Medyada Mia, Sia ve Jjongun cadılar bayramı kostümlerinin karakterleri...
Merhaba sevgili okurlarım...
Ara bölümlere devam ediyoruz...
Kusura bakmayın ama sizleri biraz üzücem bölümde...~♥~~♥~~♥~
"Ben çıkıyorum Misaki. "
"Partiye geç kalma Miku, biliyorsun djimiz sensin."
"Olur geç kalmam. "
Misaki? Miku? Ne oluyor burada? Gibi sorular var aklınızda dimi? Hemen açıklıyorum, bugün cadılar bayramı ve az önceki isimler de kostümlerimiz isimleri. Ben Project Diva isimli bir animeden Miku, Mia ise henüz adını aklımda tutmayı beceremediğim bir animeden Misaki isimli bir karakter... Bu gece evimizde büyük bir parti olacak ve djliği ben yapacağım, bunu Mia istedi bütün itirazlarıma rağmen. Neden mi itiraz ediyorum? Çok basit bir cevabı var aslında, ben eski Sia olmayı yaklaşık altı ay önce bıraktım. Müzik zevkimi, film zevkimi, davranış ve huylarımı tamamen değiştirdim yani büyük çoğunluğunu.
Yolda kulaklığımı takmış ismine bile bakmadan indirdiğim klasik parçaları dinleyerek ilerliyordum. Birden içimde bir burukluk hissetmiştim önümdeki kızın kulaklığını görünce. Onun bana hediye ettiği kulaklıkta böyle koyu mordu. Birden gözlerim dolmuş yüzümde buruk bir gülümseme belirmişti. Adımlarımı hızlandırarak önümdeki kızı arkamda bıraktım, aramızdaki mesafeyi açınca adımlarımı tekrar yavaşlattım.
"Hadi benim küçük yarasam gidelim." Duyduğum cümleyle sesin geldiği yere, arkama döndüm. Yaklaşık yedi yaşlarında Batman kostümlü bir erkek çocuk. Annesinin ona söylediği kelime grubu... Küçük yarasam... O da iltifat edeceği zaman bana böyle derdi. Kalbimdeki burukluk geri dönmüştü, gözyaşlarımla birlikte yüzümde oluşan buruk gülümsemeyle. Aynı şeyi yapıp adımları hızlandırarak aradaki mesafeyi açtım ve yeterince açınca yavaşladım.
Onu özlemiştim, onu çok özlemiştim. Sesini en son o gün, yayınımın olduğu gün, Kibum aradığında duymuştum. O bitkin, bana acı çektiren o sesini...
"Hey kedikız çok güzel olmuşsun. " Gözüm bir anda sese dönmüştü bilinçsizce. Bir grup arkadaş aralarında kedikız kostümlü olan birine iltifatlar yağdırıyordular. Yüzümden silinmeyen buruk gülümsemem daha da buruklaşmış gözyaşlarımı tutmak zorlaşmıştı ama hala direniyordum. Sen de bana kedikız derdin Jonghyun, beni sinirlendirmek için... Ve ben bunu bile şimdiden özlemiştim. Henüz yedi ay olmuşken ben bir ömür nasıl yapacağım sensiz dinozor beyinlim?...
Adımları hızlandırırken artık gözyaşlarıma engel olamıyordum, çoktan akmaya başlamışlardı. Bir ara sokağa gidip duvarın dibine çöktüm ve anlamsızca duvara baktım boş boş.
Neden gördüğüm her şey bana onu hatırlatıyordu? Kulaklıklı kız, Batman kostümlü küçük çocuk ve kedikız kostümlü kız... Onu cidden bu kadar çok mu özlemiştim? Onca zaman ne fotoğraflarına bakmıştım ne de sesini duymuştum ama onu özlemiştim.
Peki neden onu unutamıyordum? Yaptığım en iyi şeylerden biri unutmakken neden onu unutamıyordum? Sanırım beynim ne kadar unutmak istese de kalbim unutturmuyordu. Ona ait anılarımı her yerde görüp tam unutmak üzereyken onu bana tekrar hatırlatıyordu.
Aklıma gelen fikirle gözlerimi silip ayağa kalktım. Siyah bol fermuar desenli sırt çantamdan yapışkan not kağıtlarımı ve fosforlu renkteki kalemlerimi...
Ayağa kalkıp içimdeki burukluğa rağmen olabildiğince içten bir gülümseme yerleştirdim yüzüme. Elimdeki yapışkanlı not kağıtlarının ilkine İkimizin ortak noktaları saymakla bitmez yazdım, altına da Sylvia yazarak imzamı attım ve eski nemli duvara yapıştırdım.
Evet bunu yapmaya aylar önce başladım. Sürekli ara sokaklardaki duvarlara notlar yazıyorum Jonghyun'a olan aşkımı. O görmeyecek belki ama en azından ben biraz rahatlıyorum bu notları yazarak. Böyle bir sürü not yazıp geçtiğim her sokaktaki duvara yapıştırdım. Kağıtlarda yazan sözler hep üstü kapalı olarak ona olan aşkımı anlatıyordu.
En son duvara gelmiştim. Elimdeki renkli kağıtlardan kırmızısının üstüne gümüşi simli kalemimle ikimizin ortak noktası müziğe olan aşkımız yazıp aynı kalemle altına imzamı attım ve duvarın ortasına yapıştırdım.
En son notum hep aynı oluyor, hep aynı söz oluyor. Çünkü o da bana buna benzer bir söz söylemişti. Yani bana hediye ettiği kutunun içindeki notta yazıyordu.
İkimizin en önemli ortak noktası müziğe olan büyük tutkumuz...
Jonghyun'dan...
Sokakta öylece yürüyordum cadılar bayramı kostümümle, içimin burukluğuyla... Kostümüm Swort Art Online animesinden Kirito isimli karakterdi...
Onu hatırlatan o kadar şey gördüm ki... Gerçi artık her şeyde herkeste onu görür olmuştum. Ona benzeyen birini görünce sevinçle yanına gidiyorum ama o olmadığını anlayınca kalbim fazlasıyla acıyor.
Karşıdan gelen cadı kostümlü küçük kızın yanında yürüyen simsiyah kediyi görünce aklıma yine o gelmişti, kalbime ise burukluğu geri dönmüştü. O gün nasıl da kaçırmıştın o siyah kediyi Sia... Sana kedikız dediğimde bana ne kadar kızardın hatırlıyor musun? Ben hatırlıyorum. Sana öyle diyince sen de bana dinozor kafalı derdin beni sinir etmek için ki başarırdın da.
"Kulaklığım!... "Duyduğum sesle düşüncelerimden sıyrılıp sesin geldiği yöne döndüm. Project Diva animesinden Miku kostümünü girmiş bir kız, kulaklığını düşürmüştü ama o şanslıydı kulaklığı kırılmamıştı. Sen de bu kadar şanslı olabilseydin keşke Sia. Keşke benim yüzümden o kadar kötü şey yaşamasaydın.
Miku... Acaba sen hangi kostümü giydin Sia? Bence Miku, doğrusu senden başkası beklenemez küçük yarasam... Ve sana yakışan da bu bence.
İçimdeki burukluk büyürken yolda yürümeye devam ediyordum. Seni özledim Sia. Telefonda beni Kibum sanıp bağırdığında sesini duyduğum için ne kadar mutlu olmuştum biliyor musun Sia? Peki ama neden telefondakinin ben olduğumu anlayınca ses vermedin? Benimle neden konuşmak istemedin? Neden Sia?
Bir anda gözüme takılan posterle duraksadım ve postere döndüm. Poster bir dinozor filmi afişiydi. Dinozor kafalı, dinozor beyinli... Böyle seslenirdin bana beni sinirlendirmek için bazen de öylesine. Çünkü sen sevgisini böyle gösteren biriydin bence. Kibum'a kedi surat, Minho'ya sırık bey, bana da dinozor beyinli...
Konuş artık benimle Sia lütfen. Telefonlarımı aç bağır çağır istediğini söyle sinirlenmeyeceğim, kızmayacağım sana Sia.
Afişe bakmayı bırakıp yürüdüm tekrar. Yürüdüm yürüdüm yürüdüm... İçimdeki buruklukla, kalbimdeki acıyla, akmaya başlayan gözyaşlarımla...
Tam daha onu hatırlatan ne görebilir ki derken önümde giden kız kulaklığıyla müzik takmış elleriyle ritim tutup arada bir ufak ufak dans ediyordu. Adımlarımı hızlandırdım hızlandırdım ve daha da hızlandırdım... Bugün daha fazla onu hatırlatan bir şey görüp daha da üzülmek istemiyorum...
Seni özledim küçük yarasam, müzik aşığı yarasam... Kalbim her zaman seninle... Unutma Sia aşk sınır tanımayan bir şeydir... Ben seni asla unutmayacağım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düşe Kalka Sevmek
FanficSoylu bir ailenin çocukluklarından itibaren her konuda iyi eğitilmiş ikiz kızları... Uslu, zeki, nerede nasıl konuşacağını iyi bilen, derslerinde başarılı, modayı oldukça yakından takip eden, saygılı, anne ve babasının sözünden çıkmayan Mia... Zek...