15.Bölüm~Tadı Güzelmiş~

333 137 165
                                    

Selam canlarım...

Yeni bir SBS bölümü ile yine karşınızdayım...

Multimediada Barbaros ve Güliz var... :)

Bu aralar bazı sıkıntılar yüzünden bölüm yazamıyorum. Kusura bakmayın. Anlayışla karşılayacağınızı düşünüyorum. Bu günlerde desteğe ihtiyacım var. Desteklerinizi esirgemeyin...

Bu bölüm minik hayranım Sude'ye gelsin :)

Keyifli Okumalar dilerim...

Haaa! Bu arada yorumlarınızı bekliyorum. Yıldızcığa basmayı da unutmayın :)

''Seni gerçekten çok seviyorum. Sana olan aşkım hiç bitmeyecek bir şekilde başladı. Hayatıma anlam katıyorsun. Beni asla bırakma olur mu?'' dedim mahmur mahmur. Barbaros bana öcü görmüş gibi bakıyordu.

''Güliz sen iyi misin ?'' dedi endişeyle.

''Hiç olmadığım kadar...'' dedim ve önümdeki patatesli böreklere aşkla bakmaya devam ettim. Siz ne sandınız? Ah! Şaka değil mi? O düşünceleri atın lütfen. Ben asla söyleyemem...

''Güzelim, kafana çok mu vurdular? Ne bu Allah'ını seversen. Patatesli böreğe ilan-ı aşk ettin.'' dediğinde yüzüm düştü. Kırdığı pot yüzünden kısık bir şekilde küfür etmişti. ''Şey, özür dilerim , bir an unuttum.'' dediğinde anlayışla başımı salladım. Barış aklıma geldi anında. Yakalandı mı acaba? Barbaros sanki içimi okumuş gibi konuşmaya başladı.

''Sarp kaçtı. Ama yaralandı. Bacağından son anda vurdum. Fazla uzağa gidemez. Sana yaklaşmasına izin vermeyeceğim.'' dedi ve bana yaklaştı. Alnını alnıma yasladığında gözlerim otomatikman kapandı. Derin derin nefes almaya çalışıyordum. Çalışıyordum, çünkü başardığım söylenemez. Derin bir soluk verdim.

''Ne yapıyorsun Barbaros?'' dedim kısık bir sesle. Oda alnını alnımdan çekmeden başını iki yana salladı.

''Ben de bilmiyorum güzelim. Bende bilmiyorum..'' dedi. Bunu dedikten sonra çekilmesini bekledim ama çekilmedi. Sıcak ve sigara kokan ılık nefesi, yüzümün iyice alev alev yanmasına yardım ediyordu. Bu kalbimin maraton koşusuna kaldığı yerden devam etmesine sebep olurken, onunla şuan böyle olmak bir yandan huzur veriyordu. Sigaradan haz almayan ben, şuan sigaranın kokusunu sonsuza kadar içime hapsetmek istiyordum. Huzur veriyordu. Anlayamadığım büyük bir huzurdu bu. İçimi ferahlatan ve bulutlara yakın olduğumu düşündüren bu his.

Muazzam ötesi bu hissi hiç kaybetmek istemesem de ani açılan kapı ile bütün bulutlar anında yok olmuştu. Bize tip tip bakan bir adet Büşra ve muzipçe bakan bir Buğra ile karşılaşınca gözlerimi devirip arkama yaslandım. Barbaros hafif bir öksürükle kendini toparladı ve sandalyeden kalktı. Ensesindeki saç tutamını el yardımı ile dağıttı ve burnunu kırıştırdı. Şuan o kadar tatlı gözüküyordu ki gidip o burnunu sıkmak istedim.

''Ben bir hava alıp geleyim.'' dedi ve bana döndü. Önümdeki ayrana ve patatese bakıp kaşlarını çattı. ''Ben gelene kadar onlar bitecek. Eğer bitmezse bozuşuruz.'' dediğinde güldüm.

''Sen bunu demesen de bunlar beş dakikaya silip süpürülecek. Tabi ki de bunu ben yapacağım. Eğer Büşra ve Buğra'ya ikram edeceğimi düşünüyorsan yanılıyorsun. Patatesli börek paylaşılmayacak kadar mühim bir şey ve ben asla paylaşmam.'' dedim ve derin bir nefes alıp güldükten sonra devam ettim. ''İçin rahat olsun.'' dediğimde gülümseyip göz kırptı ve önüne dönüp gidecekken Büşra'nın moron bakışlarını görünce yüzünü buruşturdu. Bu haline bir kahkaha koyvermeden edemedim. Nasıl kahkaha attıysam hepsi bana döndü ve bu benim sus pus olmamı sağladı. Ağzıma hayali bir fermuar çekince bana güldüler. Barbaros odadan çıktıktan sonra Büşra yanıma geldi ve sarıldı. Kulağıma değen nefesi sinirli olduğunun belirtisiydi.

Sen Benim Sonsuzluğumsun Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin