Sen Benim Sonsuzluğumsun

21. Bölüm~BİZ~

Merhaba sayın SBS okuyucuları!!

Yeni bölümle karşınızdayımm.. 

Uzun  bir ara verdim ve sizi beklettim biliyorum. Kusura bakmayın lütfen. Bu ara gerçekten yoğun bir dönem. İş hayatı veyahut özel hayatım... Elimden geldiğinde uzun ve güzel bölümler yazmaya, sizi mutlu etmeye çalışıyorum. 

Bombamsı bir bölüm olacak bu bölüm.

Neden mi?

Çünkü bu bölümü bize Barbaros anlatacak!!! Yanlış duymadınız. Bu bölüm Barbaros kokacak. Şimdiden Barbaros hayranlarının çığlıklarını duyar gibiyim. 

O zaman bölüme başlayalım. Keyifli okumalar... 

Çalan kapının sesiyle yastığımı başıma daha çok bastırdım. Hala devam ettiğinde hışımla yataktan kalkım üstümü giydim. Merdivenlerden hızlıca inip aniden kapıyı açınca adam az kalsın üstüme düşüyordu.

"Kimsin lan sen!?" diye bağırdığımda istifini bozmadan elindeki kağıdı bana uzattı. Verdiği kağıda tip tip bakarken hiçbir şey  demeden çekip gitti. Kapıyı çarpıp elimdeki kağıdı yırtacakken üstünde Güliz'in adını görünce durdum. Kaşlarım iyice çatılırken zarfı yırtıp mektubu çıkardım. Yere düşen küçük cisme bakarken onu da yerden alıp oturma odasına gittim ve koltuğa iyice yayıldım.

''Merhaba;

Nasıl başlayacağımı ve ne diyeceğimi inan bilmiyorum. Kırıldım,kırıldın,kırıldık. En çok da bana inanmaman koydu bana. Bana sormak yerine neden böyle bir şey yaptın ki. Sana her şeyi kanıtlayabilirdim. Beni dinlemedin Barbaros. Bütün emeklerimizi yerle bir ettin. Bizi yaktın, küle çevirdin. Silik mavi bir kül olduk. Senin yüzünden...

Sana gerçek, kanıtlanmış bir belge gönderiyorum. Buna da inanmazsan video var. Küçük bir çip gönderiyorum. İzle ve yargıladığın insanlar kimlermiş bir bak. Her şey belgelendi ve babamın adını bu sayede temize çıkarabileceğim.

Bana o kelimeleri neden dedin bilmiyorum ama beni paramparça ettin sevgilim. Ah! Pardon. Sevgilim dedim. Kusura bakma. Sen beni bırakmıştın değil mi? Ne demiştin sen bana en son?'Seni sevdiğim için kendimi öldürmek istiyorum...' Gerçekten böyle mi düşünüyorsun? Beni sevdiğin için pişman mısın? Neyse,diyecek başka bir şey yok.

Gidiyorum bir süreliğine. Uzaklaşmam,kafamı dinlemem lazım. Pişman olursun da beni aramaya kalkışırsan,arama. Beni istediğini araya soksan da bulamazsın. Kafa dinlemeye ve her şeyi unutmaya ihtiyacım var. Telefonum kapalı olacak haberin olsun. Beni araştırıp durma. Hayatına devam et. Azıcık bir değerim varsa o kalbinde beni düşünmeyi bırak. Önüne bak.

Seni seviyorum...''

Okuduklarıma hala inanamazken binbir küfür saydırarak merdivenlerden çıkıp odaya girdim ve laptopu açtım.

Elimdeki çipi yerleştirip dosyaya tıkladım. İzlerken saniyesinde büyüyen gözlerim, video ilerledikçe daha da büyüyordu. Bizim eski evdeki gizli kamera kayıtlarıydı bu. Güliz'in babasının alakadar olmadığı bu videoda sadece Şevket Soylu ve adamları gözüküyordu. Sinirle yerimden kalkıp odayı turlamaya başladım.

Bu şerefsiz yüzünden sevdiğim kızı dinlemeden her haltı yapmıştım. En kötüsü ise onu sevdiğim için pişman olduğumu söylemem oldu.