33 bölüm

36.7K 1.4K 36
                                    



Hayal kırıklıkları kesik cam misali batar kalbe. Çıkarması zordur, bir kere saplanmayı görsün ne söz, ne bir haraket, ne süslenmiş cümleler yeter. İçten içe yer kalbini ilk ihanetin acı tadını yaşarsın, sonra güvensizlik sarar dört bir yanını, kaç sene gerçek yaşadığın anılar geldiğinde gözünün önüne hepsinin yalandan ibaret olduğunu anladığın an biter her şey. Kalbinde o zaman biter...

Zaman ilaçtır derler tüm yaralarına. Peki zaman geri verir mi gerçek sandığı hayatının yalandan ibaret olduğu zamanı. Veremez...

Salondaki herkes şokla açılan ağızlarla Gül hanıma baktıklarında benimde onlardan gerikalır yanım yoktu. İnsanın kanını donduracak cinstendi bu kadının aklından geçip hayatta gerçekleştirdikleri. Gözlerim Buğra'yı aradığında onu bulmam saniyemi almamıştı. Bir eli belinde bir eliyle saçlarını çekiştirerek, deliler gibi bir o yana bir bu yana gidip geliyordu. Delirmemek elde değildiki hemde onun durumunda olan insana.

Benim üzüldüğüm ansa ona destek olamamaktı. Ellerine ellerime kenetleyerek ben yanındayım diyememekti. Sen bununda üstesinden geleceksin ben buna inanıyorum diyip sarılamamaktı.

Gülru'nun hıçkırıkları sesizliği bozduğunda Eren'in söylediği cümle bir bombanın daha fitilini yakmaktan başka hiçbir işe yaramamıştı.

- Hayatım kendini bu kadar üzme daha fazla, bebeğimizi düşün.

Ayaklarına çivi çakılmışçasına yerinde kalakalan Buğra'yı görmemle alt dudağımı dişlemem bir olmuştu. Eren'in bunu kasıtlı şekilde söylemediğini biliyordum. Şu anda surat ifadesinden de kendinin de ne kadar büyük bir pot kırdığının farkına vardığını anlayabiliyordum. Kaç dakika önce yaşanan olayları unutulmuştu sanki. İçimizde sadece keyiflice gülen ve bu mutluluğunu gizletmeyen Gül hanımdan başkası değildi. Canan'ınsa farz ediyorum ki, az önce duyduklarını halen kendine yedirmemenin siniriyle öfkeli gözlerle Gül hanıma odaklanmıştı. Avına konsantre olmuş yırtıcı aslan gibiydi bakışları.

- Ne dedin ne dedin?

En son sesini ve tepkisini beklediğim adam.Sevdiğim. Konuştuğunda en azından sessiz kalmasındansa her hangi tepki vermesi mutlu etmişti beni. Bu durumda mutlu olmam bencilceydi belki ama ne yapabilirim onu düşünmek bile bana mutluluk bahşediyordu.

- En beklediğim an'a geliyoruz.

- Kapa çeneni!

Elini uzatarak teyzesi bildiği kadına gürleyen Buğra'yı duyduğum an evin sesten sarsıldığını sanmıştım. Neyseki Banu ablayı Aslıhan'ın yanına göndermiştim de kızımın uyanıpta yalnız kalacağı düşüncem yoktu.

- Ama benim daha söyleyeceklerim bitmemiştiki. Canını en çok yakan kısıma gelmemiştim ben.

Demesiyle gözlerim fa ltaşı gibi açılarak Gül'e dönmüştü. Bana bakıp alayla dudak kıvırdığında sinirden el ve ayaklarımın titremesine mani olamıyordum. Kaşlarını havaya kaldırarak soru sorarcasına bakış atan Buğra'yı görmemse benim için sona yaklaşılmışlığın acı tadını buram buram hissediyordum. Geri dönüşüm yoktu bundan sonra en azından benim ağzımdan duyması daha iyi olur diye düşünerek Gül'e fırsat vermeden

- Buğra Gülru gerçekten hamile ve Eren'le evli.

Pat diyerek tek cümlede gerçekleri söylemem ne kadar doğru bilemiyordum. Adam bugün kalp krizinden gitmese iyidir. Hemen gereksiz düşünceleri kafamdan itelediğimde Buğra'dan gelecek olan herhangi bir tepkiyi beklemeye odaklanmıştım.

- Şaka mı? Şakaysa eğer hiç komik değil, heleki şu durumda hiç değil.

Kafamı ağır çekim halinde sağa sola salladığımda gözümden düşen tek damlaya mani olamamıştım. En çok onu ben yaraladığımın bilincinde olmak çok zordu. Gözlerini kapayıp saniyesinde açtığında görmemeği diledim. Hayal kırıklıklarıyla harmanlanmış o gözlerini görmek benim en büyük cevabımdı.

Beni de sever misin?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin