Düşe Kalka Sevmek

Saico

Evet evet biliyorum bölüm gecikti ama sevgili okurlarım bundan sonra her gün bölüm yayınlayamayabilirm... Ama bölümler arası o kadar fazla olmayacak merak etmeyin en fazla iki üç gün...

Evet evet biliyorum biraz durağanladı kurgu ama merak etmeyin çok yakında SIA IS BACK olacak...

~♥~~♥~~♥~~♥~~♥~

Bölümü de yeni dostuma armağan ediyorum.
alonenil

Hava çoktan kararmıştı ama Sia hala eve gelmemişti ve ben acayip şekilde meraklamaya başlamıştım. Salonda dört dolanıyordum merakla. Ya başına bir şey geldiyse? Ya kendine bir şey yaptıysa? İkide bir saate bakıyor zamanın geçmek bilmediğine lanet yağdırıyordum. Defalarca aramama mesaj atmama rağmen ne telefonlarımı açmıştı ne de mesajlarıma cevap vermişti.

O Namsoo'yu bu yaptığına pişman edeceğim! Bugün yaptığının bedelini ödeteceğim ona! Sia'ya nasıl böyle bir şey yapabilir?!

Ben Namsoo'ya lanetler yağdırırken birden kapının açılma sesiyle irkildim aynı zamanda da sevinmiştim karşımda Sia'yı görünce. Bitkin görünüyordu ama eli dışında hiçbir yarası yok gibi görünüyordu en azından bedeninde. Ruhunun can çekiştiğine ise emindim. Çantasını kapının yanına bırakıp odasına doğru ilerlerken önüne geçip onu durdurdum. Başını önüne eğmiş, hayattan bıkmış, saatlerce ağlamış bir hali vardı ve ben onu böyle görmeye dayanamıyordum. Ne kadar laf dinlemez birisi olsa da o benim neşe kaynağımdı. Onu böyle üzgün görmek beni de üzüyordu.

"Şu lanet formadan kurtulmak istiyorum Mia çekil önümden."

Sesi o kadar kısık ve duygusuzdu ki. Onun bu hali içimi parçalıyordu. Hiçbir şey söylemeden önünden çekildim ve sürüklenircesine odasına gidişini izledim acı dolu bakışlarımla.

Bir mp3 ün kırılması bir insanı bu kadar üzer mi? Bir insanı nasıl bu hale getirir? Demeyin. O Sia. Varı yoğu müzik olan Sia. Sinirlendiğinde sakinleşmek için, heyecanlandığında bastırmak için, üzüldüğünde mutlu olmak için müzik dinleyen hayatı mp3, kulaklığı ve müziği olan Sia... Onun hayatının temel taşıdır müzik. Ayrıca bugün Namsoo'nun kırdığı mp3 ise ona bir arkadaşının hediyesiydi. Yani onun için değerliydi.

Sia sonunda odasından çıkınca duş aldığını farkettim ıslak saçlarını görünce. Eve geldiği halinden daha iyi görünüyordu ama hala yüzü gülmüyordu. Sadece biraz daha enerjikti. Akşam yemeğini bile doğru düzgün yememişti. Namsoo okulda seninle görülecek bir hesabım var! Kork benden! Bugün haftanın son günü olduğu olduğu için onunla olan hesabımı hafta sonundan sonra göreceğim.

"Yarın bir şeyler yapalım mı? "

Sia beni duymamış gibi TV de zap yapmaya devam etti. Yanımdaki yastığı alıp kafasına geçirdim.

"Yaaaa!..."

Sia ona attığım yastığı hızla bana atınca başıma denk gelmişti. Bu hanımefendinin hoşuna gitmiş olacak ki gülmeye başlamıştı. Onu böyle gülerken görmek beni de mutlu etmişti ve yüzüme büyük bir gülümseme yerleşmişti.

Sia'nın yanına oturup ona kollarımın arasında ezilmeye mahkum edercesine sarıldım. Sia neye uğradığına şaşırmışçasına inledi önce ama karşılık vermesi uzun sürmemişti.

"Seni özledim geri zekalı şey."

"Ben de... Ben de beni özledim. "

Sia'dan...