Bu hayatta neye mecbur kaldık? Ya da kalındık? Gerçi yaşamın kendisi zaten mecburiyet değil midir?
Peki ya bundan sonrası için ne yapabilirsin? Bundan sonrası ne olacak diye oturup düşünerek vakit harcayacak misin? Ya bu mecburiyetten çıkış yolunu bulacaksın.Ya da hayatını kendi akışına bırakacaksın?
Ben bulmayı o kadar çok isterdim ki. Ya da bu mecburiyetin içinde kalmamayı.
Ama görünürde bulamamışım. Bulmuş olsaydım eğer bir elimde bavul Bozkurt malikanesinin önünde bekliyor olmazdım.
Yarım saat. Evet. Evet yarım saattir burdayım. Ve yarım saattir de kendimi kandırmakla meşgulüm. Nerden bakarsam bakayım ne kafayla düşünürsem düşüneyim hepsi çıkmaz sokaktı. Ben galiba bundan sonra hayatımı kendi akışına bırakacaktım. Ama yaşadığım bu hayatta bu günü hiçbir zaman unutmayacağım. Bugün ilk defa ben babama yalan söyledim...
1 saat önce...
-Anne yapmak zorundayım...
- Hayır...Hayır. Ben seni hiçbir yere bırakmıyorum.Zaten ne yapabilirlerki bundan sonra. Elde avuçta ne varsa almadılar mı. Hiçbir şey yapamazlar.
- Anne anlamıyorsun.Bak sana söylemeyecektim. Üzülmenizi istemiyorum artık. Ama söylemeye mecbur bırakıyorsun.
- Ne oldu kızım? Kötü bir şey oldu değil mi?
Değip elini alnına vurdu. Bu gece annem tarafından kızılca kıyamet kopmasa iyiydi.
- Anne dur bir dakika.Önce sakin olacağına söz vereceksin. Babamın duymaması gerek.
- Eğer bu gece o eve gitmezsem yarın hem beni hemde babamı polisler götürecek. Ve ikimizde iyi biliyoruzki tutuklanırsak, çıkmamız mümkün değil. Ben oraya gitmek zorundayım. O bebeği doğurmak zorundayım.
Dediğimde artık tutamadığım göz yaşlarımı bıraktım. Bu bir kaç ayda o kadar doluydum ki. Günlerce ağlasam içimi boşaltamam gibime geliyordu.
Nefesimi tutmuş annemden gelecek olan tepkiyi bekliyordum. Suskunluğunun büyük bir patlamayla sonlanacağını biliyordum ve tek dileğim babamın bunların hiçbirinden haberi olmaması.
- Neeeeee?
Ben söylemiştim değil mi?
- şşştt sakin ol anne.
Değip hemen babamı yokladım. Çok şükür annemin sesini duymamıştı. Arkamda duran anneme dönüp ellerini tuttum
- Lütfen sakin ol. Babam duymasın kaldıramaz. Şimdi ben gidicem ve babama yatılı bir iş bulduğumu söyleyeceğim.
- Kızım.
Annemin konuşmasına izin vermedim. Eğer konuşursa benim gitmemem için ne gerekiyorsa yapacağını, benimde gitmemin kendim için zorlaşacağını biliyordum.
- Yapma ikimiz içinde zorlaştırma bu durumu. Babam hapishaneye düşemez. Bunun için kendi hayatımı değil canımı bile verebilirim.
Annemle bir birimize sım sıkı sarıldık. Ağlamalarımız artık iç çekişlere dönüşmüş durumdaydı.
- Sen Allahın babanla bana verdiği bir mucizesin.
Bir birimizden ayrıldığımızda annem benim ben annemin gözyaşlarını sildik.
- Miniğimi unutuyorsun ama.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni de sever misin?
Ficção GeralSizden bir bebek isteniyor... Hem de 12 yaş sizden büyük bir adamdan... Cevabınız her ne olursa olsun hayatınız yokuşa hızlı adımlarla düşmeğe başlayacak... Soru basit... Yanıtlaması.... ZOR... Ya kendi hayatınızdan vazgeçecek.... Ya da canınızdan...