"Lütfen gözlerini kapatma. Lütfen." dedikten sonra dudaklarından bir acı iniltisi duyuldu. Ellerini sımsıkı tutuyor, bir elimle kafasını dik tutmaya çalışıyordum.
"Sende benim kadar hissediyor musun?" dedi ve yaşlı gözlerime tutkuyla baktı. Kafamı...
Ortak instagram hesabımız: intikam.savaşları Bundan sonra başlıklarımız böyle olacaktır.
Damla'nın ağzından
"Damla ye şundan kafana patlatıcam." dediğinde yüzümü buruşturarak Buket'e baktım. Ağzında dolu dolu pizza elinde de şekersiz coca cola vardı. Saçları uzaktan bakınca çok hoş görünüyordu. Gözlerinde kalın ve ince arasında bir eyeliner vardı. Dudaklarında var ile yok arası bir kırmızı ruj onu nasılsa doğal gösteriyordu.
Pizza paketini ittirdim ve kollarımı göğüsümde birleştirdim. "Yok ya canım istemiyor. Gitsem mi ben?" dediğimde mor koltuklardan yavaşça kalktım. Buket gözlerini kocaman açtı. "Otur kız yerine!" diye bağırınca neye uğradığımı şaşırdım ve koltuğa geri düştüm.
Arkama sıkıntıyla yaslandım. Elimdeki bozulmuş ojelerle uğraşmaya başladım. Kendimle ilgilenmeye bayılırdım. Evde oturup saatlerce saçlarımla uğraşabilirdim. Dışardan bakılınca okulda o dokunulmaz popüler kız grubunun başındaki o patronluk taslayan kız gibi görünüyordum. Ama hayır. Ben aslında gayet sessiz, sakin, içine kapanık ve antisosyal kızdım. O en arkada oturan ve hiç konuşmayan suratı asık kızdım ben.
Mavi ojemin hiç bozulmamış olmasının zaferiyle tırnaklarımı bıraktım ve muhabbeti dinlemeye çalıştım. Kahverengi saçlı kırmızı rujlu bir kız ve şu ortamda tek ismini bildiğim Buket gülüşüp konuşuyorlardı. Öteki taraftan kızıl saçlı bir kız ve gözlerinin maviliği 10 metre öteden belli olan bir erkek gülüşüp duruyordu.
Yanıma telefonumu almadığım için kendime kızdım ve yine oflayarak arkama yaslandım. Lanet olası koltuk ilginç bir ses çıkarınca utançtan yanaklarım yanmaya başladı. Ellerimle 'ben suçsuzum' pozisyonunu aldım ve "Hey, o ses koltuktan geldi!" diye küçük çaplı bir ispiyonluk yaptım.
Elinede kolalarla gelen sarı saçlı bir erkek bardakları sallaya sallaya "İsteyen?" diye gelince istemediğim için hiç sesimi çıkarmadım.
Böyle bir yarım saat geçirdik. Ben yaklaşık 10. kez "Puff." diye bir ses çıkardım ve saçlarımın uçlarına masaj yapmaya başladım. Sıkıldığımı fark eden Buket kızıl saçlı kıza bir şeyler fısıldadı. Kız başını salladı ve odadan ayrıldı. Buket de kolasından bir yudum aldı ve sessizce yuttu.
"Hadi alışverişe çıkalım. Sen baya zevklisin." dedi ve bistüyerini yukarı çekip ayağa kalktı. Mululukla ayağa kalktım ve mavi elbiseme bakıp yüzümü buruşturdum. "Üstümü değiştirsem olur mu?" dedim ve sehpanın yanından sıyrıldım. Buket "Olur. 15 dakikaya çıkalım." dedi ve bir şey demeden odadan çıktı. Bende son kez iki sarışın erkeğe baktım ve kahverengi demir kapıdan gürültüyle yukarı kata çıktım.
Kapımdaki posta kutusunun içinden yedek anahtarı almak üzere çiçeklerin dibini eşelemeye başladım. Anahtarı kendimce sallayıp deliğe soktum ve kilidi açtım. İçeri girdiğim gibi ayakkabılarımı her zaman düzenli ve özenli olan ayakkabı dolabıma koydum.
Mavilerle (bu kızımız maviye takıntılı) dolu odama girince hiç beklemeden dolabımın kapağını açtım. Çok fazla kıyafetim vardı ve zevkli olduğumu bende söyleyebilirdim. Kırmızı basit bir elbiseyi kesip biçerek çok şirin bir parça yapabilirdim. Teyzem de ünlü bir tasarımcı olduğu için bana güzel ve özel tasarımlar verirdi.
Aklıma teyzem gelince onun bana doğum günümde tasarladığı çok güzel bir etek gözüme takıldı. Yapması çok uzun zaman sürdüğünü söylemişti. (DAMLA ve kıyafetleri)
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
