Umut

81 8 0
                                    

Merhaba okurcağızlarım...
Nasılsınız...
Bölüm biraz boş bir bölüm gibi ama naparsınız bazen böyle bölümde olmalı...
Neyse okuyun hadi...
❤💛❤💛❤


Jonghyun'dan...

Söz... Verilen bir söz bir aşka ancak bu kadar zarar verebilir sanırım, yaşanması gereken bir aşkı anca bu kadar engelleyebilir, iki aşığı anca bu kadar üzebilir.

Sia öylece tek kelime etmeden giderken onu öylece izlemiştim, yine. O kadar yorgun, bitmiş bir haldeydi ki giderken umarım bir sorun çıkmadan eve kadar gidebilmiştir, diye düşünmeden edemiyordum.

Cebimdeki kısa titreşimden mesaj geldiğini anlamıştım. Karanlık ve soğuk havada ağır adımlarla yurda giderken gelen mesajı açıp okudum.

Koreden selamlar...

Mesaj Mathias'dendi. Attığı mesaja bir anlam verememiştim. Bir an telefonu cebime tıkıp cevap yazmamak geçti ama sanırım biraz sohbet iyi gelebilir düşüncesiyle cevap yazdım.

Neredesin

Telefon hala elimdeyken ellerime sıcak hava üfleyerek parmaklarımı hissetmeye çalıştım. Saniyeler sonra gelen yeni mesajla boştaki elimi cebime sokarken mesajı okudum.

Seoul'de bir oteldeyim

Senin burda ne işin var

Hoşbuldum Jonghyun saol

Ne zaman geldin

Bu sabah

İyi

Bir sorun var gibi

Bekle konum mesajı atıcam

Tmm

Mathias'le konuşmak iyi gelebilir. Çünkü o Sia'yı benden daha iyi tanıyor ve bir kaç tavsiyesine hayır demem.

Konum mesajını atıp telefonu yeniden cebime koyduktan sonra ellerim ceplerimde boş boş nehri izledim.

Keşke... Keşke zamanı geri alabilsem ve bugün hiç yaşanmamış olsa. Ben yine onu uzaktan izlesem, BadBat olarak konuşsam, bana yine yarasa beyinli dese. Keşke...

Laf dinlemeyen Sia, verdiği sözü tutmaya çalışıyordu, her şeye rağmen. Onu sevdiğimi biliyordu an yine de o sözünü tutmaya çalışıyordu. Abisi yüzünden... Hepsi ama hepsi abisi yüzünden. Onunla konuşmalıyım. Onunla konuşup bizi rahat bırakmasını söylemeliyim ama... Beni dinler mi ki? Ellerimi sinirli bir şekilde saçlarımın arasından geçirip bir elimi yumruk yapıp diğer elimin içine vurdum.

"Kavga mı var?" Ellerimi yeniden cebime sokup sesin sahibine döndüm. Dağınık saçlar ve gayet sportif bir giyim...

Yanıma gelip o da öylece nehri izledi elleri cebinde bir şakilde. Bende aynını yapıp nehri izledim boş boş. Bir süre süren sessizliği bozan Matt'ti. "Sorun var gibi ve bu kadar bitkin göründüğüne göre ya grup arkadaşlarınla bir sorunun var ya da..." Biraz düşünüp devam etti. "Sia dimi?" Bakışlarını bana çevirdiğini hissetsem de aynı boş bakışlarımla nehri izlemeye devam ettim. Sorunun Sia olduğunu nasıl anlamıştı?

Tekrar önüne dönüp sorusunu cevaplamamı beklemeden devam etti konuşmaya. "Sia'nın anlata anlata bitiremediği BadBat sensin dimi? Sen olduğunu öğrenince öylece gitti tabi. Sia, senden sonra ilk kez birini sevmişti ama o da sen çıkınca..."

Düşe Kalka SevmekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin