Babam : "Züleyha!" dedi. Emre bana şaşkın şaşkın bakarken ne diyeceğimi bilemedim. Babama doğru dönüp
"E.. Efendim babacığım." dedim.
Babam: "Bitmedi mi hala ödeviniz?"demişti. Şengül ve Emre suratıma bakarken ben ne diyeceğimi şaşırmıştım.
Babam: "Cevap versene kızım. Ödeviniz varya hani grupça bitmedi mi hala?"dedi.
Hala saf gibi babama bakarken
"Babacığım kim dedi bunu sana?" dedim.
Babam: "Kübra kızım. Yolda karşılaştık yanında bir arkadaşı vardı onlar söyledi." dediğinde anlamıştım.
Babam anlamasın diye yalan söylemiş beni zor bir durumdan kurtarmıştı.
Babamın yanına gidip poşetleri alırken Emre yardım etmek istemişti.
Babam : "Ee hani yaptığınız ödev ?" dedi. Emre elinde poşetler bana bakarken
Şengül: "Bize bıraktık. Gürgün amca".
Babam yüzlerimizi dikkatlice süzerek : "Peki öyle olsun bakalım." dedi.
Emre poşetleri kapıya bırakırken babam arkamızdan geliyordu. Poşetleri bırakıp kulağıma eğilerek
"Bugün çok yordun beni Tatlı Belam. Yarın okulda görüşürüz." dedi. Ben sadece "Allaha emanet ol" diyebilmiştim. Babamda gelmişti. İçeri girdiğimde bana
"Bu çocuk pek efendi bir çocuk maşallah" dedi. Kızarmıştım. Hemen odama gidip bugünü gözden geçirirken kalbimin ritmi değişmiş. Kalp atışlarıımın sesini duyuyordum sanki.
Aklıma takılan tek birşey vardı. Kübra babama bunları derken yanındaki kimdi? Biz 3 kişiyken kiminle geziyordu bu kız? Hemen telefonu açıp kübrayı aradım. Cevap vermiyordu. Bu aralar çok uzak kalmıştık onunla. Yarın yanına gidip konuşmalıydım.
Akşam mesaj gelmişti. Şengül diye düşünürken mesajı açtığımda Emreydi..
"Benim tatlı belam. Seni bir dakika görmesem özlüyorum. Ama elimden geleni de yapmaya çalışıyorum. Bugün babanla karşılaştığımızda yüzündeki telaşın ve korkunla bile çok güzelsin. Seni Seviyorum. " yazmıştı.
Yüzümde oluşan tebessüm ve gülüşüm , kalbimin içinde uçuşan kelebekler nefsime doğru yol alırken buna izin vermiyordum. Haram bir sevdaydı bende ki. Bunu hatırladıkça Rabbime her namazdan sonra dua ediyordum.
Sabah olmuş okulun kapısında Emre tek başına bekliyordu. Beni görünce gözlerinde ki ışığın nasıl parladığını görebiliyordum. Yanıma gelip : "Günaydın. Züleyha hanım " diyerek tebessümle bana bakıyordu.
Züleyha: "Günaydın Emre bey de ne bu resmiyet? " dedim.
Emre: "Ne yapayım ya züleyha hanım diyeceğim ya da.." diyerek duraksadı.
Züleyha: "Ya da ne?" dedim.
Emre: "Kızmak yok ama " dediğinde kafamı sallayarak onaylamıştım. sözüne devam ederek " Ya da neyse hem diyemem ki utanırım züleyham lütfen zorlama " diyerek gülmeye başladı. Ona şaşkınlıkla bakarken
Züleyha: "Ben mi zorladım seni şuna bak ya gıcık . Tamam söyleme kalsın. Duyarsam sinirlenirim zaten " demiştim.
Gerçektende Emre kızarmış , utanmıştı. Böyle utana sıkıla konuyu dağıtmaya çalışması bile ayrı bir hoşuma gidiyordu.
Sınıfa girdiğimde kübra yanında sınıfımıza yeni gelen yani dün yeni gelmiş ama ben hiç farketmemiştim onunla gülerek konuşuyorlardı. Kübra beni görünce biraz kırgın baktı bana. Çantamı sırama koyarak hemen yanına gittim.Şengülde şimdi gelmişti.
Züleyha: "Kübra . Biraz konuşalım mı kardeşim?" dedim.
Kübra tebessüm ederek
" Konuşalım . Ama ondan önce adaşımla tanıştırayım sizi. O da kübra aynı benim gibi ve çok iyi bir arkadaş . Biliyorum kısa zaman oldu tanışalı ama kalbinin güzelliğini Rabbim yüzüne vurmuş" dedi.
Kübraya dönerek elimi uzattım ve : "Hoşgeldin kardeşim. Ben seni hiç görmedim oysa ki dünde sınıftaydın. Kusuruma bakma." dedim .
Kübra: "Hoşbuldum kardeşim. Çok memnun oldum bende. "
Şengül : Vay be ! Aslında ben dün görmüştüm. Saolsun züleyhanın muhteşem işleriyle uğraşmaktan seninle konuşamadım. Bende şengül memnun oldum kübra da.. ikinizde Kübrasınız. Nasıl olacak o iş?"
Kübra: "Bana önceden kübra değilde Çorumlu derlerdi. Sizde öyle diyebilirsiniz" dedi.
Şengülle birbirimize bakıp gülerek aynı anda
"O zaman aramıza hoşgeldin Çorumlu." dedik ve hepimiz gülüyorduk. Gözlerim birden Emreyle buluşmuştu . Beni izliyordu. Onunla gözgöze geldiğimde kalbim yerinden çıkacaktı sanki. Ayaklarım titriyordu. Ayakta durmakta zorlanıyordum.
Kızlarla anlaşmıştık. Çorumlu benimle oturacaktı. Bende memnundum zaten. Sadece biraz sessizdi onuda yeni gelmişliğine veriyordum.
Çok tatlı sessiz ve sevecen bir kızdı çorumlu :))
Çıkışta kapının önünde dün emrenin konuştuğu çocuk Burak vardı. Emre yanımda yürürken Burakı görünce şaşırmış ona doğru hızla yürümeye başlamıştı.
Burak ağlamaklı duran gözlerle
"Biraz konuşalım mı? "
Emre: "Tabiki. Geleceğini biliyordum kardeşim" diyerek yürümeye başladılar.
Burak: " Dün gece çok düşündüm. Artık kendi yalnızlığımda boğulmak istemiyorum. Ve dediklerin gerçek şeylerdi. O yüzden artık sen beni bıraksan ben bırakmam" dedi. Birbirlerine öyle sıkı sarıldılar ki kemikleri kırılacaktı.
Biraz sonra bize doğru gülerek geldiklerini gördüm.
Emre: "Züleyham. İlk seninle tanışmasını istedim. Kardeşim Burak. :)
Züleyha: "Tabi canım. Çok memnun oldum da tanıyorum zaten kardeşini saolsun önceden tanıştık." deyince Emre ve Burak şaşırmışcasına birbirlerine bakmaya başladılar. Yanımda Şengül Kübra ve Çorumlu vardı.
Şengül: "Hemde çok iyi tanıyoruz bu yaratığı"
Burak: " Nerden tanışıyoruz peki ben çözemedim seni".
Şengül: "Bana çarptığında kapalılara laf eden sendin. Ağzından çıkan kulağına gelmiyor heralde. "
Burak : "Haa. Sen o sakar kızsın. Ee önüne bakmayan sendin hatırlatırım." deyince Şengül sinirlenmiş tam birşey diyecekken
Züleyha: "Yeter artık uzatmayın. Burak özür dilerse bu konu kapanacak. Öyle değil mi Burak?"
Burak: "Nee? Birde özür mü dileyeceğim bu sakardan . Önüne baksaydı olmazdı böyle birşey. Hem yaratık deyip duruyor. Onun yaptığı ayıp" dedi.
Emre: "Demek kardeşime yaratık dedin öyle mi şengül? Pardon da ne yaratıklığını gördün arkadaşım?"
Züleyha :"Kıza çelme takacak üstüne kapalılara laf edecek yaratık az bile "
Burak ve Emre birbirlerine bakıp gülerken
Şengül : "Ha ha ha . Çok mu komik geldi. "
Züleyha: "Uzatma Burak Şengülle inatlaşmayı bırak. Baş edemezsin. Özür dile kapansın şu konu."
Burak: "Özür dilemiyeceğim. Çünkü birşey yapmadım. Arkadaş abarttı."
Emre : "O zaman biz gidelim daha işimiz var" dedi ve
Züleyha: :Ne işin var Emre bey?"
Emre: "Sizi ilgilendirir mi Züleyha hanım" dedi ve gülerek uzaklaştılar.
Burak Emreyi babasıyla beraber yaşadığı eve götürmüştü. Emre evde üzgün bir şekilde dolanırken gözüne bir sandık takılmıştı. O sandıkta neler ne sırlar vadı kim bilir??
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Haram Sevda.. (Düzenleniyor)
SpiritualeSen benim en güzel duâm,Allah'ın verdiği en güzel nimet ve şükrümdün.Haramsız sevmek,sevebilmek.. Sevdiğini Allah'a anlatmak.. Hangi aşkta vardı bu?