Kelimelere sığmaz bazen içinde yaşadığın sevgi. Dökemezsin içindekilerini bir başkasına. Kalbin kafesteki kuş misali çırpındıkça çırpınır. Özgürlüğünü ister. Ama başarısız olur.Çünkü nasıl ki kafesteki kuş sahibinin onu tutsaklıktan özgürlüğüne kavuşturacağı günü her gün yeni bir umutla bekliyorsa kalbimde gün geçtikçe büyüyen sevgimde sahibinin onu farkedipte özgürlüğüne kavuşturacağı günü sabırsızlıkla bekliyordu.
Öyle anlar geliyorki, kurduğun tüm hayaller biranda darmaduman olabiliyor. Nasılki denizde kumdan kaleler yapmaya çalışıpta biranda dalgalar tarafından yenilip yutuluyorsa, binbir çeşit hayallerin, her haraketinden yeni umutlara kapılıyorsan, onların nasıl yerle bir olduğunun da şahiti olabiliyorsun.
Sesiz sakin hayatımın entrikalarla, sorularla çevreli bir yaşama çevrileceğini önceden bilseydim böyle olmaması için elimden geleni yapardım.
Hatta Buğra'ya aşık olmamak ön sırada yeralırdı. Kalbim kızıyor şu an bana biliyorum. Onun kendini sızlatmasından, göğüs kafesimin darlaşmasından hissedebiliyorum. Ama karşılıksız sevgiyse benimki kalbimi yoksayabilirim.
Söyledikleri o kadar mantıksız geliyorduki benim için. Gözümde kendini beğenmiş, egoist, bencil bir insana dönüşmüştü. Böyle düşünmemin ilk sebebi de Buğra'nın ta kendisiydi.
Banyo kapısının sesini duyduğumda içimde savaş ilan etmiş düşüncelerime bir süre ara verip ona dönük olan bedenimi onu görecek şekilde döndürmüştüm ki döndürmez olaydım. Allahım sen bu acız kulunu neyle sınıyorsun böyle diye içimden düşünmüş sesli bir şekilde de yutkunmuştum.
Karşımda bir adet belinde havluyla, saçlarından kurulamış olduğu belli olan fit bedenine ara-ara su damlaları yavaş bir şekilde akın eden adamın karşısında sağsam eyer ben bir daha ölmem. İçimden derince iç geçirdikten sonra zar zor kendime gelip bakışlarımı yüzüne odakladım.
- Bittimi?
Elinde sonradan farkettiğim küçük havluyla saçlarını kuruturken ani sorduğu soruyla affalamadan edememiştim. Bir kaç saniye kafamı toparlayıp soruduğu soruyu algıladığımda kaşlarım havalanmış
- Ne bittimi?
Diye sorusuna soruyla karşılık vermiştim.
- Beni yemeni diyorum bittimi?
Ne dedi? Ne dedi? Bu kas yığını şempanze görünümlü hödük? Ahhhh. Seni by ukala. Kendini ne sanıyor bu. Brad Pitt falan mı?
Gerçi ondanda yakışıklı ama bu konuları daha fazla kurcalamasak iyi olur.
- Bu kanıya nerden vardığını sora bilir miyim?
- Deminden beri beni, doğrusu vücudumu süzen ben değilim Tuana.
Diye anında verdiği cevapla, ağzımın payınıda almış bulunmaktaydım. Küçük çocuklar gibi ayaklarımı yere vurmak pis şempanze diye yüzüne haykırmak istiyordum. Bu düşüncelerimde bir istek olarak anında da rafa kaldırılmıştı.
Aklıma gelen anılarla, parkta söylediği son sözleri aklıma geldiğinde yerimden bir hışımla kalkmış, giyinmek için kıyafet seçen Buğra'nın tam önüne dikilmiştim.
Tek kaşını kaldırmış bana ne var? diye bir bakış attığında o an aklıma gelen ilk sözler dudaklarım arasından firar etmiş ve sahibine ulaşmıştı.
- Sözünde durdun ve en son sorduğum sorunun cevabını verdin. Sorularım cevaplarına kavuşacağı gününde yakın olduğunuda anladım.
- Ben verdiğim sözlerin üzerinde dururum. Tutmayacağım hiçbir söz ne ağzımdan çıkar ne de beynim düşünür.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni de sever misin?
General FictionSizden bir bebek isteniyor... Hem de 12 yaş sizden büyük bir adamdan... Cevabınız her ne olursa olsun hayatınız yokuşa hızlı adımlarla düşmeğe başlayacak... Soru basit... Yanıtlaması.... ZOR... Ya kendi hayatınızdan vazgeçecek.... Ya da canınızdan...