Evet. Hemşire Emre'nin dediği herşeyi duymuştu.Ve gerçekten üzülüyordu. Çünkü sevdiği ve aşık olduğu adam ölmüştü. Çok üzgündü çünkü Emrenin yüzündeki pişmanlık , acı ve sevgisi belliydi.
Hemşire: "Üzülme. İnan ki hiçbir şey üzülmeni gerektirecek kadar değil.Sevdiğin kız yaşıyorsa hala umudun var demektir. Ya benim gibi kaybetmiş olsaydın?"
Emre şaşırmış şaşkın bir şekilde hemşirenin dediklerini dinliyordu.
Şengül eve gelmiş Züleyhayı bekliyor olanları anlatmak için sabırsızlanıyordu.
Züleyha: "Yusuf. Ben artık gitsem iyi olacak. Çok geç olmadan gitmeliyim.Şengül beni bekliyor.."
Yusuf:
"Peki.Farkındayım..Sadece gitmeden önce sana bir soru sormak istiyorum."
Züleyha: "Seni Dinliyorum."
Yusuf: "Gerçekten bilmek istiyorum.Ve bu konuyu verdiğin cevaptan sonra birdaha açmayacağım. Züleyha Emreyi unuttun mu gerçekten? "
Züleyhanın "Kalbindeki acı, canını yakıyordu artık. Nefes alamıyordu.Emre hastanedeyken o gelmiş burda başka biriyle konuşuyordu. Ağlıyordu... Gözlerinden düşen gözyaşları içindeki acının tarifsiz çıkışıydı sanki..
"En büyük pişmanlığımsın bir bilsen."
Züleyha daha cevap vermeden Yusuf ağlamaklı gözlerle olan bu cümleleri dilinden süzülerek çıkıyordu.
Züleyha : "Anlamadım nasıl pişmanlığın? "
Yusuf: "Hata ettim. Melisadan sonra gerçekten olur dedim. Denedim ama.. Sana sadece bir soru sordum ve 10 dakikadır ağlamanı izliyorum. Bak Züleyha sen ister kabul et ister kabul etme Emreyi unutamamışsın! O seni kaybetti ve bedelini hala hastanede yatarak ağır bir şekilde ödüyor. Pişman olmadan git onun yanına.."
Züleyha: "Sen bana bu soruyu niye sordun Yusuf. Evet unutamadım.İnsan nasıl unutur ki hayatında herşeyin ilkini yaşatanı.. "
Ağlıyordu.. Hıçkıra Hıçkıra özlem dolu gözlerle ağlıyordu..
Yusuf: "Sadece sormak istedim.Çünkü unuttuğunu sanarak oyalıyordun kendini buna bir son ver artık.. Ağlama. "
Yusuf Züleyhaya hoşlanıyordum senden diyemezdi ki.. Onun böyle ağlaması daha çok üzüyordu Yusufu.
Züleyha: "Yıllardır içimde sevgisi gizlenmişti.Yüzüme vurdun ve artık söylüyorum duymak istediklerini Evet.Unutamadım.Ne yaptımsa olmadı.."
Yusuf: "Rabbim haram sevdalarla helal yollara ulaştırmaz hiçbir kulunu.!"
Züleyha" Eve gitmeliyim. Görüşürüz.Allaha emanet ol."
Diyerek arkasını yusufa dönmüştü. Döndüğü an kalbindeki acı kat kat artıyordu. Çünkü kendini kandırmaktan vazgeçmişti ve gerçekler ortadaydı.
Züleyha eve gelince Şengül boynuna atılıp sarılmıştı.
Züleyhanın ağladığının farkında bile değildi.. Öyle mutluydu ki..
Şengül: "Züleyha. Bir bilsen neler ol... Ne oldu sana niye ağlıyorsun sen? Biri bişey mi yaptı? Züleyha!!"
Züleyha cevap vermiyordu.
Züleyha: "Biraz yanlız kalmak istiyorum sonra anlatırım tamam mı?"
Diyerek kulakığını da almış çıımıştı evden. Açtığı müzik onun çok sevdiği bir parçaydı her dinleyişinde daha çok ağlıyordu..
Işıkların orada Emreyi bulduğu yola doğru geliyordu.
Arkadan gelen korna seslerini hiç duymuyor açtığı müzik ve ağlayan gözleriyle hiç dikkatli yürümüyordu..
Araba çarpmak üzereken kolundan çekti biri ve yere düşecekken arkasını döndü Züleyha..
Evet karşısında ki Buraktı. Yüzüne renk gelmişti sanki. Kendinde bir şekilde canlı ve çok mutluydu. Bana da sinirliydi..
Burak: "Züleyha! Napıyorsun sen burda. Hem sen niye ağlıyorsun? Neyin var böyle?"
Züleyha dayanamamış Burağın omzunda ağlamaya başlamıştı. Burak anlam veremiyordu.. Züleyha ağlamaklı sesiyle "Unutamadım! Hala unutamadım.Çıkmıyor ne aklımdan ne de kalbimden. Biliyorum Rabbimin imtihanı ama dayanamıyorum.İçimde olan acı .. Ağladıkça kalbimi yakan acının tarifi yok her gözyaşımın acısı çok büyük."
Ezan okunuyordu...
Burak: "Seni şimdi evine götürücem ve dinleneceksin sakın birdaha tek başına çıkma dışarı.Araba çarpacaktı sana! Şengül niye tek bıraktı ki seni? "
Züleyha: "Hayır. Ben dedim gelme diye çünkü o çok mutluydu.."
Burak duyunca sevinse bile Züleyhanın bu durumu onu üzüyordu.
Burak: "Ayrıca Emre seni hala çok seviyor. Dinlen şimdi."
Kapıyı çalmıştı. Şengül, Burak ve Züleyhayı görünce şaşırmıştı.
Şengül: "Ne oldu? Kardeşim.. Burak ne oldu Züleyhaya? "
Burak: "Güzel yüreklim. Onun dinlenmesi gerek sonra konuşursunuz zaten. Tek başına hiçbir yere gitmesin. Araba çarpacaktı ona orada olmasaydım.."
Şengül: "Tamam. Ben içeri giriyorum.Allaha Emanet ol."
Züleyha yatağının içine girmiş durgun bir şekilde öylece duvara bakıyordu.
Şengül: " Niye böylesin kardeşim. Kalbine acı veriyorsa bitir. Mutlu olman için ne gerekiyorsa onu yap.
"Gururun yüzünden bütün mutlulukları erteledin."
Yapma böyle Züleyha.."
Züleyha abdest almış. Uzun ve bembeyaz olan yazmasını başına geçirmişti. Namazını kıldıktan sonra secdeye yatmıştı.Gizli bir huzur saklıydı orada. Evet secdedeydi.Rabbine en yakın olduğu yerdeydi..
Züleyha ağlıyordu. Derdini rabbine anlatıyordu. İçini onu yaratan Rahmân ve Râhim olana açıyordu.
Züleyha: "Rabbim.En sevdiğim.. Senden başka kimseyi çok sevemem Allahım. Allahım bir çıkmazdayım ben. Çok günah işledim. Haramlara bulaştım beni affet Allahım. Senin rızan benim için çok önemli rabbim. Beni benimle başbaşa bırakma. Rabbim ben seni çok seviyorum. Sende beni sev ve Affet beni Allahım! Bizi doğru yola ilet. Hidâyet ver Rabbim..
Âmin.. Ecmâin.
Züleyha kararlıydı.Tevbe etmişti ve artık hiçbirşey eskisi gibi olmayacaktı..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Haram Sevda.. (Düzenleniyor)
EspiritualSen benim en güzel duâm,Allah'ın verdiği en güzel nimet ve şükrümdün.Haramsız sevmek,sevebilmek.. Sevdiğini Allah'a anlatmak.. Hangi aşkta vardı bu?