Merhabaaa
Koyu renkli yazılmış yazıları korece gibi düşünün kafanız karışmasın :) Mediadaki Sarışın çocuğumuz Suga :)Uçağın iç ışıkları kapalıydı. Gözlerimi açtım ve etrafı süzdüm herkes uyuyordu ve İstanbula inmemize daha 5 saat vardı. Koltukta kıpırdadığımda kasıklarıma ağrı saplandı çişim gelmişti. Ayağa kalktım ve tuvaletin yolunu tuttum. Herkes uyuduğu için yavaş adımlarla yürüyordum,o sırada adamın birinin ayağına takıldım tam adam gözlerini açıyordu ki koşarak tuvalet kabinlerinin oraya gittim. Kapıya baktım yeşil yanıyordu bende içeri daldım gözlerim yarı kapalı halde. Sonra üç sesi aynı anda duydum.
1.Kapıyı kilitleme sesi
2.Sifonun sesi
3. Ve fermuarın kapanma sesi
Gözlerim büyümüştü,ben kapıyı kilitlemiştim ama oysa ki tuvalette biri vardı. Yavaşça arkamı döndüm ve karşımdakine baktım. Gene o sarışın çocuk korkmuş gözlerle bana bakıyordu. Tam çığlık atmak için ağzımı açmıştım ki eli ağzıma gitti ve ağzımı kapatıp sırtımı kapıya yasladı.
"Sakın çığlık atma tüm uçağı başımıza toplarsın"
"Hoyor boğormocom olono çok"
"Hı?" Baş parmağımı kaldırıp elini gösterdim ve oda elini çekti.
"Hayır bağırmıcam elini çek dedim ve sen o pis ellerini ağızıma sürdün ıyyy"
"Ah o mu pardon tüm amacım bağırmanı engelemekti"gözlerini devirdi tuvalet ufaktı ve bizim kollarımız,bazen omuzlarımız ve bazen vücutlarımız birbirine değiyordu. Bana sırtını döndü ve ellerini yıkadı.
"Neden sürekli karşıma çıkıyorsun?" Ellerini lavaboya dayayıp konuşmuştu.
"Sanki isteyerek karşılaşıyorum seninle"
"Bence öyle yapıyorsun"diyip yamuk bir şekilde gülümsedi. Tuttuğum nefesimi verip
"Tuvaletin kapısını kitlesen karşılaşmış olmazdık hemde bu durumda hem çıkacak mısın işim var?"
"Ne biliyim gecenin bir yarısı kızın tekinin tuvalete paldır küldür içeri giriceğini. Ne işin var ne güzel konuşuyoruz burda ayrıca"
"Ya çişim gelmiş bana burda ne güzel konuşuyoruz diyorsun"kapıyı açtım ve çıkması için elimle gösterdim yanımdan geçerken tüm vücudu benim vücuduma sürttü hafif yanık tütün kokusuyla karışmış parfüm kokusunu hissettim ve ben ateş gibi yanmaya başladım o kadar yakınımdan geçmişti ki donup kalmıştım uzaklaşırken kendime geldim ve kapıyı kitledim'Neden uçak tuvaletlerini bukadar ufak yaparlar ki?' Durdum ve iç sesime karşılık verdim 'Tuvaletler iki kişilik olmadığından olabilir'Uçak indiğinde sarışın çocuğu hiç bir yerde görmedim pasaport kontrolüne geldiğimizde onu görmüştüm ilerde ona doğru koşan birileri vardır ve koşanlardan en küçüğü ona
"Suga abiiii"diye bağırmıştı. Kız çocuktan belki de beş veya altı yaş küçüktü ve türktü. Kızı kucağına aldı ve sıkı sıkı sarıldı o sırada bana bağıran annemin sesini duydum
"Song Jae hadi otobüsü kaçırmayalım" koşar adımlarla bavulumu sürükledim.
Eve girdiğimde saat sabah dokuz falandı kendimi yatağa attım kıyafetlerimi çıkarmadan ve tam gözlerimi kapamıştım ki telefonum çalmaya başladı.
"Kahretmesin zamanımıydı şimdi" sinirlenince gene türkçe ile koreceyi karıştırmıştım.
"Alo?"
"Jae ile mi görüşüyorum"
"Evet benim"
"Ah iyi,Naber ben Orçun" Oha Orçun valla o aramıştı beni oha oydu.
"Aa selam Orçun"
"Rahatsız etmiyorum değil mi?"
"Hayır saçmalama"
"Bu gün İstanbula dönüceğini duymuştum Melisa'dan" kurban olurum ben bu Melisaya nasıl minnoş bir kız.
"Evet doğru eve şimdi girdim"
"Ben şey için aramıştım... Müsayitsen buluşalım bir şeyler içelim ama sesin yorgun geliyor yarın buluşalım mı?" Beni düşünüyordu yerim ya şuanda gözlerimden kalpler fışkırıyordu resmen.
"Ah beni düşündüğün için teşekkürler cidden çok yoruldum"
"Şey peki...sana mesaj atabilirmiyim?"İletişimi koparmak istemiyor işte benim aşkım hahaha.
"Tabikide atabilirsin ama şimdi uyuyacağım"ağır kızı oynamam gerekiyor ağırdan satmalıydım imkansızı başarmalıydım.
"Aa tabi sana iyi geceler"dedi bende kıkırdayıp teşekkür ettim sonra yatakta deli gibi zıplamaya başladım Orçunla buluşucaktım aşkımla. Tamam abarttığını düşünebilirsiniz ama saplantı haline getirdim derken ciddiydim.Ertesi gün yataktan ilk defa zorlanmadan kalktım ve hazırlandım. Çok şık olmadan spor bir şekilde giyindim.
"Omma?"
"Efendim kızım?"
"Arabanın anahtarını alabilir miyim? He lüfeeeen"
"Ne için istiyorsun?"
"Arkadaşımla buluşucam hı alıyım mı ne olursun?"
"Tamam ama eve geç gelme bana yardım etmen gerekiyor"arabanın anahtarını aldım hemen kapıdan çıktım.
Şuanda koşar adımlarla Beşiktaş meydanın beni bekleyen Orçunun yanına gidiyordum. Uzakta kaykay kayanları izleyen Orçunu gördüm
"Orçunnnn!"diyip ellimi salladım bana baktı ve gülümsedi ayağa kalkıp yanıma geldi tam elimi uzatmışken beni kendini çekti ve sarıldı benimse kollarım aşağıya sarkıyordu çünkü şoka girdim. Derin bir nefes aldım ve parfüm kokusu burnuma doldu ve parfümünü biliyordum'Hugo Boss'tu. Bir erkeğe yakışabilecek en güzel kokuydu. Bende yavaşça ona sarıldım ve daha fazla sıktı beni.
"Özlemişim seni"dedi gülen gözlerle bana bakıyordu ilk defa bana böyle sarılmıştı benimde yanaklarım kızarırken başımı yere eğdim. Bir şey dememi bekledi ama benim ağzımdan kelimeler çıkmıyordu bana kal gelmişti. Hafifçe sesli güldü
"Nereye gitmek istersin?"
"Yukarıda cafe pi var sessiz bir yer orası" yokuştan yukarı yürüken havadan sudan ve koreden falan konuştuk. Kafeye geldiğimizde bahçeye oturduk ve garson geldi siparişlerimizi verdik ikimizde bira istemiştik.
O kadar gülüyordum ki karnıma ağrılar girmişti. Orçun göründüğünden daha komik ve sevimliydi. Sürekli beni övüp komik espiriler yapıyordu okuldaki bazı insanlar hakkında ağır dedikodular yapmıştık falan ama erken kalkmam gerekmişti yanından.
Arabama bindim ve camı açtım.
"Yarın okulda görüşürüz Jae"
"Kendine iyi bak yarın görüşürüz"dedim gülümseyerek ona bakıyordum o sırada usulca yaklaştı ve açık camdan içeri kafasını soktu dudaklarını dudaklarıma hafifçe bastırdı ve arkasını döndü ellerini ceplerine soktu ve yürümeye başladı. Lanet olasıca beni arabanın içinde ağızım beş karış açık bıraktı çok cool bir şekilde gitti ve bir saniye durun O AZ ÖNCE BENİ ÖPTÜ MÜ? AMAN TANRIM BENİ ÖPTÜ! Arabanın içinde deli gibi zıplıyordum ve bağırıyordum. Arabayı çalıştırdım ve müziği son ses açıp bağıra bağıra söylemeye başladım çok mutluydum kızarmıştım ama umrumda değildi ORÇUN BENİ ÖPMÜŞTÜ!Ertesi gün okula koşarak ah pardon resmen uçarak gittim ilk işim melisayı bulup olanları anlatmaktı. Melisa iç mimarlıkta okuyordu,iç mimarlık katına çıktım ve sınıflara bakmaya başladım ama gördüğüm şey beni şok etmişti Melisa boş sınıfların birinde bizim sınıftan Berk diye bir çocukla işi pişiriyordu ahlaksız küçük şeytan onlar fark etmesede ellerim belimde gözlerimi kısarak onları izliyordum. Tam o sırada biri kulağıma yaklaşıp
"İnsanları dikizlemek hiç doğru değil"olduğum yerde sıçradım sıcak nefesi kulaklarımı okşamıştı ama bu okşama hoşuma gitmemiş aksine beni korkutmuştu. Sonra bir kahka patlattı arkamı döndüm ve Orçun dibinde duruyordu ve hala gülüyordu
"Sende insanların arkasına sinsice yaklaşmamalısın eğer çok dalmış olmasam müsayit yerlerine tekme yerdin. Olum ben karate biliyorum hemde siyah kuşağım" O sırada Orçunun kahkası artmış nefes almayı unutmuş bir şekilde gülüyordu.
"Hahahhah çok sevimlisin"diyip başımı kolunun altına aldı ve yürümeye başladı.
"Ya napıyorsun saçım bozuluyor"
"Seni çifte kumrulardan uzaklaştırıyorum"
"Ya tamam bırak yürürüm valla"
"Jae az konuş başımı ağrıtıyorsun"diyip gözlerini devirdi. Şu göz devirme işinden nefret ediyordum resmen,hem biz hangi ara bu kadar yakınlaşmıştık? Amannn boşver önemli olan yakınlaşmamız kaynaşmamız sonraaa bir saniye neden fikirlerim terbiyesizleşiyor ben burda saf aşığım düşündüklerime bak iyice terbiyesizleştim.
"Lanet olsun seni öldürüceğim"
"Hı ne dedin?"
"Diyorum ki seni öldürüceğim!"elleri yanaklarıma gitti hem sıkıp hemde konuşmaya devam etti "Bu kadar sevimli olma melez kız"diyip yanaklarımı mıncırmaya devam etti.Ve bir bölüm sonu dahaaa mediadaki Orçun :)
Yanlışlarım olduysa özür dilerim lütfen bölümü beğenmeyi unutmayın! :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELEZ KIZ•MinYoongi/TAMAMLANDI
JugendliteraturYarı Koreli yarı Türk Song Jae Young kendi isteği üzerine annesiyle Türkiyeye gelir liseden sonra üniversiteyide Türkiyede okur. Birinci dönem hayran olduğu çocuk ikinci dönem ona karşı ilgi göstermeye başlar. Ama ikinci dönemin ortasında Koreden ge...