Bu akşam Liz'lerin evine yemeğe gidecektik. Ashton'ın annesi ve kardeşleri Hornsby'den geliyordu. O lanet yemeğe gidipte o salağın yüzünü görmek dahi istemiyordum ama zorundaydım.
O gün ki kavgamızdan sonra bir barda işe başlayıp, 2 tane dövme yaptırmayı ihmal etmemişti. Sabahları saat 4'de evde oluyordu ve her geldiğinde yanında farklı bir kız oluyordu. Bu bir hafta boyunca onu öldürme çabalarıma engel olan şey Alice, Luke veya Shawn oluyordu. Bir gece saat 4'e kadar uyumayıp onun gelmesini beklemiştim ve tam onun yanına gidip, ona bağıracağım sırada Alice beni durdurmuştu. Benim sinirlenmemi sağlayan şey Ashton'ın her gün farklı bir kızla olması değildi. Benim sinirlenmemi sağlayan şey; barda iş bulması ve sürekli sarhoş olmasıydı. Bir de iyi bir şeymiş gibi, işi aldığı gün bize söyleyip, oraya davet etmesi beni delirtmişti. Onun kendine bu şekilde zara vermesini izlemek için gitmiştik resmen.
"Olay çıkarmak yok." Dedi Alice üstene ceketini alırken.
"Tamam Alice, anladım. Annesi burada diye bir şey söylemeyeceğim."
"Aferin şimdi yürü, bende Luke'u özledim." Dedi kapıyı açıp.
Luke ile düşündüğümden iyi gidiyorlardı. Alice artık daha fazla olayı alttan almayı öğreniyordu.
"Shawn gelmiyor mu?"
"Shawn gitti orada bile Rea. Sen uçmuşsun yine."
Bir kaç adım sonra kapılarının önündeydik. Zili ben çalacağım sırada Alice kolumu tuttu.
"Sakin ol ve bak sakın Rea. Eğer annesi nerede çalıştığını öğrenirse biliyorsun."
Konuşmasını bitirince zili çalmaya gerek kalmadan Ashton'ın küçük kardeşi Harry kapıyı açtı ve Alice'e sarıldı. İçeriye doğru adım attıktan sonra tekrar kapı çaldı. Harry ve Alice sarıldığı için ben açtım. Ashton gelmişti. Hiçbir şey söylemeden salona gittim.
"Senin burada ne işin var?"
En olmayacak kişi buradaydı.
"Bir kaç test istemişti onları almaya gelmiş Rea. Biraz daha kibar olsana." Dedi annem, Taylor ile oturduğu koltuktan bana dönerek.
"Senin ne işin var burada?" Dedi Ashton benimle aynı tepkiyi verirken.
"Ashton gel yardımın lazım." Dedi Luke onu yanımdan ayırmaya çalışırken.
"Luke, Jack'e yardım et bırak Ashton'ı!" Diye bağırdı Liz, Luke'un Ashton'ı bırakmasını sağlarken.
"Rea hallet sen." Dedi Luke gitmeden.
"Ne hallet? Neyi hallet? Luke buraya gel." Dedim ama tabii ki beni dinlemedi.
Ben Ashton'a, Ashton Taylor'a, Taylor bana bakarken rahat hissetmemiştim.
"Gitsene Ashton." Dedim sonunda bakışlarını ondan ayırmasını sağlama umuduyla. Ama yapmadı.
"Ne diyorsun Rea? Ben neden gidiyorum, o gitsin."
"Çocuğa öldürecekmiş gibi bakma."
"Sanane." Dedi bana dönüp.
