Eksik Parça -6-

2.7K 206 263
                                    

Laxus Dreyar

Önümdeki uzun yolda yürürken taşlardan birine daha vurdum. Gece olduğundan taş uzun yolda yuvarlana yuvarlana gözden kayboldu. Bu gece eve gitmeme fikri on bininci kez aklımdan geçerken eninde sonunda bir gün karşılaşacağım, karşılaştığımda da her şeyin daha berbat olacağını da beraberinde getiriyordu. Ekibimiz daha başlamadan puan kaybetmişti. Bu hareketle ekipteki herkese saygısızlık etmiş oldum. O geri zekalılara ettiğim saygısızlık umrumda olmasa da bana uygulayacakları işkence planları beynimde az çok yankılanıyordu. Hepsi birer psikopattı. Ve gerçekten sinirlendiklerinde sadistlik yönleri de bayağı ağır basıyordu. Mesela az çok Jellalin bıçakları bilemeye başladığını tahmin edebiliyordum. Ya da Grayin acaba Laxusu hangi iple bağlasak daha sıkı olur diye kendi kendine konuştuğunu.

İçimdeki bu karmaşaya rağmen eve varmış, kapının önündeydim. Anahtarla kapıyı açtıktan sonra bir nefes bıraktım. Hepsi kapının önünde sıralanmış, beni bekliyordu.

"Makarovdan bu haberi aldığınızdan beri bu halde kapıda mı bekliyorsunuz?"

"Evet." dedi Gray. "Ayakta durmaktan belimi hissetmiyorum ve şu an tek istediğim seni döverken dinlenmek."

Anahtarı, deliğinden çıkarıp sakin bir şekilde kapıyı kapattım. Her ne kadar yaptığım yanlış olsa da Gray'den kat be kat güçlüydüm. Ve bunu saklamak, mütevazılık yapmak gibi bir niyetim yoktu. Çünkü çok güçlü olmuşuz amk boru mu?

"Kavga mı istiyorsunuz?" dedim hepsine karşı.

"Evet Dreyar. Kavga istiyorum." dedi saçlarının gölgesini gözlerinden çekmemiş biri. Jellal. "Başkanlığımı benden almak isteyen birine karşı eksi puan kazandık.

"Yarışmada yine biz kazanacağız. Niye bu kadar büyütüyorsunuz ki?

"Çünkü günlerdir bunun için çalışıyoruz ve daha başlamadan puan kaybettik!"

"Çünkü kaybettiğimiz puan bir puan bile olsa işler değişebilir!"

"Çünkü Jellal Fernandes puan kaybetmemeli!" diyerek sıraladı Jellal.

Elindeki bıçağı masaya sapladı. Karanlık ortamda demiri parlayan bıçak, Jellalin elinin altındaydı. Jellal pek sinirlenen biri değildi ama sinirlendiğinde bambaşka bir Jellal ortaya çıkıyordu. Ellerini masaya yaslamış, bir şeyler düşünüyordu.

"Aslında pek de bir şey fark etmedi." dedim. Dördü de gözlerini bana dikti.

"Ne demek fark etmedi?" dedi Gajeel.

"Biz puan kaybettiysek onlar da kaybetti. Yani hepimiz sıfırdan başlayacakken eksi beşten başladık gibi bir şey oldu."

"Öyle mi?" dedi Jellal masaya sapladığı bıçağı yerinden çıkarıp Natsuya uzatırken. "O zaman Makarov neden böyle bir şey yaptı?"

"Bilmiyorum ama Laxusu ne zaman döveceğiz? Sırf bunun için üç saattir ayaktayız."

Natsunun kafasına bir tane geçirirken Jellalin yanına gittim. Büyük masada her şey vardı. Notlar, defterler, kalemler... Bu yarışma işini biraz abartmış olabilirdik galiba. Jellal sandalyeye oturup deftere not aldı. Sonra kendi kendine konuşmaya başladı.

"Eğer ikimiz de puan kaybedeceksek neden böyle aptal bir cezaya başvurdu? Ya da neden Erzanın puan kaybedeceğini bana söylemedi?"

Birkaç dakika boyunca kalemi elinde döndürdükten sonra aniden kalemi masaya fırlattı.

"Çünkü ihtiyar yarışmaya kadar uslu olmamızı istiyor!" diye bağırdı. "Eğer bir kez daha puan kaybedersek kazanma ihtimalimiz neredeyse yok olacak. İkimize de aynı cezayı verip birbirimize söylemedi çünkü ayağımızı denk almamızı istiyor. Polislerin karşısında yaşadığı öfke bu karara sebep olmuş. Eğer yarışmaya kadar puan eksiltecek bir şey yaparsak kazanma ihtimalimiz neredeyse yok olacak. Ama yapmasak bile yenilen taraf ağır bir yenilgiyle dönecek. Ağır bir yenilgiyle dönecek ve başkan ya da başkan yardımcısı olmaya yüzü olmayacak. Ve bu da bizim bir daha yaramazlık yapmamız için bir mesaj. Çünkü şu an bile ihtiyar en ağır kozlarını bize gönderiyor. Eğer kaybedersek," diyerek gözlerini bize çevirdi Jellal. "okulda bir daha yüzümüzü kaldırarak yürüyemeyebiliriz."

Eksik ParçaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin