Sanırım...

67 8 40
                                    

Medyada etkileyici bakışıyla Jjong'cum...
Eee nasılsınız...
Finale (!) adım adım yaklaşırken nasıl hissediyorsunuz...
Ama işte benden size bir hatırlatma...
Sevgili çılgın yarasa hastası yazarınız Jokeri çok sever...



S

ia'dan...

"Ben de gelsem?

"Sia hastasın kafanı kırdırtma bana otur oturduğun yerde!"

Mia ve Jinki markete gidiyordu, ikisinin de alacakları varmış. Peki ben evde kimle kaldım? Evet, Jonghyun'la. Mia tam odadan çıkarken "Mia dondurma istiyorum, kakaolu." dedim ve o an pişman oldum. Çünkü Mia suç işlemişim gibi bana bakmaya başladı ve beni umursamadan evden çıktı Jinki'yle birlikte.

"Eeee? "

"Ne e? N'oldu yine Jonghyun? "

"Böyle susacak mıyız?"

"Konu aç öyleyse."

"Daha önce hiç ölüm tehlikesi yaşadın mı?" Soracak başka bir şey yok muydu yani? Neden yarama tuz basıyorsun ki?

***Flashback***

Hava bulutlu ama çok güzeldi en azından Sia için. Sia her akşam yatmadan önce terasa çıkar kulaklığıyla müzik dinlerdi. Bunu her gece aralıksız yapardı.

Bir süre sonra yaklaşan fırtınanın habercisi olan şimşek ve gökgürültüleri eşlik etmeye başlamıştı Sia'nın müziğine ama o gökgürültüsünü duymuyor sadece şimşekleri görüyordu, korkmuyordu. Çünkü müzik dinlerken dünyayla bağlantısını koparıyordu Sia.

Bir anda bastırmıştı yağmur, Sia neye uğradığını şaşırmıştı ama sırılsıklam olmaktan kurtulamamıştı. Uykusu vardı ve kendine fazla güveniyordu hasta olmamak konusunda. Çünkü o bugüne kadar yataktan kalkamayacak derecede kötü hasta olmamıştı hiç ve yine olmayacağına güvenerek ıslak kıyafetleriyle daldı uykuya.

Sabah olduğunda babası Sia'yı uyandırmaya gitti. En ufak bir şeyden uyandığını bildiği için sadece alnını öptü ve o sıcaklığı hissetti. Geri çekilip elini alnına koydu ve ateşine baktı Sia'nın. İçini kaplayan korku ve endişe eşliğinde hastaneye götürdü onu.

Sonuç mu? Sia ilk kez kendine güvenmekte yanıldı ve bir daha kendine hiçbir konuda güvenemedi. Bir şey olduğunda ilk kendinde suç aramaya başladı. Ayrıca o gece havale geçirdiği için vücut direnci de bir daha eskisi gibi olmamıştı.

***Flashback End***

Ona her şeyi anlattığımda yüzündeki ifade en nefret ettiğim ifadeydi. Bana üzülüyordu belki de acıyordu. Bunu istemiyordum. Evet zayıf olabilirim ama insanların bana acıması en nefret ettiğim şey. Yanımdaki yastığı kaptığım gibi ona attım. Tam isabet, tam kafaya...

"Hey! "

"Neee?" Ona attığım yastığı eline alıp yavaş adımlarla bana yaklaşmaya başladığımda korkuyla oturduğum yere iyice sindim. Ellerimi teslim oluyorum anlamında kaldırdığımda o çoktan yastığı kenara bırakmış yanaklarıma asılmıştı. Yanaklarımı sıkıp çekiyordu ve acıyordu!... "Yaaa... Dinozor beyin ben hastayım bırak yanaklarımı yaaa!... " O beni duymamış gibi yanaklarımı sıkmaya devam ediyor üstüne üstlük bir de gülüyordu. Man kafa!...

Düşe Kalka SevmekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin