Sen susup içine çekersin söyleyemediklerini. Onların ise gördüğü sadece sigara içen birisi.
Üzerimde ki ağırlık yüzünden gözümü açtım. Üzerime sersemce atılan kol ve tam kulağımın arkasında ki nefes... Hareket etmemi zorlaştıran kol yüzünden bir süre etrafı inceledim. Herşey düzgün duruyordu. Tek dağınık duran şey Bora'nın tişörtüydü. Siyah tişörtü yerde görünce arkamdaki sıcaklığı hissettim. Bana böyle davranmasına izin vermemeliydim. İstediği zaman öpüp istediği zaman umursamaz davranamazdı. Onunla olmakta hoşuma gidiyordu ama önce yaptıklarının hesabını vericekti.
Arkamda ki kıpırtıyla gözlerimi kapattım. Sen kendini dengesiz mi sanıyorsun Bora Haznedar. Karşında senden dengesiz Azra Kaya var bundan sonra. Bora önce rahat bir pozisyona geçti sonra saçlarımla oynamaya başladı. Saçlarımla oynanmasını çok severdim hatta Saçlarımla oynandığı zaman rahat ve güzel bir uyku çekerdim. Eylül arada beni öyle uyuturdu. Eli o kadar narin hareketlerle saçlarımın arasından kayıp gidiyordu ki uykum gelmişti. Ama o bana yinede böyle davranamazdı. O pes etmeden ben etmeyecektim.
Üzerindeki kolunu hala çekmemişti. Fırsat bu fırsat. Gözlerimi yavaşça açtım ve birden koluna vurarak zıpladım. "Höst. Ne oluyor be?" yataktan hızla kalktım. Şaşkın gözlerle bana bakarken oturdu. "Ne ne oluyor Azra?" dediğinde çirkefçe "Ne mi ne oluyor? Üstümde yatıyordun be ki sana izin verdiğimi hatırlamıyorum." dedim. Uykulu uykulu "evet verdin." dediğinde yatağa atlayıp peş peşe vurmaya başladım. "Ne vermesi be. Sen ne diyorsun. Gebertirim seni." ellerimi tutmaya çalışarak "yanlış anladın Azra dur bir dakika kızım yaa." dediğinde vurmaya devam ettim. "Ben senin kızın falan değilim." daha hızlı vurmaya başladığımda ellerimi tutup beni yatağa yatırdı. "Ne yapmaya çalışıyorsun?" kaşlarımı çatıp "ben bir şey yapmaya çalışmıyorum ama bakıyorum da sen başlamışsın. Sarılmalar yanıma yatmalar falan."
Pişkin pişkin gülüp biraz daha yaklaştı. "Sen hatırlamıyor musun? Bana sarılıp hatta şarkı söyletip uyuduğunu?" dediğinde gözlerimi sonuna kadar açtım. "Ben mi? Saçmalama sen benim uyku sersemliğimden yararlanmaya çalışmışsın." onu ittim ve yataktan kalktım. Balkona doğru ilerledim. Arkamdan kalktığını hissediyordum ama arkamı dönüp baktığımda yoktu. Fazla mı üzerine gittim acaba? Bir yanım Bora'ya acırken diğer yanım oh olsun diyordu.
Korkuluklara tutunarak orman manzarasını izlemeye başladım. Burası çok güzel bir yerdi hem kafa dinlemek için hem de yalnız kalmak için mükemmeldi. Sonsuza kadar burada kalabilirdim. Biraz daha manzarayı izledikten sonra odaya geri döndüm. Dağılmış yatağı toplayıp odadan çıktım. Odanın kapısını kapatırken çıkan sesi duymuş olacaktıki Bora "Sesime gel. Kahvaltı hazırlıyorum bu karışıklıkda kaybolmadan yardım et." cümlesi bitene kadar sesin geldiği yere yani mutfağa çoktan varmıştım.
Bora kahvaltı hazırlama çalışırken " Banyo ne tarafta?" diye sordum. Yumurtalarla uğraşırken "Kolidorun sonunda soldaki kapı." dedi haline sırıtarak banyoya ilerledim. Aynanın karşına geçip saçlarımı düzelttim. Elimi yüzümü yıkayıp havluyla sildim. Çok güzel kokuyordu havlu. Biraz daha kokladıktan sonra yerine asıp banyodan çıktım. Tekrar mutfağa döndüğümde Bora kahvaltıyı hazırlamıştı. Bende çayları koyup masaya oturdum.
Sessiz sedasız kahvaltı yapıyorduk. Arada sırada göz göze gelsekde bu sefer gözlerini kaçıran Bora oluyordu. Çalan telefonumun sesiyle etrafıma bakındım. "Kolidorda portmantoda asılı poların." diye yönlendirdi beni. Çantam dersten aniden çıktığım için sınıfta kalmıştı ve telefonum polarımın cebinde olduğu için yanımdaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi'ye Sürgün
Fiksi RemajaBu bir siyah beyaz hikayesi değil. Bu bir mavi beyaz hikayesi. Bora. Beyaz. Saf kalbi onu ele geçirdi. Kimse görmesede Mavi bunun her zaman farkında. Kendini 'siyah sanan beyaza' aşık olan bir Mavi... Azra. Mavi. Hayatında ki boşluğu siyah sansada o...