Soylu bir ailenin çocukluklarından itibaren her konuda iyi eğitilmiş ikiz kızları...
Uslu, zeki, nerede nasıl konuşacağını iyi bilen, derslerinde başarılı, modayı oldukça yakından takip eden, saygılı, anne ve babasının sözünden çıkmayan Mia...
Zek...
Merhaba çok sevgili okurlarım... Yeni bir bölümle karşınızdayım... Imm... Size bir sorum var, sizce Sia'nın Jjong'la arasını düzeltememesiyle abisinin ne ilgisi olabilir? Cevap için ip uçları gelecek bölümde hatta belki cevapta gelecek bölümde olur...
❤💛❤💛❤💛❤
Sia'dan...
Telefonumun alarmıyla bilincim yerine geldi ve hızla gözlerimi açmadan telefonumu aradım elimle. Gözlerimi hafiften açıp alarmı kapadım ve zorla da olsa uykumla olan randevumu sonlandırdım. Birden aklıma dün geceki olanlar gelince gözlerim dolmuştu anında. Jonghyun... O beni unutmuştu sanırım. Ne bekliyordum ki? O bir idol hemde oldukça ünlü bir idol, yıllarca beni bekleyecek değil ya...
"Unni... Günaydın unni." Kapının açılmasıyla içeri dolan bu sesin sahibi Sooyang'dı. "Günaydın canım, Mia uyandı mı?" Ben hızla dolaptan giysilerimi alıp banyoya yönelirken Sooyang yatağıma oturdu. "O çoktan uyandı, kahvaltı da hazır."
Sooyang ile tanışmam oldukça benlikti. Önce kavga sonra dost.
***Flashback***
Sia nereye gittiğini bilmez bir halde karanlık havada etrafı aydınlatan sokak ve marketlerin lambalarıyla yürüyordu. Sia'nın aklına birden Londra'da, canı sıkılınca yaptığı şey aklına geldi ve ara sokağa girip duvarları inceledi. Sonra çantasından not kağıtlarını ve kalemini çıkarttı. Aklına gelen şarkı sözlerini kağıtlara yazıp yapıştırıyordu.
"Hey, sen ne yapıyorsun? Orası benim duvarım." Sia duyduğu bu sinirli sesle bir an duraksayıp devam etti işine yüzündeki alaycı gülümsemeyle. Kız, Sia'nın bu umursamaz tavrına sinirlenmiş olacak ki kolunu tutup not kağıdını duvara yapıştırmasına engel oldu. "Git başka bir duvara yapıştır şu kağıtlarını. " Sia hızla kızdan kolunu kurtarıp ona baktı. Kendinden küçük olduğu çok belliydi. Siyah dalgalı saçları, kahverengi gözleri, gayet salaş giysileri ve dikkatini çeken çantası...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Hey, ne o dilini kedi mi yuttu, anlamıyor musun beni?" Sia ne kadar konuşmaya çalışsa da bir türlü kelimeler çıkmıyordu ağzından. Fazla yorgundu, fazla üzgündü, fazla sinirliydi. Hala aklı almıyordu Namsoo'nun yaptığı şeyi. Namsoo'nun aklında ne vardı onun mp3 ünü kırarak... Sia'nın aklında dolanan düşünce sadece buydu.
Sia, yüzünün önünde sallanan elle kendine geldi. "Kavga başlatmak istemiyorsan hemen defol buradan!"
"Bak sen, niyeymiş? Duvarlara daha fazla kağıt yapıştır diye mi? Bence sen gitmelisin, ben buraya grafiti yapacağım." Sia duyduğu şeyle heyecanlanmıştı.
"Sen grafiti mi yapıyorsun?"
"Aynen öyle." Sia aldığı cevapla duvardaki kağıtları hızla toplayıp çantasına tıktı. "Senden bir şey yapmanı istesem?" Kız bir yandan çantasını çıkarıp yere koyarken bir yandan da Sia'ya bakıyordu. "Söyle."
