"Çok Acıtıyorsun!."
Züleyha donmuş kalmıştı. Bu kadar kötü gününde yanında olamayan Emre akşam yanındaydı. Herşeyi Yusufla atlatmıştı. Daha doğrusu atlatmaya çalışıyordu. Emreye uzun uzun bakmıştı.
Bir erkek bir kızın karşısında ağlıyor.. Sahi hiç geldi mi başımıza? Biz olsak ne yapardık ? Emreye üzülür yanına mı giderdik, Yusufa bakıp yolumuza devam mı ederdik...
Züleyha soğuk kanlıydı. Hayatında yaşayabileceği en büyük acıyı babasının ölümüyle yaşamıştı. Emreye doğru dönerek
Züleyha: "Emre. Ağlama lütfen ben gerçekten üzülüyorum. Ve zaten büyük bir acı içerisindeyim. Babamı kaybetmişken ne olur gelmeyin üstüme.. Yusuf benim yanımdaydı. Bütğn acımı, öfkemi,üzüntümü onunla paylaştım. Sen yoktun yanımda.. O Vardı.. Lütfen artık daha fazla üsteleme gerçekten yoruldum.."
Emre yaptığı herşeyin farkındaydı ve hala Züleyhaya acı veriyordu.
Emre: "Peki. Ben buradayım. Çok geç oldu ama buralardayım. Hiçbir yere gitmem. Sana zorluk çıkarmak istemediğim için şu an gidiyorum. Yusuf yanındaydı ama ben başından beri senin yanındayım. Şimdi dinlen. Seni çok yordum Özür dilerim. Haa.. Bu ağlamama gelirsek "Söz birdaha olmaz!"
Yusuf şaşkındı ne olduğunu anlamadığı bir çıkmazdaydı sanki. Züleyha Yusufa dönerek
"Sen git artık bugün çok yoruldun.Dinlen. Sonra konuşuruz. Dikkatli git. Allah'a emanet ol."
Yusuf: "Peki. Seni ilk önce Allaha sonra Şengüle emanet ediyorum. Hayırlı geceler. "
Diyerek yolu tutmuş otel arıyordu. Burak ve Emrede otel arayışındaydılar.
Burak: "Bide demiyor mu Şengüle emanet ediyorum diye Allahım yarabbim gel de delirme!."
Emre: "Yusuf ve Züleyha güzel ikili olurlar ben salak gibi geç kaldım. Çocuk çoktan çekmiş kendine ben nasıl geç kalırım nasıl? Züleyha haklı pisliğin tekiyim ben valla bak kızın yanında ağladım bu nasıl bir salaklıktır yarabbii!"
Diyerek yürüyorlardı.
Şengül ve Züleyha odadaydılar. Züleyha ne üzgün ne mutlu ne ağlamaklı ne de güliyordu. Değişik bir hal içindeydi ve haliyle çokta yorgundu.
Şengül: "Emre ağladı."
Züleyha: "Zamanında bende çok ağladım."
Şengül: "Bilmiyorum. Zaten çok zor bir günde bu konuları açmam saçma Özür Dilerim. "
Züleyha: "Önemi yok. İnan onları düşünmemi engelleyen daha zor imtihanlarım var benim."
Şengül: "Bu arada kızlar aradılar sürekli ama müsait olmadığımız için hiç açamadım. İstersen bir konuş çok merak etmişlerdir seni."
Züleyha: "Bizim kızlar mı? Şuan çok yorgunum ve sadece uzanmak istiyorum. Yarın arasam daha iyi olacak. Herkes aynı şeyleri söylüyor "Başın sağolsun." geçecek mi şego? Ben hala inanamıyorum babamın ..."
Boğazı düğümlenmişti. Devamı gelmiyordu.
Şengül: "Geçecek kardeşim. Ben herzaman yanında olacağım. İnan kızlar burada olsaydı onlarda hep yanında olurdu. Sen mutlu olmayı hakediyorsun. Rabbimin imtihanı çok büyük ama sabretmek gerekiyor yapabilecek tek şey Rabbe olan teslimiyet "
Züleyha gözleri dolmuş bir şekilde Şengüle bakıyordu. En sonunda dayanamamış Şengüle sarılarak omzunda ağlıyordu.
Züleyha: "İyi ki varsın. Keşke kızlarda olsaydı. Onları çok özledim.. Sen olmasaydın ben ne yapardım. Ahiretliğim benim. "
Beraber sarılmış ağlamışlardı.Şengül Züleyhanın suyuna ilacını koymuş uyutmuştu onu.
Yusuf otelde oda bulmuştu. Son oda onundu. Arkasından Burak ve Emrenin geldiğini gördü. Yusufun odası üç yataklıydı ama kendisine tutmuştu odayı. Yusuf , Emre ve Burağın sesini duymuş onlara doğru bakıyordu.
Emre: "Dışarda mı kalalım. Hiç mi oda yok? "
Görevli: "Sadece yan tarafınızda duran beyefendinin odasında iki kişilik yer var. "
Emre ve Burak aynı anda yan tarafta dedikleri beyefendiye baktılar ve hiç bu kadar şaşırmamışlardı.
Emre: "Yok artık yaa bu kadar olmaz arkadaş"
Burak: "Emre senin bu olmayan şansın yüzünden böyle oluyor varya bu nedir ya Yusuf değil mi o ?"
Emre ve Burak ilk başta kalmak istemeselerde başka çareleri olmadığını biliyordu.
Yusuf odasına çıkmış üzerini değiştirirken kapı çalmıştı. Kim olduğunu biliyordu. Küçük bir tebessüm ederek sinir eden gülüşüyle kapıyı açtı. Manzara şaşırtmamıştı.
Gelen Burak ve Emreydi 😊Emre: "Çok meraklı olduğumuzdan değil. Mecburuz. Odanın iki kişilik parasını sana verelim.
Yusuf gıcık eden gülmesiyle Burak ve Emreye bakarak
"Başımın gözümün sadakası olsun. Gereği yok." Demişti.
Sinirlenselerde mecburlardı.
Odaya geçmiş üzerlerini değiştirirken büyük sessizlik almıştı her yeri..
Böyle nasıl geçecekti 3 gün hiç bilmiyorlardı.
Burak şengüle söyleyemiyordu.Çünkü hem sevmiyordu hemde odasındaydı..
Bu böyle nasıl olacak bilinmez ama normalde değildi hiçbirşey..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Haram Sevda.. (Düzenleniyor)
EspiritualSen benim en güzel duâm,Allah'ın verdiği en güzel nimet ve şükrümdün.Haramsız sevmek,sevebilmek.. Sevdiğini Allah'a anlatmak.. Hangi aşkta vardı bu?