Normal de insanlar kaçırılınca karanlık korkutucu depolara götürülürler ama ben şuan öyle hissetmiyordum.Odanın aşırı sıcak ve üstümdeki yorganın tüylü dokusu birleşince terlemiştim. Yavaşça yataktan doğruldum. Bulunduğum odada soba vardı. Demekki sıcaklık ordan geliyordu. Eski bir yatakta yatıyordum,yerde el işi olduğu belli olan bir kilim vardı. Bir depodan çok köy evini andırıyordu.
Ayaklarımı yere sallandırıp yataktan kalktım. Odanın ufak demirli camı vardı bayılıp ayılmanın verdiği sersemlikle yürümeye başladım. Dışarı bakınca galiba cennete düştüm dedim. Uçurumun ucundaydı ev ve uçsuz bucaksız denize bakıyordu.
İçerden bağırış sesleri geliyordu. Bir kadın ve Orçun deli gibi birbirlerine bağırıyorlardı. Yavaşça kapıyı araladım ve dışarı çıktım.
"Sana inanamıyorum! İyiki gelin istedim senden! Sense kızı tanıştırmak için değilde kaçırdım diye getiriyorsun! Bravo gerizekalı oğlum!"
"Bana bağırma anne ,kız uyanıcak!"
Sesler geldiği yere doğru yavaş adımlarla yürüdüm burası köy evi falan olamazdı bildiğin lüks dağ eviydi. Pahalı eşyalar vardı,hertaraf deri kokuyordu ve OHA (!) o gördüğüm boyum kadar şömine mi!?!?!?
"Kızın rızası yokken nasıl buraya getirmeye cüret edersin!"
"Olucak! Rızası olucak! Ve bana bağırma Jae uyanıcak!"
"Hah kız türk bile değil." Aşağılayıcı ses tonu yüzünden kemiklerime kadar titremiştim.
"Gayette TÜRKÜM!"
İkisi aynı anda sesin geldiği yöne yani bana doğru döndü. Orçunun suratında psikopatlara ait bir sırıtış vardı. Jae Young kendine gel adam zaten öyle! Seni kaçırdı be!
Kaçırmak!
Beni!
Suga!
Tuğba!!
"Pis herif Tuğbaya ne yaptın?!?"diyip üstüne doğru yürümeye başladım. Hızlıca göğüsüne vurunca bir iki adım geriledi. O sırada yanımızda ki kadın kolumdan sıkıca tuttu beni.
"Otur oturduğun yere!"
"Siz kim oluyorsunuzda bana emir veriyorsunuz!?!!!" Dememle suratıma sıkı bir tokatın inmesi bir olmuştu. Şok ile ağzımın açılırken ellerim yanağıma gitmişti. Aşağılık kadın bana tokat atmıştı.
"Eğer gelinim olucaksan bana ve oğluma saygın olsun!"
"GELİNİNİZ FALAN OLMICAM! LAN ADAM KAÇIRDINIZ PEZEVENKLER!!!"
Veeee Song Jae Young'un yanağına ikinci bir tokat inerrr! Göz yaşlarım göz bebeklerimden akıp vücudumu terk ederken aklımda burdan kaçmak isteğim vardı. Hızlıca kapıya doğru koştum ve açtım. Arkamdan Orçunun ve annesinin bağırışını duyabiliyordum. Ama kapıyı açmamla şok olmuştum çünkü evin arka tarafı uçsuz bucaksız gibi gözüken bir ormana bakıyordu. Ön taraf uçsuz buçaksız deniz arka tarafta kocaman ormanlık! Lanet olsun!
Hızlıca dışarı adımımı atıp koşmaya başladım. Nereye koştuğumun bir önemi yoktu buradan uzaklaşıyım bana yeterdi. Ayağıma batan taşlar ve çalılar yüzünden ağlamaya başlamıştım. Ama duramazdım. Arkama bakıp kimse geliyor mu diye baktım. Hayır kimse yoktu ama duramazdım o yüzden koşmaya devam ettim.
Hava kararmaya başladığında araba seslerini duyabiliyordum. Bir kaç dakika hızlı yürüdükten sonra otobana varmıştım. Yoldan hızlı hızlı araçlar geçiyordu. Her birine el sallayıp durmaları için bağırıyordum. Belkide yüzüncü araçtan sonra vücudumda enerjiden eser kalmadı ve yere yığıldım. O sırada gri bir araç yanımda durdu ve bağırarak yanıma geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELEZ KIZ•MinYoongi/TAMAMLANDI
Teen FictionYarı Koreli yarı Türk Song Jae Young kendi isteği üzerine annesiyle Türkiyeye gelir liseden sonra üniversiteyide Türkiyede okur. Birinci dönem hayran olduğu çocuk ikinci dönem ona karşı ilgi göstermeye başlar. Ama ikinci dönemin ortasında Koreden ge...