MELEZ KIZ•MinYoongi/TAMAMLANDI

İşler değişiyor

Sugayla banka oturduğumuz da beni kucağına çekti ve oturttu.

"Yahhh Suga napıyorsun sen?!"

"Hem seni hemde kendimi ısıtıyorum rahat dur."

"Bana anlatman gerekenler var."

Aldığı derin nefesi bıraktığında sıcak nefesi göğüsüme çarptı ve sıcak havadan dolayı titredim.

"Kartlarımı açık oynayacağım. Her türlü soruya açığım."

Gözlerimi yumdum ve bir kaç saniye düşündüm.

"Havai fişekler benim için miydi?"

"Lanet olsun çalışmadığım yerden geldi."diyip pis pis sırıttı ve sonra devam etti.

"Aslında hayır. Adamın biri her gün saat on birde dokuz tane havai fişek fırlatıyormuş."

"Neden adam manyak mı?"

"Hayır sevdiğine kavuşamamış demişti benim yerime diğer sevenler kavuşsun."

"Ee adam bundan bişey kazanmıyor mu?"

"Aslında ufak bir bağış kutusu var galiba ordan kazandığı parayla hallediyor."

"Barda ne işin vardı?"

"Tamda beklediğim soru. Sana doğru gelirken Kim Mina aradı beni. Çok sarhoş olduğunu ve onu almamı istedi. Ailesi öğrenirse dayak yiceğinden ve gene alkolü fazla kaçırdığından bahsetti. Ben bara gittiğimde ağlamış koltukta oturuyordu. Yanına gittim kolundan tuttum ama o benden kurtulup dans pistine çıktı. Bana 'Beş dakika daha dans ediyim.'dedi. Bende tamam dedim ama o durmak bilmedi benden sana mesaj atamadım çünkü çekmiyordu telefonum."

"Kim Minayı sevmiyorum Suga. Tüm amacı seni benden almak gibime geliyor."

"Bunu nerden çıkardın?"diyip kaşlarını çattı.

"Dün beni biri aradı ve bu gece o barda olucağını söyleyip benide çağırdı. Bende işim var diyip telefonu kapattım. Ama sen gelmeyince bende bara geldim ve senle Kim Mina ordaydınız."

"Bunu yaptığına inanamıyorum. O olduğuna emin misin?"

"Bana inanmıyor musun?"

"İnanıyorum sevgilim."diyip düşüncelere dalarken bana sıkıca sarıldı.

ㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋ

Burnumun kanaması bir türlü durmazken hostes bana daha fazla peçete getirmek için kabine geri dönmüştü. Uçak inmek için alçalışa geçtiğinde şiddetli bir şekilde burnum kanamaya başlamıştı. Dışarıda şiddetli rüzgar ve basınç vardı. Bu basıncın tamamını kafamın içinde hissedebiliyordum şuanda.

      Nihayet uçak İstanbul Atatürk havaalanına iniş yaptığında olabildiğince hızlı bir şekilde uçaktan indim. Ve elim kanlı burnumda taksilerin oraya ilerledim.

Şimdi bana dönüp:

"Song Jae Young senin İstanbulda ne işin var!?" derseniz gençler hatırlatıyım üniversiteye gidiyorummm ve yeni yıl başladı.