Şengülün mesajını aldığım gibi koşmaya başlamıştım. Feracem yerlere sürterek geliyordu benimle. Kapıyı çaldığımda açan Şengüldü. Yüzü normaldi. "Nooldu?" dedim.
Şengül : Hiiç bişey olmadı. Geç kalma erken gel diye bilerek yaptım dedikten sonra gülmeye başladı. Tebessüm etmiştim ona . Ama aklım Emredeydi. Bu günlerin geçmesini o kadar çok istiyordum ki..3 HAFTA SONRA...
Emre okuldaydı. Toparlamaya çalışıyor. Bu duruma kendini alıştırmaya çalışıyordu. Ve ben hep uzaktan öylece onu izliyordum. Yanında olamadığım için kendime kızsamda olmazdı .. Emre yanıma gelerek : "Bana acıyarak bakma züleyha! "dedi . Emreden bekleyeceğim en son cümleydi bu. Acaba öyle mi bakıyordum ki.. Bende : "Ordan bakınca öyle mi gözüküyorum Emre!" diye cevap verdim. Sinirle çıktı sınıftan çıkarken bir kağıt düşmüştü. Kağıdı açtığımda Annesinin ölmeden önce yazdığı mektup olduğunu anladım. Okuduktan sonra çok şaşkındım. Emre'nin üvey kardeşi vardı. Yanlış görmemiştim. Adreside yazıyordu. Şimdi Emre'nin neden sürekli "Onu bulacağım"deyip durduğunu anlamıştım. Kardeşini arıyordu Emre..
Kağıt elimde düşünürken şengül sinirle içeri girmişti. Şengül : "Gerizekalı ya hem önüne bakmıyor bir de beni suçluyor " dedi ben ne olduğunu anlayamamıştım. Şengüle doğru dönüp : "Ne bu sinir burnundan soluyorsun" dedikten sonra Şengül anlatmaya başladı.
Şengül: Dengesizin teki işte. Kübrayla çıktık okula doğru gelirken ayağım takıldı düştüm kitaplar yerle bir tabi. Ona noluyorsa gelmiş "Dikkat et dikkat sakar bu kapalılar niye bu kadar önünü görmez yürüyor anlayamıyorum deyip gülerek gittiler. Hayır. Sanane yani Bide kapalılığa laf yapıyor salak şey... "diye sıralarken şengül baya sinirliydi. Bende sinirlenmemiş değildim aslında ama şengüle şöyle cevap verdim :" Şengül haklısın kapalılığa laf etmek ona düşmez doğru da bırak Allah ıslah etsin onu. Sanki birdaha nerde göreceksin ki.." diyerek konuyu kapatmaya şengülü sakinleştirmeye çalıştım.
Okul çıkışıydı. Emreyi gördüm. Kulaklığını takmış yürüyor artık eskisi gibi değildi. Benğ sevmediğini annesinin ölümünden sonra unuttuğunu düşünüyordum. Moralim bozuktu. Artık 11.sınıfı bitirmek istiyordum. Zaten az da kalmıştı. Emre artık bakmıyordu bana. Konuşmuyordu benimle. İstediğimde bu değil miydi? Ne güzel işte "Hayır" demiştim ve konu çoktan kapanmıştı. Peki içim neden bu kadar rahatsız ediyordu ki beni? Kübra gibi bir kız bile seviyorsun demişti. Öyleydi galiba sevmek miydi Hoşlantı mıydı? çözemesem de içim boş değildi. Her dakika her an onun yanında olmak yalnız bırakmamak istiyordum. Ama yapamazdım tabiki. Deli cesareti lazım yapmaya ..
1Ay sonra..
Emre iyice içine kapanmıştı. Sınıftaki arkadaşlarıyla bile konuşmuyordu. Ha bire defterine her Allahın günü birşeyler yazıyor defterini yanından ayırmıyordu. Ne vardı acaba o defterde. Benimde defterim vardı ama gün gün defterime Emreyi anlatırdım. O ne yazıyordu ki oraya? Benş sevmediğinden emin gibiydim artık o yüzden içimi defterime döküyordum. Kızlar bir bilse ne çok kızarlar bana neden bize anlatmıyorsun diye.Son ders tenefüsüydü. Emrenin yanından ayırmadığı defter sıranın üstünde kenardaydı. Emre ise kulağında kulaklık uyuyakalmıştı. Çok merak ediyordum ne vardı o defterde.. Emre'nin sırasına doğru yavaşca yürüdüm. Sırasının önüne gelince defterini elime yavaşca aldım. Tam arkamı dönüp giderken bileğimi tutan ve canımı yakarcasına sıkan gözlerinden ateş çıkaracak gibi bakan Emreyle göz gözeydim. Bileğimi o kadar çok sıkmıştı ki kemiklerim kırılacak sanıyordum. Daha fazla dayanamayarak : "Bırak. Kolumu acıtıyorsun."
Emre : Sana bu defteri kim al dedi. Kimden izin aldın Sen kimsin ya " demesiyle kalbim öylesine kırgın öylesine dargındı ki o dediği SEN KİMSİN? sözünü kaldıramamıştım . Ben onun yanında olmaya çalışırken onun bana bu dedikleri canımı acıtıyordu. Hemde çok Çünkü seviyordum onu. Her zerresine kadar seviyordum. Ben onu bu kadar severken onun benim canımı sözleriyle kırmasını hazmedemiyordum. Bana sen kimsin? dedikten sonra istemsizce gözlerim dolmuştu. Bana öyle sinirli bakıyordu ki gözlerimin dolduğunu görünce "Ağlama sakın ! Bide hocalarla uğraşamam senin yüzünden!" demişti. Ben beni seven Emre'nin neden bu kadar soğuk,katı,öfke dolu olduğunu anlayamamıştım. Emre bunları dedikten sonra canımı yakarak süzülen gözyaşlarımı sildim ve :"Merak etme uğraşmazsın benim yüzümden kimseyle .. Sana zorluk çıkarmam diyerek bileğimi hızla çektim ve kapıyı çarparak çıktım. Tutamıyordum kendimi gözyaşlarıma hakim olamıyordum. Son derse girmemiştim. Okulun çevresinde bir park vardı. Sessiz... Dertlerimle baş başa olabileceğim kadar sessizdi.Şengül arıyordu beni ders başlamış çok merak etmişti beni . Ama açamazdım. Çünkü sesimden hemen ağladığımı anlardı. Telefonu kapatma tuşuna tam basarken bu sefer Emre arıyordu.. Gözlerim şaşırmış bir şekilde ekrana bakarken inanamamıştım. Bu kadar canımı yaktıktan sonra niye arıyordu ? Açtım telefonu ve "Efendim " dedim.
Emre: Çabuk sınıfa gel! Nerdesin sen? dediğini duyunca : Pardon Emre bey izin mi alacaktım sizden ? Sen kimsin ki bana gel diyorsun gelmiyorum işte oldu mu?? Dedikten sonra emreye cevap hakkı vermeden kapattım telefonu emre kesin çok sinirlenmişti. 10 dakika geçmişti heralde . Kalkmış yavaş yavaş eve doğru giderken ara sokağa girdim. Arkamda birinin olduğunu farketmiştim.Kalbim çıkacaktı korkudan.Ara sokaktı adı üstünde .. Ve bana yaklaşan nefes sesleriyle yan yanaydı nefesim .. Arkamı dönmeye korkuyordum. Tam dönecekken bileğimi kavrayıp kenara çekti beni . Gözlerimi kapatmıştım. Nefes nefese kalmış biriydi. Burnundan soluyordu. Belli ki çokta sinirliydi. Yavaş yavaş gözlerimi açmaya çalıştım ve ne göreyim karşımda....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Haram Sevda.. (Düzenleniyor)
EspiritualSen benim en güzel duâm,Allah'ın verdiği en güzel nimet ve şükrümdün.Haramsız sevmek,sevebilmek.. Sevdiğini Allah'a anlatmak.. Hangi aşkta vardı bu?