Geçmişimize göz attığımızda çoğu şeyi değişmek isteriz. Yaptıklarımızdan utandığımız anılar o kadar olur ki, neden? niye? yaptım diye kendimizi suçlarız. Ama bilmeyiz ki, bizim bugünkü düşüncelerimize sebeb olanlar zaten yaptığımız hatalardı. Kimini gözümüzde öyle büyütürüz ki yüreğimizde koyacak yer bulamayız. Yaptığımız ilk hatada burdan başlar.İnsanın hayatında değer verdikleri teker teker giderse yalnızlık bulut olup çökmez mi hayatımıza. Gitmesini istemediğimiz biri olur içlerinden bizim için en önemlisi kıymetlisi, ama gurur önce gelir. Yıkamazsın o içinde büyüttüğün egonu. Yakıştırmazsın kendine çünkü kendince kuralların vardır ve bu kurraları kendin bile bozamazsın.
Yaşadığımız yıkık dökük hayatı harabeye çeviriyordu sanki. Yapma, kıyma diyemedim. Sözcükler boğazımda düğüm oldu yutamadım. Kalbimin atışı öyle bir hızlandıki yerinden çıkacak sandım biran. Öyle sözler vardır ki geri dönüşü olmaz. Karşındakini de parçalar kendini de. Buğra da öyle yaptı iki çift sözüyle hem kendisini hem de Gülru'yu yakıp, yıktı.
Üzülüyordum ona. Hamile haliyle o kadar zorluklar yaşıyordu ki, buna birde abisini kaybetme eklenmişti. Kaybetme diyorum çünkü Buğra'yı tanıdığım kadar asla sözünden dönmezdi. Sığdıramazdı kendisine. İhanete uğramış gibi hissettiğini de adım kadar emindim. Kim olsa onun yerinde bu duyguları hissederdi.
- Gülru.
Diye dakikalardır süren sessizliği bozmaya çalıştığımda kan çanağına dönmüş gözleri gördüğümde içim ürperdi. Eren oturur vaziyete gelip kanayan burnuna cebinden çıkarttığı mendille bastırmıştı. Bir elini yere koyup yerden kalktığında Eren ve benim yardımımla Gülru'yuda yerden kaldırmıştık. Hiç inanmasamda teselli nitelikli
- Zaman ver ona affedecektir.
Sözcükleri ağzımdan döküldüğünde söylediğim cümleye ben bile inanmıyorken onun inanmasını beklemiştim ama bana anlık bakışından bile onunda inanmadığını anlamıştım.
- Hadi gidelim Eren.
Eren'den tutunarak ayağa kalkmış küçük adımlar eşliğinde salonu terketmiştiler. Onun bu yitik halini gördüğümde kendime bir söz verdim Buğra isterse hiç konuşmasın ama ben bana ilk günden sıcakkanlı davranan, bu evde tek dostum olan Gülru'yu asla terketmeyecektim. Onun her anında yanında olacak, dahada yakın olacaktım ona.
Günler geçip giderken Buğra ilk güne nazaran daha iyiydi. Gülru'yla arasını yapmak için çabalarımı boşa çıkarması ona karşı sinirlenmeme sebeb olsada en son söylediği
- Eğer bir daha her hangi imada, yada bizi birleştirmek için oyun yaparsan inan bana yüzüne bakmam.
Sözleriyle bu konuda kendi kabuğuma çekilmiştim. Zaten onu düşünende kabahat. Gülru'ysa artık düzelmeye abisinin verdiği karara saygı duymaya başlamıştı. İlk zamanlar buna şaşırsamda
- Abinden bu kadar çabuk mu vazgeçiyorsun?
- Vazgeçtiğimide nerden çıkardın. Ben abimin kalbini biliyorum. Dayanamazki bana bebeğimiz hele bir doğsun o zaman görüşeceğiz.
Diyerek benimde içime su serpmişti. Onların böyle küs kalmalarını hiçbir zaman istemezdim. Ha bu arada Gülru'nun bir oğlu olacak. Eh Eren de tabi ortalarda erkek babası olacağım diye göğsünü kabarta kabarta geziyordu. Düşüncelerimden kapının açılıp kapanma sesi bozmuştu. Kaç aydır annesinin peşinde olan Buğra'yı zar zor görüyordum. Bazı geceler eve gelmeyede biliyordu. Ondan sormak istediğim Canan konusuydu ama şempanzemi göremiyordum ki sorayım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni de sever misin?
Ficción GeneralSizden bir bebek isteniyor... Hem de 12 yaş sizden büyük bir adamdan... Cevabınız her ne olursa olsun hayatınız yokuşa hızlı adımlarla düşmeğe başlayacak... Soru basit... Yanıtlaması.... ZOR... Ya kendi hayatınızdan vazgeçecek.... Ya da canınızdan...