7. Hız Korkusu

347 109 4
                                    

Multi'de Bora ve Azra :))

Otobüs durağında beklerken telefonum çaldı. Arayan Baran'dı. Baran Alp'in yanındaydı. Acaba Alp'e birşey mi oldu? Diye düşünürken telefonu ışık hızında açıp konuşmaya başladım. "Alo! Baran birşey olmadı dimi?" benim telaşlı sorumu sakince cevapladı. "Hayır. Azra sakın olur musun birşey olmadı ne zaman geleceksin diye aradım." dediğinde rahatladım. "Geliyorum. Tek kaldım otobüs maduruyum." dedim şu anki durumuma sitem ederek. "Tamam güzelim çabuk ol. Spora gitmem lazım Elif beni bekliyor. Kendine dikkat et." dediğinde aklıma kasları geldi.

Baran vücuduna çok önem verirdi. Ve cidden harika bir vücudu vardı. Vicdansızın. Neyse.

"Tamam yarım saatte oradayım. Görüşürüz. Öpüldün." diyip telefonu kapattığımda önünde hızla duran araba yüzünden irkildim. Camı açıp bana seslenen kişiye baktım. Bora'ydı. "Cidden otobüsle mi gideceksin?" kaşlarını kaldırarak sorduğu soruya "Malesef." diyerek cevaplarldım yine her zamanki yorgun sesimle. "Gel hadi beraber gidelim." dediğinde tekrardan "gerek yok." dedim. "Hadi ama ufak bir tartışma yüzünden seni otobüse mecbur bırakacak değilim." dediğinde suratının her bir yerini inceledim.

Allah'ım düşünceli hali çok tatlıydı. Bir saniye az önce ne dedim. Beni mi düşünüyordu bu çocuk? Saçmalama Azra! Kim olsa aynısını yapar. Beni kız başıma tek bırakmak istemedi sadece. Ben kısa süreli kalp krizi geçirirken Bora "Binecek misin? Yoksa zorla mı bindiriyim?" dediğinde gözlerim sonuna kadar açıldı.

Bora son dediğini icraata koymadan arabaya bindim. Tabikide emniyet kemerini takmayı ihmal etmedim. Bora arabayı sürene kadar herşey normaldi. Ve Bora arabayı çok hızlı kullanıyordu. Normalde hızdan korkmazdım. Taki o güne kadar. Ablamın ölümünden sonra hayata küsmüştüm. Buna birde hız korkusu eklenmişti.

"Bora biraz yavaş kullanır mısın?" dedim koltuğun kenarından destek alır gibi tutunarak. "Ne o korktun mu yoksa?" dedi. Beni önemsemeden arabayı hızlı kullanmaya devam etti. Bu çocuğun karşısında küçük düşmek istemiyordum ama gözümden akan yaşlara engel olamadım.

Cidden hangi ara bu kadar, ağlayacak kadar çok korkmaya başladım hızdan. Birde ağlamaktan nefret eden bir insan olarak. Bora"ya karşı böyle güçsüz görünmek inanın en son isteyeceğim şeydi. Ve şu an onu yaşıyordum.

Ağladığımı fark ettiğinde arabayı kenara çekip bana döndü. "Hey. Bu kadar korunacağını tahmin etmedim. Ağlama." dedi emniyet kemerini çıkartırken. Gözlerimi dizimin üstündeki ellerimden ayırmadım zaten şu an konuşacak durumda değildim. Eliyle çenemi kavrayıp ona bakmamı sağladı. Bu bakışlar. Bu tutuş. Sanki kırılacak bir eşyaya bakışları, o eşyayı narince tutuşuydu. Gözündeki yaşlardan dolayı bulanık görüyordum. Ama yinede gözlerinden bir saniye olsun ayırmadım gözlerimi.diğer eliyle yanağımı tutup baş parmağıyla göz yaşlarımı sildi. Dokunuşlar bana iyi hissetmemi sağlıyordu. İyi hissetmek mi? Hoşlanmış olabilir miyim? Diye düşünürken duygularımı analiz etme işini akşama bıraktım.

Gözlerimin içine bakarak "Ağlayacağını düşünemedim. Özür dilerim." dediğinde keşke hep böyle düşünceli kalsa diye düşünürken aklıma ukala oluşu geldiğinde susturdum kendimi. Çok garip hissediyordum. "Tamam sorun yok." dedim. Yüzümü ellerinin arasından kurtarıp önüme döndüm. "Peki. Öyle diyorsan."

"Hastaneye kadar yavaş gider misin?" dedim. Gözlerine bakarak "Lütfen." diye ekledim. Şu an çok çaresiz ve aciz göründüğümün farkındayım ama yapcak bir şey yok ben buyum insanlara karşı ne kadar güçlü görünmeye çalışsamda buyum. Çaresiz, yalnız, korkak bir aptalım. Güçlü görünmekten sıkılan, ama hala güçlü görünmeye çalışan bir aptal. Keşke göründüğüm kadar güçlü olabilseydim.

Mavi'ye SürgünHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin