Multi'de Azra ve Eylül konbini
Multi'de Atiye - Yalancı MevsimCumartesinin en güzel yanı istediğin saatte uyanabilmekti.Tabi bunu icraata geçirebilenler çok şanslıydı.Ben hiç onlardan olmamıştım.Uyumak istesemde uyuyamıyordum. Alp'in kazasından sonra bir hafta geçmişti. Artık rahat hareket edebiliyordu. Ağrıları da azaldığına göre pazartesi okula gelebilirdi.
Rahat yatağımdan kalkıp annemlere güzel bir kahvaltı hazırladım. Çalışanlara izin verip annemlerin odasına gittim. Ben evdeyken birileri olduğunda rahatsız oluyordum. Hele birde hizmet ettiklerinde. Yatak odasına geldiğimde kapıyı çalmaya başladım. Kapıyı duyduklarında adım kadar emindim ama onlar gir diyene kadar içeri girmeyeceğimi biliyorlardı.
Aralıksız Kapıyı çalmaya devam ettim. En sonunda annem dayanamayıp "Gir!" diye bağırdı. İçeri girer girmez yataklarına atladım. Aralarına uzanırken "Kahvaltıya ne dersiniz?" diye sordum. Annem "Kahvaltı." diye cevap verdi. Ne kadar mizahşör bir anne.
Babam beni öperek yataktan kalktı. Banyoya giderken "Biz annenle bugün tatile gitmeyi planlıyoruz. İşlerden çok yorulduk. İkimizin de güzel bir tatille ihtiyacı var. İki günlüğüne de olsa. Sende gelmek ister misin? Eylül'üde çağırırsın istersen." dedi. "Vayy benden habersiz tatiller de planlanıyor. Yok babacım almıyım ben siz tadını çıkarın." dedim yataktan kalkarken.
Boy aynasının önüne geçip kendime baktım. "Çok güzelim beğh." diye deliha repliğini yaptım. "Ee sonuçta Esra Sultanın kızıyım." derken anneme kaçamak bir bakış attım. Yaşına göre fazla güzel bir anneye sahiptim. Annem yataktan kalkıp yanıma geldi. Burnunu saçlarımın arasına sokup derin bir nefes aldı sonra şakağımdan öpüp "Mis kokulum. Tek kalacaksın ama kendine dikkat et." Dediğinde aynadan anneme bakarak sırıttım. "Eylül'ü eve atarım bende." dedim. Babam "gelmek istemediğine emin misin?" diye sorduğunda hep siz mi espiri yapacaksınız? "Azra'yım." dedim.
Anlamın kapıdan gelip 'Yeter!' diye bağırmasını çok bekledim. Evde yapılan espiriler en çok ablama dokunurdu. Onun yaptığımız espirilere yüzünü buruşturarak bakışlarını çok özlemiştim. Babam yanıma gelerek "Biliyorum kızım. Adını ben koydum." dedi. İsmimi çok seviyordum. Azra. Ayak basılmamış kum anlamına geliyordu. Keşke ismimin anlamını tertemiz taşısaydım ama ben çoktan kirletmiştim bile. Ablamdan sonra sigaraya dahi başlamıştım. Bu konu yüzünden önceden babamla çok tartışmıştım ama şimdi karışmıyordu. Bende onların yanında içmiyordum. Saygıdan ötürü. Boş zamanlarımda, yalnızken veya kitap okurken çok içerdim. Acı dumanla acılarımı bastırmaya çalışıyordum. Ne kadar işe yarıyorsa.
Güzel bir kahvaltıdan sonra annemler hazırlanıp çıktılar. Hemen Eylül'e mesaj attım.
Gönderilen: Üvey Kuzenim :*
Ev boş bebek. ;)Anında cevap geldi. Sosyal kuzenim benim.
Gönderen: Üvey Kuzenim :*
Bu bir teklif mi?Biraz yavşamaktan zarar gelmez.
Gönderilen: Üvey Kuzenim:*
Nasıl algılarsan. ;)Mesajlaşmak yerine konuşmayı tercih eden kuzenim hemen aradı. "Yavrum." diyerek açtığım teledona "Napıyorsun kuzen."diye cevap verdi. İnsan az iltifat eder yaa köpek. Çantamdan sigara patekini çıkartırken "Aynı be kuzen. Annemler bu hafta sonu yok gelsene." dedim. Sigarayı ağzıma alıp çakmakla yaktım. Derin bir soluk alıp sigarayı işaret ve orta parmaklarımla dudağımdan ayırdım. "Geliyorum ozaman orda kalırım belki." dedi. Duman burnumdan firar ederken "Süper. Çabuk ol. Öpüldün." diyip telefonu kapattım.
Eylül pek karışmıyordu içmeme 'ne yaparsan yap.' diyip geçiyordu. Ama Alp çok kızıyordu. Oda içiyordu ama benim içmemi istemiyordu. İlk sigaramı Alp ile içmiştim. Ablamın ölümünden sonra mezarın başına oturup içmiştik. Alp o gün 'Ne yaparsan yap yanındayım ama bu ilk ve son olsun güzelim. İçme' diye net bir şekilde uyarmıştı. Ama kim dinler. Elimde gördüğü an kırıp atıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi'ye Sürgün
Teen FictionBu bir siyah beyaz hikayesi değil. Bu bir mavi beyaz hikayesi. Bora. Beyaz. Saf kalbi onu ele geçirdi. Kimse görmesede Mavi bunun her zaman farkında. Kendini 'siyah sanan beyaza' aşık olan bir Mavi... Azra. Mavi. Hayatında ki boşluğu siyah sansada o...