6.Bölüm ~Latte~

451 218 640
                                    

Selammm.

Yeni bir bölüm ile yine karşınızdayımm..

Multide Barbaros aşkım var.. 😊 😊

Keyifli okumalar... :)

Anlamsız anlamsız ona bakmayı sürdürdüm. Uzağım ondan zaten. Elimden geldiğince uzak durmaya çalışıyorum. Ama o sanki bunu biliyormuş gibi her zaman dibimde bitiyordu.

"Ben sana zaten uzağım Barbaros. Saçma nedenlerden dolayı ikide bir beni çekiştirip durma. Sinirlerimi bozuyorsun. " deyip kolumu bir hışımla çektim kendime.

" Bak Sarı Şeytan. Amacın ne bilmiyorum ama eğer sinirleneceğim bir şey ise seni sağ koymam bilesin. "

" Sen kimsin be! Geri zekalı! Ne derdim olacak seninle. Bir yardım ettin diye tepemize çıktın. Yeter ya! Allah'ım sizi sayıyla mı veriyor bana. Uzak dur oğlum benden uzak. Farkındaysan bugün uzaktım sana. Sahilde dediklerimi unutma. Yardım ettin ve bitti. Hadi eyvallah. " deyip yürümeye başladım.

" Bu konuşma burada bitmedi Sarı Şeytan. Hesaplaşacağız. " dediğinde arkamı dönmeden her zaman beklerim el hareketini yaptım ve okula giriş yaptım. Lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadığımda içeri biri girmişti.
Derste Barbaros'un yanına oturan salak kızdı bu. Yanıma yaklaştı usul usul.

" Barbaros benim kızıaağmm. Ondan uzak dur. Yoksa olacaklardan ben sorumlu değiliaağm. " dediğinde sinirden köpürüyordum. Kızı boynundan tuttuğum gibi duvara yapıştırdım. Bana şaşkın ve korkak gözlerle bakıyordu.

" Ne Barbaros ne sen umrumdasınız yayık ağız. Eğer beni bir daha tehdit etmeye kalkarsan bunu sana çok fena ödetirim. Anladın mı!? " dediğimde hızla kafasını salladı. Bende ellerimi boynundan çektiğimde yere kapaklandı.

Onu orada öyle bırakıp resim salonuna doğru giderken birisine çarpmıştım. Onu takmadan devam ettim yoluma. Sinirden köpürüyordum. Kim olduğu bile önemli değildi.

Okuldan sonra çalıştığım cafenin patronundan 1 - 1.5 saatlik izin aldım. Annemi ve babamı görmem lazımdı. Söz vermiştim. Ona beyaz güllerden götürecektim büyük bir demet..

Mezarlığa girdiğimde içime işleyen bu kasvetli koku, beni kendine çekerken annemlerin mezarına doğru yürüdüm. Mezar taşlarına oturup uzun uzun baktım. Onları çok özlemiştim. Gerçek anlamda çok özlemiştim. Şuan yanımda olmaları için canımı bile verirdim..

"Söz verdiğim gibi kocaman bir demet beyaz gül getirdim anne. Senin gibi kokuyorlar. Hani parfümünü özel yaptırırdın ya beyaz gülden. Ben de artık aynı kokuyu kullanıyorum. Biliyor musun? Parfüm yapmasını öğrendim. Pek param olmayınca kendi imkanlarımla bir hocamdan ders aldım. Senin özel parfümlerin gibi kokmaya başladı yaptıklarım. Eğer ileride bir dükkan açmak istersem orada satacağım. Herkes görsün duysun senin kokunu.. Ihmm.. Özel hayatıma gelecek olursak. Çok karışık ya. Siz beni anlıyorsunuz dememe gerek yok. Sadece unutmaya çalışıyorum. Eğer bir şeyleri daha çok hissedersem canımın yanacağını biliyorum. Uzak duruyorum ondan. Elimden geldiğince uzak durmaya çalışıyorum. Bana yardım edin lütfen. Size ihtiyacım var.. " deyip toprağa öpücük kondurdum.

Oturduğum yerden kalkıp arkamı döndüğümde Barbaros'u beklemiyordum. Herhalde o da ailesini görmeye geldi. Onu umursamadan yanından geçmeye çalıştığımda kolumdan tuttu. Sinirle gözlerimi kapattım ve sert bir nefes verdim.

" Yine ne istiyorsun Barbaros. Bıkmadın mı? "

" Telefonunu müzik salonunda bırakmışsın. Burada görünce vereyim dedim. "

Sen Benim Sonsuzluğumsun Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin