Multi'de Güneş PARLAK
Sabah alarm sesiyle ağrıyan gözlerimi açtım. Dün akşam çok ağladığım için şişmişti ve ağrıyordu. Zar zor yataktan kalkıp duş aldım. Aynanın karşısına geçip yıpranmış halime baktım. Gözlerim kıp kırmızıydı ve şişmişti. İğrenç görünüyordum. Formamı giyip koyu bir göz kalemi çektim. Çantamı alıp aşağıya inerken kapı çaldı. Alp'i görünce iyi zamanlama diye düşündüm. ''Günaydın güzellik... Diyecektim de berbat görünüyorsun.'' dedi yüzümü incelerken. ''Sanada günaydın.'' dedim somurtarak. ''Arabayla geldin dimi?'' dedim. ''Sence...'' dedi önümden havalı bir şekilde çekilip arabasını gösterdi.
Arabaya bindiğimizde konuşmamak için radyoyu açtım ama Alp konuşmaktan yanaydı. ''Nasılsın güzellik?'' dedi yola bakarak. ''Ablam gittiğinden beri aynıyım.'' dedim arkama yaslanırken. Kısa bir süre bana bakıp yola döndü. ''Bugün bir şeyler yapmak ister misin?'' dedi. ''Aslında sinemaya gidebiliriz.'' dedim. Kafamı dağıtmam gerekiyordu ve sinema iyi gelir diye düşündüm. ''Tamam o zaman okul çıkışı hiç bir yere kaybolma. Bizimkilerle konuşurum beraber gideriz.'' dedi okul bahçesine giriş yaparken. ''Tamam.'' diyip arabadan indim. Alp'de arabadan inip yanıma geldi. Her zaman ki gibi kolunu omuzuma atıp okula duğru yürümeye başladık.
Sınıfa girdiğimizde Baran, Seda ve Eylül'ü gördüm. Eylül koşarak boynuma atladı ve öpmeye başladı. ''Günaydın kuzen.'' dedi benden ayrılırken. Kısa bir süre beni süzüp ''İyi misin?'' diye sordu. Eylül'ün sorusuna cevap verme gereği duymadan ''Günaydın.'' diyip sırama oturdum. Baran ''Azra çıkışta antreman var ama sen kalacak gibi görünmüyorsun.'' dedi beni baştan aşağı süzerken. Ne çok süzüldüm bugün ya. Daha yeni başladık güne az durun bee. ''Az süz lan.'' diyen alp'e baktım. Bu çocuk beni hep kıskansın yaa. Baran alp'e göz devirirken ''Sizde kalmayacaksınız çünkü sinemaya gidicez.'' dedim. Eylül araya girip ''Ama biyolo...'' demişti ki ''İtiraz kabul etmiyorum Eylül HAZAR. Ya gelirsin ya gelirsin karar senin.'' dedim net bir tonda. Bu kız takıntılıydı. Çok garip bir şekilde biyoloji takıntısı vardı. ''Off. Peki.'' dedi somurtarak. ''Somurtma yakışmıyor.'' dediğimde bana tatlı bir gülümseme gönderip sırasına oturdu.
Hoca sınıfa girdiğinde gözümle Elif'i aradım ama yoktu. Normalde maç olmadığı taktirde derse geç kalmazdı. E maçta yok. Eylül'ün anlatmalarına göre az çok tanımıştım Elif'i ve seviyordum yalan yok. Eylül'e dönüp ''Elif nerede?'' diye sordum oda ''Bilmiyorum hiç geç kalmazdı.'' dedi. İçimden bir ses kötü bir şeyler oldu dese de kötü düşünmemeye çalıştım.
Tenefüs zili çaldığında direk Elif'i aradım. Bir kaç çalıştan sonra açtı telefonu. ''Kızım neredesin sen ya öldüm meraktan.'' dedim telefonu açar açmaz. ''Spor salonundayım Azra buraya gelir misin? Haa birde yedek kıyafet bulabilir misin?'' dedi normal bir ses tonuyla. ''Hemen geliyorum.'' diyip telefonu kapattım. ''Yedek kıyafetin var mı?'' diye sordum. '' kafasını olumlu anlamda sallayıp ''Dolabımda olması lazım.'' dedi. ''İyi o zaman kıyafetleri al ve benimle gel.'' diyip sınıftan çıktım. Eylül'de arkamdan koşar adımlarla bana yetişmeye çalışıyordu.
Spor salonunna girdiğimde yerde oturmuş her yeri yumurta olmuş bir Elif beklemiyordum. ''Güneş dimi?'' dedim keskin çıkan sesimle. Kesin Güneş'di başka hangi sürtük böyle bir şey yapardı ki.sormam hata. Kız ilk günden gözüme batmaya başlamıştı. Eylül' dönüp ''Baran'ı ara sizi eve bıraksın.'' diyip Elif'e döndüm. ''Eve git yıkan kendine gel.'' diyip salonun çıkışına doğru hızlı adımlarla yürümeye başladım. Eylül ''Nereye uzen?'' diye bağırdığında arkama bile dönmeden ''İşim var.'' diyip salondan çıktım.
Aslında o Güneş denen kızın ağzının payını vermeye gidiyordum. okul bahçesine çıktığımda gözüme bir adet sürtük Güneş takıldı. Koşar adımlarla yanına gidip elimi saçlarının arasına geçirdim ve aşağı doğru çektim kafasını. ''Napıyorsun sen yaa. Canım yanıyor bırak!'' diyen Güneş'e aldırmadan daha çok çektim. ''Bak kızım ben bir şeyi tekrarlamayı sevemem o yüzden iyi dinle! Bir daha benim çevremde ki kızlara karışırsan bu maşalı saçlarını unut güzelim.'' dedim saçlarını daha çok çekerek. ''Tamam yaa. Altı üstü yumurta ne olucak?'' dedi alaycı bir ses tonuyla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi'ye Sürgün
Novela JuvenilBu bir siyah beyaz hikayesi değil. Bu bir mavi beyaz hikayesi. Bora. Beyaz. Saf kalbi onu ele geçirdi. Kimse görmesede Mavi bunun her zaman farkında. Kendini 'siyah sanan beyaza' aşık olan bir Mavi... Azra. Mavi. Hayatında ki boşluğu siyah sansada o...