Ne mi oldu?
Tam 8 gün geçti.
Suga beni ne aradı ne de sordu.
Mesajlarıma cevap vermedi.
Galiba ayrıldık ve ben kesinlikle depresyondaydım.Sabah gene gözlerim ağlamaktan ufalmış bir halde kalktım. Eskisi gibi değildim şuan ve babam bunu görmesin diye uğraşıyordum. Az yemek yiyordum,az uyuyordum ve sürekli kırmızı burunla geziyordum.
Oysa ki ben kötü hiç bir şey yapmamıştım. Kim bilir kız arkamdan neler dedi ki Suga benden nefret edicek duruma geldi ve bu yüzden arayıp sormuyor. Paytak adımlarla mutfağa ilerleyip dolaptan bir bardak aldım. Gene salak adımlarla arkamı dönmüştüm ki karşımdaki kişiyi görmemle elimdeki bardak düştü.
"Sugaa!!!" Diye boğazım yırtılırcasına bağırdım.
Boynuna atlamak için hamle yaptığım sırada acıyla inledim. Kırdığım bardağın parçaları sol ayağıma batmıştı. Keskin acı karşısında yeri düşerken düşüşümü hafifletmek için elimden destek aldım ama bu sefer geriye kalan cam parçaları avcumun içine batmıştı.
Acı ve özlemle karışık hıçkırıklara boğulurken Suga beni hızlıca kucakladı ve koltuğa oturttu. Bir anda suratı ciddileşmiş ve gene kaşları çatışmıştı.
"İlk yardım malzemeleri nerde?!" Bağırınca bana bende korkudan
"Mut-mutfak."diyebilmiştim sadece.Hızlıca yanımdan kalkıp mutfağa yöneldi. Cam kırıklarına basmamaya özen gösterirken ben hala deli gibi ağlıyordum sanki sekiz gün boyunca hiç ağlamamış gibi.
İlk yardım çantası ile yanıma geldiğinde koltukta yanıma oturdu ve avucumun içindeki kırıkları temizlemeye başladı. Her bir cam parçasını çıkarırken ağlamam şiddetleniyor hatta çığlık atıyordum. Son parçayı çıkardığından pamuğa ilaç döktü ve elimi elinin arasına aldı.
"Sakın çığlık atma."diyip pamuğu avuç içine yavaşça bastırdı. Dudaklarımı dişlerim arasına aldım ve çığlık atmamak için kanatırcasına ısırdım. Cidden canım çok yanıyor ve ağlamamı durduramıyordum. O ise kaşları çatılmış sanki ameliyat yapıyormuşçasına dikkat ediyordu.
Koltuktan kalkıp yere oturdu ve ayağıma bu sefer aynı şeyleri yapmaya başladı. Ben hala dudaklarımı ısırırken keskin bir demir tadı aldım ve sonunda dudaklarım kanamıştı. Oysaki hala bana kızmasını istemiyordum ve o yüzden sesimi çıkarmıyordum gibiydi. Sonra kendi kendine mırıldanmaya başladı.
"Bir şey mi dedin?"
"Evet."
"Ne dedin?"
"Hayatımda senin kadar salak ve dikkatsiz bir insan görmedim."
"Yaaa öyle mi?"diyip ayağımı çekmeye çalıştım ama ayak bileğimden sertçe tuttu ve kendine çekti.
"Rahat dur!"
"Bana emir verme!"
"Umrumda değil rahat dur!"
"Yaaa sana diyorum bana emir vermesene!!"
Yerden kalkıp suratıma doğru yaklaştı. Nefesi nefesime çarpıyordu ve ben bana deli gibi sert bakan suratının her bir yerini öpmek için can atıyordum. Çatılı olan kaşlarını daha fazla çatıp konuştu.
"Rahat dur! Hatta sessizde dur!"
Sonra bandajları alıp elimi ve ayağımı sardı. Suga'nın o halini görünce susmayı tercih ettim. İşi bitince mutfağa yöneldi ve buzdolabımda kimchi çıkardı sonrada dolaptan güveç. Ben ne yaptığını anlamaya çalışırken kimchi doğramaya başlamıştı bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELEZ KIZ•MinYoongi/TAMAMLANDI
Teen FictionYarı Koreli yarı Türk Song Jae Young kendi isteği üzerine annesiyle Türkiyeye gelir liseden sonra üniversiteyide Türkiyede okur. Birinci dönem hayran olduğu çocuk ikinci dönem ona karşı ilgi göstermeye başlar. Ama ikinci dönemin ortasında Koreden ge...