16.Bölüm: Yüksek gerilim

978 37 40
                                    

İnsanlar kendilerini kötü hissettiklerinde bunu tersine çevirmek için iyi şeyler yapmaya çalışırlar. Bu onların felaketi de olabilir, hayat dönemeçleri de Bazen çok istememize rağmen iyi şeyler kötü sonuçlar doğurabilir bu da bize hayatı hatırlatır. Hayat tam olarak böyledir, duygularınızı yaşamanızı ister. Tüm duygularınızı yaşamanızı. Öfke, nefret, kin, sevgi, bağlılık, intikam, hüzün, merhamet, bağışlama hepsini yaşamınızı ister ve bazen tüm bunları yaşamanızı istediği için size acı verir. Acının hissedilmek istemesinin asıl kaynağı da buradan gelmektedir bence. İnsanlar hissedemedikleri duyguları acı sayesinde hissetmeye başlarlar. Aşkın ilk çıkış noktası acıdır. Biri size eski acılarınızı tekrar hissetmenizi sağlaya biliyorsa ve tüm yaşadığınız acıların on katını tek bir olayla yaşatabiliyorsa üç önemli olay artık olmuş demektir. Birincisi; artık hayatta tamamen gerçeksinizdir. İkincisi; acı artık hissedilmiş ve onun efendiliğinden çıkmışsınızdır. Üçüncü ve en önemli olansa; bunları size yaşatabilen kişi artık hayata tutunma noktanızdır...

Dışarıda ki iki sinirli bir tatlı kız. Biri Kerem'in en yakın arkadaşı Barış diğer ikisi ise abim ve Alya Mercan! şimdi asıl konuya gelmem gerekirse bunlar neden böyle bir birlerine kavga çıkacak ve bir birlerine dişlerini geçirecekmiş gibi bakıyor?

''Arabanı hemen çek şuradan''

''Asıl hemen sen arabanı çek'' Sesleri yüz hatlarına göre fazla sakindi. Kan dondurucu derece sakin. Demir'in yüz hatları tamamen gevşediğinde ve sırıtmaya başladığında daha da korkmaya başladım. Demir'in olayı buydu zaten o sinirlenmezdi, o genel olarak insanları gülerek parçalardı. Aslında Demir'in bazen psikopat olduğunu düşünüyordum ama bu geçmişte olurdu. Hayatına Alya girdikten sonra düzeldiği apaçık ortadaydı fakat içindeki psikopatı sadece uykuya yolladığını şimdi daha iyi anlıyorum.

''Kafanı kopartıp köpeklere yem etmek istiyorum biliyor musun?'' ben demişitim demek ne kadar doğru umurum da değil ama ben demiştim.

''Ben senin kalbini söküp ağzına tıkmak istiyorum biliyor musun?''bu çocuğunda potansiyeli fena değilmiş aslında. Fakat karşısında Demir Güzel var. Demir adamı muma çevirir bu tavırlar onu pek etkilemezdi yani.

''Ben kafanı koparttıktan sonra buna pek gerek kalmayacak nasıl olsa.'' deyip sırıttığında artık bu olaya bir dur denmesi gerekiyordu ama kesinlikle öfkeli iki salağın arasına girmeyecektim. Aslında bu ikisinin kavgasını Kerem en olmadı Can durdurur diye bekliyordum ama ikiside kavgadan zevk alarak izliyorlardı bu durumu. Hepsi manyak.

''Kerem kavgayı ayıracak mısın?'' kulağına eğilerek fısıldadığımda. Sırıtarak kulağıma eğildi.

''Hayır, bu bir tartışma Zeynep ve ben ilk yumruğu bekliyorum.'' dediği şeye gözlerimi devirdim.

''Hepsi manyak ama sen önde gidenisin.''

''Arkadan gelenler düşünsün.'' dediğinde ona sinirli bir bakış attım. Çocuk laf soktu resmen ya! Sırıtarak tekrar kavgaya(!) döndüğünde inat ederek buna kavga diyecektim. Ayrıca o da manyaktı işte.

''O arabanı sikicem ama sırık.'' diyen abime daha sinirli bir bakış attım artık beni cidden sinirlendiriyordu.

''Bu araba senin ki kadar küçük bir şey için fazla değerli.'' diyen Barış'a aşırı derece şaşırarak baktım. Bunlar azıcık terbiyeli konuşamazlar mıydı?

''Benimkini tam olarak hangi uçuk kafamdayken gördün sen adamım?'' OHA. Bunlar fazla oluyorlar ama!

''Hey siz iki geri zekalı hemen arabalarınızı garaja park edin yada buradan defolun. Bu kavgayı çekmek zorunda değilim. Bu arada Alyacım içeri gel, beylerde işlerini halledip ister giderler, ister kalırlar.'' diyerek kavgaya bir son verdiğimde sakince kızlarla birlikte içeri girdik ayak seslerinden anladığım kadarıyla Kerem ve Can'da içeri girmişlerdi ve yanılmıyorsam iki arabanın sesleri de kulağıma ulaştığında beylerin arabalarını çalıştırdıklarını anladım.

Seni Sevebilir miyim?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin