ZÜRAFALARDA AĞLAR
Katı fizik kurallarıyla çevrili bir evrende yaşıyoruz. Bir insan uçurumdan atlarsa eğer mutlaka yere düşer. Tabi paraşütü, kanatları vs. yoksa...
Dünya mutlaka güneşin etrafında döner ve sonsuz boşlukta asılı kalır. Bu kadar net ve kesin kurallar çerçevesinde yaşarken nasıl olur da insanoğlu bu kadar aptal kalmayı başarabiliyordu ?
Kurallar kesin , çizgiler net. Ama aptal insana bu kurallar pek işlemiyordu.
İlla ki uçurumdan atlayacak.
Okuduğum kitaptan kafamı kaldırdığımda gözlüklerimin üzerinden pencereye baktım. Yaklaşık iki saat önce yağmaya başlayan kar yavaş yavaş etrafı beyaza bürüyordu.
Gözlerim bu seferde hemen pencerenin üzerinde bulunan oyuncak zürafaya kaydı.
Hala sırıtan yüzünü dağıtmak geliyordu içimden.
Gözlerimi öfkeyle oyuncaktan çektiğimde elimde ki kitabı kapattım ve oturduğum yerden kalktım. Saat öğle saatlerine yakındı. Mutfağa doğru ilerleyip kendime yiyecek bir şeyler hazırlamaya başladım. Turuncu kafa sabah okulu olduğunu söyleyip çıkıp gitmişti.
Ama okula gitmediğini biliyordum.
Sabah erkenden okula diye çıkıyor farklı kafelerde oturuyor ve elindeki kitapları okuyordu sadece. Benim yazdığım kitapları !
Yazar olduğumu bile söylememiştim ona. Yaklaşık iki haftadır onunla kalıyordum. İki haftadır her hareketini izliyor ve burada olmasının amacını öğrenmeye çalışıyordum.
Eğer birilerinin adamıysa onu zorladığımda bana hiçbir şey anlatmayacaktı. Ben ise akıllı oynamaya karar verdim.
Zil sesi ile mutfağa girmek üzere olan adımlarımı durdurdum. Kapıya yaklaşıp delikten baktığımda gördüğüm surat ile dudağımın kenarı bir kenarı kıvrıldı. Elim kapıya gittiğinde yüzümü her zaman ki ifadesizliğine kavuşturmuştum. Kapıyı açtığımda turuncu kafa soğuktan kızarmış yanakları ile karşımdaydı.
"Merhaba" aynı şekilde karşılık verip mutfağa doğru yürüdüm.
Turuncu kafa içeri girdiğinde üzerinde ki beyaz kabanını çıkarttı. Dolaptan çıkardığım hazır sandviçin paketini açıp tabağa koyduğumda salona gidip koltuğa oturdum. Zümra ise yavaş adımlarla gelip hemen yanımda ki tekli koltuğa bırakmıştı bedenini.
Anlaşılan kitap okumayı erken bitirmişti bugün. Güvenlik kamerasında izlediğim görüntülerden beri ona herhangi ters bir harekette bulunmayıp ,ne yaptığını çözmeye çalışıyordum. Aslında bu bana da zevk veriyordu.
O benim evimde ki istenmeyen bir fareydi.
Etrafı karıştırıp duran ,hayatıma burnunu sokan meraklı bir fare.
Ben ise onu yemek için pusuya yatmış bir kedi. Ona birçok tuzaklar hazırlamış adım adım izliyordum.
Deliğinden çıktığı an kapanıma çoktan sıkışmış olacaktı.
"Nasıl geçti okulun ?"
Bu soruyu daha doğrusu konuşmamı beklemiyor olacak ki bir anda irkildi. Son iki üç gündür garip davranışlarına yenisini eklemişti. Ben konuştuğum da veya beni gördüğünde irkiliyordu.
"İyiydi ,yani aynıydı"
Gözlerini bir kaç kez kırpıştırıp hızla geri çekmişti gözlerimden. Ama bugün biraz oyun istiyordu canım. Tekrar sordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
96 bxb
Teen Fiction!BL Kitabıdır. Homofobikler sessizce ortamdan ayrılsın lütfen ! "Seni zeki birisi sanmıştım " dedi alaycı bir sesle. İçimde ki öfke katlanarak artarken parmaklarım daha sıkı kavradı silahın kabzasını. "Beni bile kandırdın. Ama bariz bir yalana inan...