Not:Koyu yazılmış yazıları Korece gibi düşünün.
Bu bölümü tamamen Orçun ve Song Jae Young bölümü oldu. ^ - ^
ㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋ
O gün Suga kucağımda uyuduğunda bende hemen ardından uyumuştum. Sonrasında uyandığımda Suga evde yoktu ve sadece telefonumda bir mesaj vardı.
"Gönderen:UykucuSuga
Üzgünüm kaldığım evde bir iki problem çıktı gitmem gerekti. İşlerim bitince seni ararım. Bir iki gün okulda da yokum kendine dikkat et ve Orçundan uzak dur."Aradan bir hafta geçmesine rağmen Suga ne telefonlarıma döndü ne de okula geldi. Kalbim acıyor resmen onu özlüyordum. Okuldan içeri girdiğimde Orçun Melisa ile kavga ediyordu.
"Orçun lütfen bana bir kere şans ver söz o kızı sana unutturucam."Bir saniyeeeeeee Melisa ne demişti???? Lanet olsun bu iş çığırından çıkıyordu ve ben deliye dönmek üzereydim. Hiç bir şey olmamış gibi yanlarından geçip gitmeye karar verdim ama hala onları dinliyordum. Orçun yanlarından geçtiğimi görünce Melisadan uzaklaşıp yanıma geldi.
"Ne kadarını duydun?"
"Gerektiği kadarını."
"Yanlış anlamanı istemem bişey yok aramız."
"Hah beni ilgilendirmez ki ne istiyorsanız yapın." Diyip gözlerimi devirdim.Bana baktı ve gülümsedi. (Media gibi)
"Peh kıskanmış gibisin." Dedi
"Kıskanıcak bir şeyim yok." Diyip yürümeye devam ettim. Sadece ne biliyim kırılmış gibi hissettim.Bahçede tek başıma otururken arkamdan boynuma sarılan birini hissettim. Gülümseyerek döndüğümde arkamda ki Suga değil Tuğbaydı.
"Gülümsemen neden soldu?" Diyip dudak büzdü.
"Yooo solmadıııııı."
"Başka birini mi bekliyordun?"
"Bilmem. "
"Bunlar al haftaya finaller var bunlar da kaçırdığın dersleri notları." Diyip bana yaklaşık on sayfalık bir tomar uzattı. Hayır abi beş günde ne kadar çok ders işlenmişti.Kağıtları elimi aldım ve açıp okumaya başladım. Bir elimde türkçe korece çeviri bir elimde kağıtlar vardı. Bilmediğim tüm kelimeleri korece olarak bakıp anlamaya çalışıyordum. Bir süre geçmişti anlamadığım yada bilmediğim kelimeleri yazdım. Sanat tarihi hocasının yanına gittim ve tüm sorularımı sordum.
O kadar boş hissediyordum ki oysaki boğazıma kadar iş ile doluydum. Yaz okuluna kalmak istemiyordum o yüzden okuldan sonra gezmek yerine doğruca eve gittim. Salondaki yemek masasının üstündeki eşyaları kaldırıp kendime noodle hazıladım ve hızlıca yedim. Sonrada başladım çalışmaya.
Geç saatlere doğru ben tam mola vermişken kapım çalmaya başladı. Uykulu gözlerle kapıya doğru gittim.
"Kim o?"
"Benim Orçun kapıyı açar mısın?"Yavaşça kapıyı açtım ve Orçunun içeri girmesine izin verdim.
"Biraz konuşabilir miyiz?"
"Tabikide geç şöyle otur." Diyip kanepeyi gösterdim.
"Nasıl gidiyor?"
"Biraz yorucu aslında kaçırdığım dersleri telafi etmeye çalışıyorum. Ya senin?"
"Bilmem galiba kötü."dedi buruk bir sesle."Bir sıkıntın mı var bana anlatabilirsin?"
"Sadece ne biliyim. Sevilmeyi hak ettiğimi düşünüyorum sevdiğim insan tarafından. Ciddi bir ilişki istedim sonunda."
"Konu ben miyim?"
"Tabikide sensin Melez Kız. Her zaman konu sen oldun. Senin bana gülümsemen bile bana huzur veriyorken sen bana gülümsemez oldun."
"Orçun bilmiyorum sana söyledim kafam çok karışık diye."
"O siktiğimin çocuğunda ne buluyorsun? Bende ne eksik var?"
"Sakın bir daha küfretme ve bir eksiğin yok.""Bana o piçi savunma!"
"Bana sesini yükseltme Orçun!"
"Beni niye onu sevdiğin gibi sevmiyorsun??"
"Bunu açıklayamam. Sadece bana daha yakın gibi o. Bir seçim yapmak zorundaydım ve ben onu seçtim."
Orçun sinirlenip ayağa kalktı ve bana baktı. İşte ozaman gözlerinden yaşlar akmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELEZ KIZ•MinYoongi/TAMAMLANDI
Ficção AdolescenteYarı Koreli yarı Türk Song Jae Young kendi isteği üzerine annesiyle Türkiyeye gelir liseden sonra üniversiteyide Türkiyede okur. Birinci dönem hayran olduğu çocuk ikinci dönem ona karşı ilgi göstermeye başlar. Ama ikinci dönemin ortasında Koreden ge...