Selammmm kuzucuklarım.
Yavaş yavaş sindire sindire yazdığım bir bölümdü bu. Son üç bölüme aşırı özen göstericem çünkü son üç bölüm kaldı (bunu yayınladım geriye iki tane)
Şimdi hızlıca yazarınızdan notlar yapalım:
1.Koyu yazılar Korece
2.Koyu ve italikler Song Jae Young'un kendi iç dünyasındaki konuşması.
3.Bol bol yorum yapın
Veeeeeee
ÖPÜLDÜNÜZ ʕʘ‿ʘʔ
ㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋSuga yoğun bakımı kapısının önünde oturuyordu. Duyduğu ses ile kafasını kaldırdı. Jae'nin annesi Merve koşarak içeri girdi arkasından da babası. Merve koşarak ondan ufak olan bedene sıkı sıkı sarıldı. Canı acıyordu çünkü tek varlığı olan kızını kaybetmek üzereydi.
"Oğlum!?" Diye koşarken ağlıyordu da.
"Merve abla i-iyim." Jae'nin babası elini Suga'nın omzuna koyup sıktı. Ayakta durmaya çalışıyordu ama çok zor durumda olduğu belliydi. Üçü koltuklara oturmuş bekliyorlardı. Ellerinden hiç bişey gelmemesi onlarıda iyice bitiriyordu. Jae'nin annesi bir anda sanki on yaş çökmüştü.
Bir süre sonra hastaneye Tuğba girdi. Gözleri onunda çok kötüydü. Koşup ilk Jae'nin annesine sonrada babasına sarıldı. Suga kafasını kaldırıp ona baktığında Tuğba korkmuştu çünkü Suga'nın gözleri kıpkırmızı ama suratında anlamsızca bir gülümseme vardı.
"İ-iyi misin?" Tuğbanın sorusuna yanıt olarak sadece gülümsemesini soldurdu ve başını gene öne eğdi.
Ya neden bu kadar soğuk? Şey beni duyan var mı? Üstümü örter misiniz?
Ya neden kimseden ses gelmiyor zaten çok karanlık.Saatler saatleri kovaladı ve doktor ameliyathaneden çıktı. Hepsi aynı anda ayağa kalkıp dokturun yanına üşüştüler ama Suga kalkamıyordu. Kendinde o cesareti bulamıyordu.
"Kızınızın durumu kritik yoğun bakıma alınıyor. Kızınız tedaviye tepki vermiyor. Biz vücudunu iyileştirebiliriz ama beyin yanıt vermeye kapalı. Büyük ihtimalle herşeyi duyuyor ve hissediyor ama yaşadığı şoktan kaynaklı beyni kendini korumaya aldı."
"B-biz ne yapabiliriz?" demişti Jae'nin babası.
"Sadece dua edin ve onunla konuşun. Yanında da konuştuklarınıza dikkat edin çünkü sizi duyuyor. Bundan yüzde yüz eminiz."
Doktor tekrardan ameliyathaneye geri döndüğünde kapıdan sedyeyle Song Jae Young'u çıkardılar. Ailesi peşinden giderken Suga hala oturuyordu. Bunu fark eden Tuğba Suga'nın kolundan tutup onu sürükledi. Sedye önde ailesi arkada gidiyorlardı en arkadanda Tuğba Sugayı sürüklüyordu.
Büyük camlı odadan içeri girince hemşireler Jae'nin vücudunu makinalara bağladılar. Ellilerinde olan hemşire odadan çıktı ve ailenin önünde durdu.
"Ziyaret saatlerini ve kuralları belirtiyim sizlere. Her gün öğlen ikide yirmi dakika görüşme süreniz var. Çok uzun cümleler kurmayın beyni yorgun durumda. Girmeden önce bir hemşireden yardım isteyin çünkü size dezenfekte edilmiş kıyafetler giydiricekler. En son olarak bugün sadece bir ziyaretçi alabiliriz. Ameliyattan yeni çıktı."
"Ben girerim."demişti annesi. Herkes olumlu anlamda kafasını sallamıştı.
Suga'nın küçük vücudu iyice ufalmıştı. Camlı odanın karşısındaki oturaklara oturmuştu. Konuşamıyordu sanki dili yokmuş gibiydi. Kendini kaybetmek istemiyordu. Güçlü olması lazımdı. Song Jae için güçlü olmalıydı.
Sonunda sıcak bir yerdeyim.
Makina sesleri dışında ses gelmiyor ama olsun en azından sıcak. Çok sıkıcı.
Ailem nerde acaba?
Ya Suga?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELEZ KIZ•MinYoongi/TAMAMLANDI
Teen FictionYarı Koreli yarı Türk Song Jae Young kendi isteği üzerine annesiyle Türkiyeye gelir liseden sonra üniversiteyide Türkiyede okur. Birinci dönem hayran olduğu çocuk ikinci dönem ona karşı ilgi göstermeye başlar. Ama ikinci dönemin ortasında Koreden ge...