Gray Fullbuster
Ayakkabılarımı ayağıma geçirip merdivenlerden atladım. Apartmanın kapısını da açtıktan sonra uzağa doğru bakıp derin bir iç çektim. İki kişi gidiyorduk okula. Jellal zaten geceleri hastanede kaldığından okula hastaneden geçiyordu, Gajeel bugün okula gitmeyip hastanede onları bekleyecekti, Natsu salağı da zaten bildiğiniz gibi. Böylesine bir yalnızlığı hissetmemiştim daha önce. İki kişi okula gitmek? Biz? Çok uzak bir şeydi bize. Böylesine bir olayı daha önce yaşamamıştık. Böyle bir yalnızlığı daha önce içimde hissetmemiştim. Sinirliydim, her zamankinden daha fazla agresif tavırlar sergiliyordum etrafa. Etrafımdakiler de bunun farkındaydı. Bu yüzden çok bulaşmıyorlardı bana. Bir kişi hariç. Tahmin etmesi zor değil, değil mi? Gözümü çevirdiğim her yerde karşıma mavi saçları çıkıyordu. Gözüm bir an olsun ondan başka bir şey görmüyordu. Göremiyordu. Bana böyle bir hak tanımıyordu zaten Juvia.
''Yaklaşık dört dakikadır senin baktığın yere bakıyorum ve benim yolumda durmanı gerektirecek herhangi bir şey göremedim. Yolumdan çekil.''
Gözlerimi devirip arkamdaki Laxusa yol vermek için çekildim. Ellerimi cebime atıp ağır adımlarla okula doğru yürümeye başladım.
''Laxus...'' dedim yüzümde bir piç sımayl varken. ''İlişkin oldukça güzel gidiyor değil mi? Ne duydum biliyor musun? Okulda antiMirajaneStrauss toplulukları var.''
Eliyle alnına vurdu bir tane.
''Bir de onlar var değil mi? Her yerde karşıma çıkıyorlar.''
''Sana karşı kin besliyorlar Dreyar!'' dedim dalga geçerek.
''Kendileri bilirler.'' dedi omzunu silkerek. ''Hem, Mira onlarla zaten ilgileniyordur.''
Cevap verecekken yanıma yaklaşan beyaz bir kafayla konuşmamı kestim. Ona çevirdim bakışlarımı.
''Sen neden her yerde karşıma çıkıyorsun? Zaten bunca yıl sonra beni bulmak için uğraşmışsın. Şimdi de buldun... Lan? Bana mı aşıksın sen? Juvia duydu mu bunu? Salıyım mı Juvia'yı üstüne? Parçalasın mı seni? Sıçıyım mı ağzına?''
''İkinize de son kez söylüyorum.'' dedi sinirlerini kontrol etmek için derin bir nefes alırken. ''Sana aşık değilim. Juvia da böyle hareketleri bıraksın. Boşu boşuna endişeleniyor.''
''Niye geldin o zaman?''
''Lucy ve Natsu için geldim. Nasıllar?''
''Sen nereden biliyorsun onları?''
''Çünkü Juvia günlerdir mutsuz. Yüzünün güldüğünü neredeyse hiç görmedim. Konumuz Juvia. Somurturken görmek... Garip.''
''Mutsuz olduğunu nereden biliyorsun?'' dedim gözlerimi ona dikerken.
''Komşum falan hani?''
''Juvia Lucy'nin evinde kalıyor falan hani?''
''Lucy'nin evinde kaldığını nereden biliyorsun?'' dedi diktiğim gözlerime aynı meydan okur ifadeyle.
''Çünkü ben onun Gray-sama'sıyım.''
''Çok alışma bu ifadeye bence.''
Aniden duraksadım.
''Neden?''
''Neden mi? Her gün kızın umutlarını biraz daha kırıyorsun Gray. Her gün onun yarasını daha da derinleştiriyorsun. Juvia da yaralarının sarılmasına ihtiyaç duyacak.''
''Hayır.'' deyip kestirip attım.
''Hayır...'' dedi dalga geçer bir ifadeyle. ''Sen onun kalbini bu kadar kırdıktan sonra mutlu mesut bir şekilde yaşamına devam edeceğini mi sanıyorsun? Hatta... Sen Juvia'nın hep mutlu mu olduğunu sanıyorsun? Senin yüzünden defalarca ağladığını gördüm Gray.'' Yüzünü yerden kaldırdığında gördüğüm bakışlar hoşuma gitmemişti. Sanki içi yeni umutlarda dolmuş bir çocuk gibiydi. ''O öyle ağladıkça benim içimde bir şeyler kopuyor. Ben buna artık dayanamıyorum.''

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eksik Parça
AléatoireFairy Tail Lisesinin başarılı başkanı Jellal Fernandes, karizmatik gülümsemesinin arkasındaki gizemli geçmişiyle, İki oyla başkanlığı kaçıran rekabetçi başkan yardımcısı Erza Scarlet, kendinden emin bakışlarının arkasında geçmişte yaşadığı kayıplarl...