Yeni hayata. Yeni güne merhaba.
Her yeni gün yeni başlangıçları getirir ardında. Güne nasıl başlarsak öyle devam edermiş. İnsanın aklı bazen yarınlarda kalmıyor değil. Ve günün ilk dakikalarından da yarınların yeni günü gölgeliyor.Ama yarınların bu günümde olmasına izin vermeyeceğim. En azından bir gün. Bugün her şeyi herkesi unutacağız. Sadece biz olacağız. Kafamdaki sorular bu zamana kadar cevaplarını beklediyse bir gün daha bekleyebilir. Sonrasında o soruların cevabını herne pahasına olursa olsun alacaktım.Tabi bunu ben düşünüyor kendimce kafamda güzel planlar çiziyordum. Günün bana çoktan hazırlamış olduklarından habersiz.
Düşündükçe hala inanamıyordum. Buğranın değişmiş olabileceğini. Gece bana nazikçe dokunuşlarını, kırılacağımdan korkupta her defasında
- Canını yakttım mı ?
Diye sorular sorup beni düşünmesi kalbimin daha hızlı ve farklı attmasına sebeb oluyordu.
Oysaki kendimi canımı yakacağına o kadar hazırlamıştım ki düşüncelerim tam tersi çıkması hem mutlu olmama hem de şaşırmama sebeb olmuştu.Buğrayı bir anlasam zaten benden mutlusu olmayacaktı.
Sabah erkenden uyanıp duşumu almış kendimi mutfağa atmıştım. Buğra uyanana kadar ona güzel bir kahvaltı hazırlamayı düşünüyordum. Bu onun dün bana yaptıkları için bir teşekkür de sayılabilirdi.
Galiba dünyada bir ilke imza atmış olacağım. Kim sabah kocasına onunla evlendiği için teşekkür niyetli kahvaltı hazırlardı ki? Benim durumum da biriyse hazırlar.
Onun yaptığı çok şeyi unutmadım. Unutmadığım gibi de affetmedim. Ama şu aralar beynimle kalbim bilemediğim duygular yüzünden birbirine savaş açmış durumda. Hangisini dinlemeli, hangisini dizginlemeliyim bilmiyordum.
Az önce ben kendime verdiğim sözü 5 dakika geçmeden yine kendim bozmuştum. Hiçbir düşünce yok.Hiçbir karmaşıklık yok.
Sofraya son bir kez neyin eksik olduğunu anlamak için göz attığımda kendimle gurur duydum. İyiki zamanında annem bana yemek pişirmeyi öğretmişti de şimdi karşımdaki sofrayı rahatlıkla yapabilmiştim.Arkadan yanağıma konulan ani öpücükle irkilmem bir oldu.
-Benim güzel karım neler hazırlamış böyle. Midem bayram edecek.
Onun bana karşı iltifatları kalbimin kanat takıp uçmasına sebebiyet veriyordu. Utanmama mani olamadığımda arkamı dönüp çaydanlığa doğru gittim.
- Nasılsın? Nasıl hissediyorsun?
Arka arkaya sorduğu sorularla hangisine cevap vereceğimi şaşırmıştım. Çayları doldurup masaya oturduğumda derin bir nefes alıp
- Kendimi çok iyi hissediyorum. Bu herne kadarda aşk evliliği iki insanın birbirini sevipte kavuşması olmasada bugün mutluyum. Kaç zamandan sonra ilk defa mutluyum. Ve bizde sevmeyerek evlenen ilk çift olmadığımız için mutsuz olmam için ortada her hangi bir sebeb yok.
Buğranın gergin yüz haltlarının kaybolduğunu gördüğümde konuşmamın onu rahatlatdığını anlamıştım. Benim konuşmamdan sonra ne o bir çift söz söylemiş nede ben. Bu sesizlik ise beni bunaltmaktan başka bir işe yaramıyordu. Acaba şu an ne düşünüyor? Dün yaptığı şeyler için pişman mı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni de sever misin?
Ficción GeneralSizden bir bebek isteniyor... Hem de 12 yaş sizden büyük bir adamdan... Cevabınız her ne olursa olsun hayatınız yokuşa hızlı adımlarla düşmeğe başlayacak... Soru basit... Yanıtlaması.... ZOR... Ya kendi hayatınızdan vazgeçecek.... Ya da canınızdan...