O Benim Olsun...

56 6 7
                                    

Kızmayın bu garip yazara...
Biliyorum çok geç yayınladım bölümü ama cidden ilham sıfırdı...
Gelir gelmez yazdım umarım beğenirsiniz...
Ve son bir şey...
Gelecek bölümü final yapmak gibi bir düşüncem var...
Son bölümde olmasını istediğiniz bir şeyler varsa yorumlarınızı bekliyorum...

🎧❤🎵❤🎧


Dondurma...

Dondurma benim hiç tartışmasız en iyi dostumdu. Özellikle de kendi düşüncelerim arasında boğulmakla meşgulken beni rahatlatan tek şeydi. İşte mantığı, o kadar hızlı yiyordum ki beynim duruyor donuyordu böylece hiçbir şey düşünemez hale geliyordum ve şuan en çok istediğim şeydi beynimin donması.

"Sia sen daha yeni yeni iyileşmeye başladın. Dondurmaya bu kadar gömülmesen?" Jonghyun karşımda oturmuş çilekli milkshace ini içerken söylemişti bunu endişeli olduğu anlaşılan sesiyle. Dondurma yemeye devam ederek sanırım ona cevabımı gayet net vermiştim ki o da milkshace ine geri dönmüştü sessizce.

Bir süre daha sessizce milkshace ini içtikten sonra ani bir hareketle dondurmamı önüne çekti. Tabi o dondurmayı önüne çeker çekmez refleks olarak elimdeki kaşığı kafasına geçirirken boştaki elimle dondurmayı tekrar önüme almıştım. O eliyle başını ovalayıp inlerken ben gizli gizli kıkırdıyordum. Kaşığımı ona doğru sallayarak "Dondurmamla arama girersen işte böyle olur sevgilim. Bu sana ders olsun, bir daha dondurmamla arama girme." dedim hala kıkırdarken o ise hala başını ovuyordu. O kadar sert vurmuş olamam dimi? Gerçi refleks olarak vurduğum zamanlarda istemeden gayet sert vurabiliyorum.

"Bu yaptığını hayranlarım duysa yada görse seni linç ederler biliyorsun dimi?" Bu? Bir? Tehdit miydi? Bir kaşımı kaldırıp soran gözlerle ona baktım. "Onlar sevgilini linç ederken sen de kenarda oturmazsın herhalde." Gülerek aramızdaki mesafeyi kapatıp yanağıma bir öpücük kondurmuştu ve yerine geri oturmuştu. Yüzündeki gülümseme bana da bulaşırken "Ben yanında olduğum sürece asla kimsenin sana zarar vermesine izin vermem sevgilim." demişti o bir anda pamuk gibi yumuşayan sesiyle ve beni önümdeki dondurma gibi eritmişti.

Dondurmama geri döndüğüm sırada yüzüme patlayan flaş beni ürkürmüştü. Kafamı kaldırdığımda Jonghyun'un p*ç style güldüğünü fark ettim. "Neden çektin?"

"Dondurma yemeyi bırakmazsan bu fotoğraf Mia'ya gidecek." Blöf! Üzgünüm ama bu kadar basit blöflere kanmam ben. Ona aldırış etmeden dondurmamdan bir kaşık daha aldım.

"Bak gönderiyorum ona göre."

"Gönder, benden de selam söyle." Telefonda bir şeyler yaptıktan sonra bana göstererek sallamaya başladı yüzündeki zafer gülümsemesiyle. Şaşkınlıktan gözlerimin fal taşı gibi açılmasına engel olamamıştım. Ben blöf yapıyor sanmıştım ama o cidden göndermişti üstelik Mia "Hemen oraya geliyorum..." yazan cevabı da hemen göndermişti.

Telefonu hızla elime alıp o şaşkınlıkla biraz daha inceledim ama cidden göndermişti. Telefonu masaya atıp kollarımı önümde bağlayarak arkama yaslandım somurtkan ifademle. Bunu cidden yaptığına inanamıyorum. Mia beni nutuk manyağı yaparsa şanslıyım yani ama bu sefer nutukluk bir şey olmadığı için kesin ceza alcam. Evden çıkmama cezası? Hayır bu kadar basit olamaz. Bir yıl dondurma yasağı? Aaaa? Hayır bu kadar acımasız olamaz. Yani umarım.

Ellerimle saçlarımı karıştırarak uflamaya başladığım sırada kafamın üstünde tüm parlaklığıyla bir ampul yanmaya başlayınca yüzüme yerleştirdiğim sinsi ifadeyle birlikte kendime geldim. Yüzümdeki ifade Jonghyun'u korkutmuş olacak ki önündeki içeceği içmeyi bırakıp korku dolu bakışlarıyla "S... Sia... İ... İyi mi... misin?" diye sordu kekeleyerek. Onun bu hali beni güldürmüştü tabi içimden. Korkmuştu ve korkmalıydı da. Bir şey yapacak değildim ama sadece onun bu hali cidden çok komikti.

Düşe Kalka SevmekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin