31.Bölüm: Baba

498 16 2
                                    

Kahvemi spariş ettikten sonra gülümseyerek bakıyorum Yağmur'a. Sabırsız bakışları beni dahada mutlu ediyor ama o da biliyor istemeden hiçbir şeyi anlatmayacağımı. Hem onu daha fazla bekletmemek adına hemde daha fazla susmak istemediğim için heyecanlı bir şekilde konuşmaya başladım

''Yetiştirme yurdundan geliyorum. Yağmur görmen lazımdı her taraf harabe olmuş durumda bende düşündüm ve şöyle dedim bu kadar parayı ne yapacağım? Ve yurda bağış yapmaya karar verdim.'' Tam aynı heyecanla devam edecekken Yağmur beni yeniden bölüyor. 

''İyide Zeynep senin zaten maaşının 1/3 her ay hayır kurumlarına bağışlanıyor ki buda aylık en az sekiz bin.''  Yağmur'un dediklerini düşündüğümde zar zor hatırlaya bilmiştim.  Para idaremi genellikle ben yapmazdım Yağmur'un benim paramı kontrol ettiği bir çok zaman dilimi sayabilecek durumdayım. 

''Ah! Görüyorsun işte bu kadar parayı mezara götürmeyeceğim, Yağmur ve bende düşündüm de neden daha iyi bir iş yapmıyorum? Aşçı olmaktan yada manken olmaktan daha önemli bir iş neden merhametli bir insan olmuyorum? O çocukların ulaşamayacağı bir çok şeye hiç çaba sarf etmeden ulaştım ve dünyadaki tüm insanlara ulaşamazsam bile ulaşabildiğim herkese yardım edebilirim değil mi? Parayı sürekli kazanabilirim, Yağmur ama insanlığım? Ona sadece bir kere ulaşma şansım var. Bu hayat herkesin mutlu yaşayabilmesi için diğer insanların fedakarlığıyla olacak.'' O kadar hızlı konuşmuştum ki aralarda saçmaladım mı onu bile hatırlamıyorum. Yağmur'a baktığımda bana baktığı o bakış garip hissetmemi sağlamıştı. 

''Seninle gurur duyuyorum güzel kalpli arkadaşım.'' Bende ona gülümsediğim de devam etti,'' Bir keresinde bir kitapta şöyle bir şey okumuştum 'Zengin insanlar fakir insanlarla karşılaştığında yaşam düzelecek' evet sanırım böyleydi. Zeynep, herkesinin yardımı eli olabilirsin demiyorum ama dokunduğun hayatları güzelleştire bilirsin biliyorum. Hem biz de ardım ederiz Can'la.'' Yağmur'un güzel kalbini seviyorum o enim her zaman en yakın arkadaşım olacak.  Gelen kahvelerimizle keyifle gülümsedim. 

''Teşekkürler!'' Garsonda bana gülümseyerek ''Rica ederim, efendim!'' dediğinde daha da gülümsedim. Gülümsediğiniz de karşılığını daima alırsınız.

''En bir garsona gülümsedin az önce!'' Yağmur'un tepkisi karşısında gözlerimi devirdim.

''Yağmur, bende gülümsüyorum ve garsonlarda insandır.'' 

''Zeynep sen oldukça değiştin. Bunu kötü bir şey olarak söylemiyorum bakma öyle bu harika bir şey. Kerem seni o kadar güzel bir halde etkiledi ki, eski seni sevdiğimin beş katı yeni seni seviyorum.'' Kerem'den bahsedilmesi bile gülümsememe yetmişti. 

''Sadece beş katı mı?'' Diye şakayla karışık bir soru yönelttiğimde ufak çaplı bir kahkaha bıraktı dudaklarından. 

''Evet, sadece beş katı.'' Birlikte kahkahalarımızın eşliğinde kahvelerimizi yudumlarken zamanın nasıl geçtiğini fark etmemiş olacağız ki kafamı dışarı çevirdiğimde anlamıştım güneşin batmak üzre olduğunu.  İşte böyleydi dostluk, birbirinizin yanında saatlerce konuşabilmek. Bu saate kadar Yağmur'la her şey hakkında konuşa bilmiştik işte buda iki kadının yan yana gelmesinin marifetiydi.  

''Neredeyse akşam olmuş, yuh!'' Tepkilerimiz  gerçekti çünkü yanınızda kardeşim dediğiniz bir insan varsa rol yapmanıza gerek kalmazdı. 

''Normalde olsa gel cluba falan gidelim derdim ama evlilik hayatı yorucu bir müessese zira kocan olmadan gidemiyorsun.'' Ufak bir kahkaha attığım söylediğine. 

''Vıcık vıcık aşk kokuyorsunuz.''

''Sende yakında evleneceksin canım o zaman ne olacak acaba?''

Seni Sevebilir miyim?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin