Ortak instagram hesabımız: intikam.savaşları
Buket'in ağzından
Kalbinin hemen yanında bildiğin yarık, etrafında temizlenmiş kanlar vardı. Gizem bir adım geriledi. Ağzı hala açıktı. Benim de büyümüş gözlerim küçülmemekte ısrar ediyordu. "Korkuyla mı besleniyor?" dedim ve elimi ağzıma götürdüm. Olanlar... Gerçekten inanılmazdı. Koruyucu melek, telekinezi, korkuyla beslenen şizofren, eliyle koymuş gibi bulan hissi güçlü arkadaş...
"Bugün okulda geçmeye başladı. Kan kendi kendine toplandı. Yara daha büyüktü." derken gözleri dolu doluydu. O da korkuyordu tabii. Kalbinden korkuyu çekip alan ve kalbinde yarık bırakan birinden kim korkmazdı ki. "Muhtemelen bu akşam tamamen kapanır." dedi Gizem ve Damla'nın tişörtünü indirmesine yardım etti. Damla başını tavana bakacak şekilde kaldırsa bile bu korku gözyaşlarına yardım etmedi. Gözünden akan damlayı elinin tersiyle sildi.
"Ondan korkmazsak bizi rahat bırakır." dedim ve Gizem'in yatağına oturdum. Zaten bildiğim odasını süzmeye başladım. Kırmızı, orta boyda bir kıyafet dolabı vardı. Karşısında krem rengi tek kişilik bir yatak, yatağın yanında makyaj masası vardı. Gayet uyumlu ve tatlı duruyordu.
"Ondan korkmazsak bizi korkutmak için daha çok saldırır." dedi Damla. Haklı mıydı bilmiyordum. Ne yapacağız bilmiyordum. Hiçbir şey bilmiyordum.
1 ay (4 hafta) sonra Gizem'in ağzından (Saat: 02.30)
Altıma yapmama çok az kalmıştı. Bir sonraki gök gürültüsünde beyaz çarşafım, artık beyaz olmayacaktı. Şimdi diyeceksiniz ki 'sen casusun aq şimşekten mi korkuyon?". Ama bu gerçekten çok gürültülüydü. Odam 6 saniyede bir ışıkları yakmışsın gibi aydınlanıyordu. Dikişlerim hala yerinde olsaydı kendimi sıktığım için kesinlikle patlarlardı. Allahım'a şükür hepimizin yaraları geçmişti. Tabii karnımda iz vardı ama acımıyordu artık.
Bir gürültü daha duyulunca dudaklarımı birbirine bastırdım ve gözlerimi sımsıkı kapadım. O kadar çok çişim gelmişti ki apandistim patlayabilirdi. Bardaktan değil tencereden boşalırcasına yağmur yağıyordu. Telefonumun ışığı yanınca irkildim. Telefonumu komidinden kalkmadan aldım (hemen yanımdaydı) Telefonumu açınca hiç bildirimin gelmediğini, sadece şarjımın bitmek üzere olduğunu gördüm ve telefonumu yastığımın altına koydum.
Telefonumu elime geri aldım ve çılgınca bir şey yaptım.
Gönderilen: Çınar
'Uyudun mu?'
Cevap için telefonumu açık tutmaya karar verdim. Elimde telefonum, stresten tırnaklarımı yerken beni şaşırtacak bir cevap geldi.
Gönderen Çınar
'Pek sayılmaz. Ne oldu?'
Hemen cevap yazdım.
Gönderilen: Çınar
'Şimşek çok kötü değil mi?'
Gönderen: Çınar
'Korktun mu?'
Gönderilen: Çınar
' Yoo'
Bana bir fotoğraf atınca url'nin üstüne bastım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İntikam Savaşları
Khoa học viễn tưởng"Lütfen gözlerini kapatma. Lütfen." dedikten sonra dudaklarından bir acı iniltisi duyuldu. Ellerini sımsıkı tutuyor, bir elimle kafasını dik tutmaya çalışıyordum. "Sende benim kadar hissediyor musun?" dedi ve yaşlı gözlerime tutkuyla baktı. Kafamı...