Merhaba okurcağızlarım...
Nasılsınız bakalım...
Bölümü evet erken yayınlıyorum çünkü erken yazdım... 😘😘😘
Umarım beğenirsiniz...
❤💛❤💛❤"Orada ne işin vardı Mia?"
Bugün olanlar sırasında Mia da SM'deydi ve ben nedenini fazlasıyla merak ediyorum çünkü daha bir kez bile Sooyang gelmesini istediğinde gitmemişti oraya.
Mia salondaki koltuğa tam anlamıyla gömülmüş kollarını bağlamış dik dik bana bakıyordu, sen bana hesap sormazsın der gibi. Ben ise tam karşısında ellerim belimde bir açıklama beklercesine ona bakıyordum. Zavallı Sooyang da Mia'nın oturduğu koltuğun yanındaki tek kişilik koltuğa oturmuş çıt çıkarmadan bizi izliyordu. Araya girerse ona da bir şey söyleyeceğimden korkuyor sanırım.
Mia cevap vermeyerek beni daha da sinirlendiriyordu. "Mia bence bir açıklamayı hak ediyorum. Sooyang çağırdığı için orada olamazdın. Neden ve lütfen eksik bilgi vermek yok!"
"Ben Onew'le çıkıyorum. Uzun zamandır konuşuyoruz. Aslında Londra'ya döndüğümüzde de bağlantımı hiç kesmedim ama bunu sana söyleyemezdim Sia."
"Sen... Sen... Nasıl bana söyleyemezsin Mia?! Neden?!" Sesim istediğimden çok daha fazla yüksek çıkmıştı ama umurumda değildi, sinirliydim hem de fazlasıyla. Böyle bir şeyi benden nasıl gizler? Neden gizler? Biz hayatımız boyunca birbirimizden asla hiçbir şeyimizi gizlemezdik. En azından ben gizlemezdim ama demek o gizlemiş.
Mia ayağa kalkarak kollarımı sıkıca tutarak üzgün olduğunu belli eden bakışlarını bana dikti. "Sia üzgünüm, gerçekten ama sen o haldeyken böyle bir şeyi sana nasıl söylerdim? Sen o kadar üzgünken, Jonghyun'u özlerken, onu hatırlayıp daha çok üzülmene sebep olabilecek bir şeyi ben sana nasıl söylerdim?"
Hayal kırıklığı, yavaş yavaş akan gözyaşları...
Mia bu kez yüzümü elleri arasına alıp ona bakmamı sağladı. O da üzgün görünüyordu, bu gözlerinden rahatlıkla anlaşılabiliyordu. "Özür dilerim Sia, gerçekten."
Sinirle hızlıca bir adım geriledim. "Dileme anlıyor musun dileme çünkü kabul etmeyeceğim." Kızların şaşkın bakışları hala üzerimdeyken hızla dış kapıya yöneldim. Kapıyı açıp duraksadım ve hayal kırıklığı yüklü sesimle "Biz ikiziz Mia, birbirimizden hiçbir şey saklamayız. Saklamazdık. Asla." dedim kapıdan çıkarken.
Mathias'den...
"Mia mı? Cidden mi?"
Jonghyun'la birlikte otel odasının balkonunda oturmuş bugünü konuşuyorduk. Daha doğrusu o anlatıyor ben dinliyordum. Bugün neredeyse Sia ile arasındaki meseleyi hallediyormuş ama işi sevgili ikizi Mia bozmuş.
Jonghyun tam elindeki sodayı masaya koymuş konuşacakken telefonumun çalmasıyla sodayı tekrar eline alıp içmeye başladı. Evet, soda... İçki içecekti ama zorla da olsa engel olmuştum ona.
"Neredesin?"
"N'oldu?"
"Sana neredesin diye sordum Matt!" Sesi fazla sinirli geliyordu, normalden daha sinirli.
"Otelde."
Jonghyun tekrar bana dönüp kim diye soran bakışlarını atınca ne yapacağımı şaşırdım. Jonghyun morali bozuk olunca bana geliyor, Sia da morali bozuk olunca bana geliyor. Aklımda çok pis planlar var ama neyse şimdilik bir kenarda dursunlar.
Sia'dan...
Matt'in odasının kapısının önüne gelince sanki halim varmış gibi bütün gücümle kapıya vurdum. Saniyeler sonra simsiyah eşofmanlarıyla Matt kapıyı açıp içeri geçmem için kenara çekildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düşe Kalka Sevmek
FanfictionSoylu bir ailenin çocukluklarından itibaren her konuda iyi eğitilmiş ikiz kızları... Uslu, zeki, nerede nasıl konuşacağını iyi bilen, derslerinde başarılı, modayı oldukça yakından takip eden, saygılı, anne ve babasının sözünden çıkmayan Mia... Zek...