BÖLÜM 7

6.2K 180 5
                                    

İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR, ÖNERİNİZ OLURSA MUTLAKA İLETİN DİKKATE ALIRIM...

YORUMLARINIZ VE OYLARINIZ BENİM İÇİN ÖNEMLİ VE DEĞERLİDİR. YENİ VE GÜZEL BİR ŞARKI EŞLİK ETSİN HİKAYEMİN BU BÖLÜMÜNE, SEVECEĞİNİZİ UMUYORUM.


Yanıma yaklaştığında, Travesti olduğunu farkettiğim bu güzel kimdi bilmiyorum. Direk söze girdi;

- Oğlum, sen napıyon bu saatte burda?

- Yatıyorum, abla.

- Lan buralarda yatar mı insan? Tehlikenin içinde, bu saatte, evin barkın yok mu? Bak kaçan şerefsizlere, üstüne üşüşmüşlerdi.

Uykulu gözlerle tekrardan, kaçanların peşinden bir bakış attım.

- Abla, evim yokki benim. Üç yıldır bu civarlarda yatıp kalkıyorum ben.

- Olmaz böyle oğlum, adın ne senin?

- Murat

- Bende Ceren, yok yok olmaz buralarda böyle, kalk. Hadi kalk bakayım, böyle burada uyunurmu yahu?

- Ne..nereye abla, nereye gideyim ki?

- Ulan kalk, benim eve gidiyoruz. Bırakmam seni burada ben, başına neler gelir Allah bilir.

Ah bir bilseydi üç yılda başımdan gelip geçenleri, eminim bunu demezdi.

Kalktım, tost poşetini aldım elimde, Ceren ablayı takip ettim. Yolda ara ara konuşarak yürümeye devam ettik;
- Geldik sayılır, yakın bu tarafa benim evim, ben seni hiç görmedim buralarda, sen nerelisin?

- Ben merkezdenim abla, ama üç yıldır buralarda yaşıyorum işte.

- Hay ablanı sikeyim emi, hahaha. Hem güldürdün beni bak, hemde üzdün. Eve vardıkmı şöyle güzel bir çay, birşeylerde koydukmu yanına, karnımızı doyururuz. Seninde için ısınır biraz, banyo falan yaparsın.

- Tamam, abla.

Yokuşa doğru çıktık, bir apartmanın önünde duraksadı Ceren abla, bende arkasında duraksadım. Güzel bir mahalle gibiydi görünen, ancak karanlık düşüyordu. Sokak lambası toz pembeye dönmüş bir renkte, ufacık bir ışık saçıyordu sokağa. Sessizdi ortalık, saatte bayağı geçti. Hiç bilmiyordum bu tarafı, ben yukarılara pek çıkmamıştım zaten. Aşağılarda yaşadıklarımı hazmetmeye çalışmaktan, kapalı bir çatı altı aramaktan, yukarılara çıkmaya zamanım olmamıştı.

Durduğumuz apartmanın diğer yanındaki kapıdan içeri girdik. İkinci kata çıktık, Ceren abla kapıyı açtı anahtarlarıyla. Önden beni aldı içeriye, ardından oda içeriye girdi.

- Geç, geç Murat şöyle geç. Rahat et, evinde gibi tamam mı? Ben şu üstümü döküneyim, hemen geliyorum.

- Tamam abla.

Odaya geçtim, ev lüks denilecek bir şekilde döşenmiş, sıcak bir yuva havası vardı. Bir Travestiye ait olmasına rağmen. Onların evleride hiç küçümsenecek gibi yada buz gibi evler değilmiş demekki. Oturmak istedim, ancak oturamadım mobilyalar kirlenirse diye. Bir ileri bir geri, gezinirken Ceren abla girdi içeriye ev haliyle. Bildiğin kadın gibiydi, üzerinde askılı bol bir bady, altında dar siyah bir eşofman vardı. Saçları ahenk içindeydi, dalga dalgaydı.

- Murat noldu, oturmamışsın. Birşey istediysen bak çekinme söyle bana.

- Şeyy, abla...Üzerim biraz kirli diye oturmak istemedim.

- Yahu o nasıl söz öyle Murat, altı üstü mobilya işte, silersin silkelersin geçer. O ne demek öyle, kendi evin gibi davran. Ha rahat edemiyorum dersen illa, gel sana banyoyu göstereyim. Yıkan paklan, kafana göre rahatla biraz.

- Sağol abla, gerçekten iyi olur.

- Ben de birkaç parça kıyafet olacaktı. Sen geç ben hemen geliyorum.

Ben gösterdiği koridorda banyoya girip etrafı hayranca izlerken, Ceren abla bir tişört bir eşofmanla geldi yanıma. Kabinin yanına elbiseleri bıraktıktan sonra, dolaptan temiz iki havluda çıkardı elbiselerin yanına. İki dakikada bana sıcak suyu, soğuk suyuda gösterip kapıyı çekti çıktı.

Hayatımın en iyi, en mükemmel duşuydu heralde. Su vücudumda dans ediyordu, şampuan kokusu ve köpüğü bir enstruman gibi suya eşlik ediyordu. Ne kadar durduğumu bilmiyorum ama çıkmak istemedim. Bir yerden sonra duşu kapadım, kurulandım ve giyindim. Temiz ve lükstü getirdiği alt üstler. Eşofman iyiydi ancak tişört sanki 1-2 beden büyükçeydi ama abes durmamıştı. Aynanın karşısında saçlarıma baktım biraz, dalga dalgaydı. Uzunluğu hoşuma gidiyordu ancak biraz şekilsiz kalmıştı. Ellerimle saçlarımı yatıştırıp, odaya doğru ilerledim. Odaya girerken;

- Muratcıııııııııııım, gel gel Mutfaktayım.

Arkamı döndüğümde, sesinde etkisiyle pat diye mutfağa girivermiştim. Harika bir zevkin elinden çıkmıştı sanki, siyah beyaz ankastre, mavi spot ışıklar, hayal yada ne bileyim bir masal gibiydi.

- Canım duvardan ışığa basıver.

- Tamam, abla...Dedikten sonra ışığı yakıp, Ceren ablanın gösterdiği sandalyeye geçtim.

- Kahvaltı gibi ediverelim şimdilik Murat, saat çok geç diye hafif şeyleri çıkardım.

- Allah razı olsun abla, çok bile.

Ne demek dercesine sıcak bir tebessümle bakıp, çayları doldurdu ince belli koca koca bardaklara. Mis gibi kokuyordu. Zeytin, peynir, reçel, domates,salatalık hatta soğuk bile olsa börekler ve çay vardı masada. Ekmekte kesmişti Ceren abla. Ona abla diyorum çünkü gerçekten sesi dışında bir kadından hiçbir farkı yok. Çokta iyi biri hem, sert mizaçlı biri değil. Yada hakeden hakettiğini buluyor, hakedene öyle davranıyor.

Karnımızı doyurduktan sonra Ceren Abla '' Gel odaya, oturalım biraz sonra da yatarız. Ben sabah hallederim kahvaltıdan önce buraları.'' diyerek odaya kadar tepsideki çaylarla bana eşlik etti.

Oturduk uzun uzun konuştuk. Merak ettiklerini bile sormuyor, Anlatmak istersen deyip anlattıkça dinliyordu. Eğilimimden bahsettim ona, pasif eğilimli olduğumu öğrendi ve tabiki eşcinsel olduğumu. Hayallerim olduğunu anlattım, ancak yıkıldıklarınıda eklemeyi unutmadım. Bela okurcasına bakıyordu, bana yaşatılanları anlattıkça, yaşatan kişilere ithafen. Oda benim gibi zor zamanlar yaşamış. Çalışıyor sanıyordum o saatte onu oralarda görünce, meğer erkek arkadaşı varmış. Kısmet olursa cinsiyet ameliyatı sonra biraraya gelmeyi düşünüyorlarmış.İyi birikimi varmış, abide maddi olarak iyi durumda olduğu için, çalışmaya ihtiyaç duymuyormuş artık.Bana da bedenimi sordu son olarak, sonra tahmin ederce mırıldandı kendi kendine. Ayakkabılarıma da baktı kapı içinde çıkardığım yerde. Giyim kuşam aklıma gelmişti o an ama birşeye yormadım yine de. Bedene gelince tabiki bilmiyordum, uzun zamandır bedenime göre giyimim olmamıştı ki. Bana yarın tanışabileceğimizi söyledi ve onu yemeğe davet edeceğini belirtti.

Heyecanlanmıştım, hani bir kişinin karşısında daha az heyecanlıdır da insan, kişiler çoğaldıkça heyecan ve utançta zirveye tırmanır. İşte öyle hissetmiştim, hem acaba birşey dermiydi acaba Ferhat abi? Merak  ve heyecan içinde teşekkür mahiyetinde Ceren ablaya ufakça sarılıp, banyodayken benim için hazırladığı misafir odasına geçtim ve çok geçmeden gözlerimi kapattım.

ERKEK ADAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin