banka oturdum, yağmur yağmaya başlamıştı ve hava çok soğuktu. Soğuk güzeldi.

Yanıma biri oturunca sağıma doğru döndüm.

O gün parkta bana sigara veren daha doğrusu sigarasını zorla aldığım çocuktu.

"Merhaba?" Dedi. Ürkekçe.

"Selam." Dedim sakince.

"Sorun değilse adını öğrenebilir miyim?" Dedi gülümseyerek.

"Ben Rea Mendes ve sende?"

"Ian Nylie matematik sınıfından." Dedi.

"İsimlerimiz üç harften oluşuyor Ian." Dedim gereksiz konuşmalarıma başlamıştım.

"Sigara ister misin?" Dedi paketi çıkarırken.

"Her şeyden çok." Dedim paketinden bir tane sigara alırken. "Çakmak?" Kafamı sallayarak yakmasına izin verdim.

"Büyük cesaret." Dedi. "Yani annen, ikizin ve kardeşin tabi bir de Luke bu okuldayken."

Çocuk herkesi tanıyordu.

"Taylor Caniff ile çıkıyor musunuz?" Dedi beni şaşırtarak.

Ne çıkması canım, o sarışın kızıyla mutluydu.

"FBI'dan falan yollamadılar değil mi seni?" Dedim. Montumun şapkasını kapatırken. Hala cevap bekleyen gözlerle bana bakıyordu.

"Çıkmıyoruz, Ian. Sadece Taylor annemin öğrencisi, ve bir bakımdan benim öğretmenim."  Dedim.

"Öğretmenim derken?"

"Yani araba kullanmayı öğretiyordu o parkta ki güne kadar, artık bilmiyorum öğretir mi. Gerçi o tekerlek şişirme deliği kadar olan aklıyla nasıl başarıyorsa."

"Jolly Edwards ile çıkıyormuş sanırım." Dedi.

Ah soyadını da öğrenmiş oldum. Ne tatlılar.

İki yıl Taylor'dan başkasına bakmamıştım okulda olanları görmemiştim. Yüzlerce yeni kişi gelmişti.

"Onu sevdiğini biliyorum." Dedi gözlerime bakarak.

Pardon, ne?

"Anlayamadım?" Dedim aptalca.

"Taylor'a aşıksın Rea. Bunu fark etmemek imkansız. Ona öyle bir bakıyorsun ki. herneyse ama bana kalırsa değmez." Dedi bahçenin diğer köşesinde oturan Taylor ve Jolly'e bakarak.

"Bir fikrim var ama hayır demek yok?" Dedi.

"Hmm bakalım hangi çılgınca olay."

"Benimle çık ve Taylor'ı deli et."

"Saçmalama." Dedim sadece gülerek. "Seni tanımıyorum bile."

"Tanışırız, güzelim." Dedi ve bana baktı.

Arkamı döndüğümde Taylor'ı görünce biraz ürktüm. "Merhaba Rea ve merhaba parktaki sigaracı çocuk." Dedi.

"Hayır." Dedim. "Yanlış."

"Ian, benim erkek arkadaşım."

Benden nefret edin. Slmeöeje aslında böyle bir şey aklımda hiç yoktu ama Shameless izleyince tabi sonuç bu. Ian bebeğim, i love u. 😂👊🏻 yazarken aklıma bir söz geldi yemeğenin malını yerler lemenejdn. Taylor you're a loser. Zaman buldukça yb atmaya çalışacağım.

Love you all xx

teach meHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin