9.bölüm:Demir

1.5K 71 0
                                    

Acı geldiğinde onu geri çevirme imkanınız yoktur. Acı geldiyse onu içinize alıp sonuna kadar yaşamalısınız. Acı hissedildiğinde kurtarıcınız sevgidir. Acıyla savaşmak için sevgiye sahipseniz şanslısınız demektir... 

 Gördüğüm manzara gerçekten hiç de iç açıcı değildi. Ah hadi ama nereden çıktı şimdi bu çocuk? Ve Zeynep neden ona sarılıyor? Ne yani sevgilisi falan yoktu değil mi? çünkü şuan Zeynep o çocuğa sarılıyor. Çocuk benimle aynı yaşlarda gibi ama bu neyi değiştirir ki? Aslında kasları var ama burada parantez açıyorum benim kadar değil benim kadar kas yapması için baya uğraşması lazım. Zeynep çocuktan ayrıldıktan sonra gülerek yanağından öpüyor. Hafif bir şekilde öksürüyorum beni fark etmeleri için Zeynep gülümseyerek bana dönüyor.Fakat ağlamışta, ne oluyor anlayamıyorum.

 ''Kerem seni Demir ile tanıştırayım kendisi kardeşim.'' Diyor gözleri dolu dolu buruk bir tebessüm eşliğinde. Elimi uzatıyorum kendimi tanıtmak adına; 

 ''Ben Kerem. Kerem Sayer.'' Adını Demir olduğunu öğrendiğim çocuğa. Fakat fazlasıyla çekiniyorum konuşmuştuk bu konuyu ve bir klişe olarak şuan karşımda görmem tuhaftı. 

 ''Demir. Demir Güzel.'' Demir izcelemeye başladım. Gözleri Zeynep'in kinin aksine masmaviydi, saçları Zeynep'in kinin aksine düzdü. Zeynep'le büyük bir tezatı oluşturuyorlardı. 

 ''Hey dostum bana bakmayı kes, lütfen. Evet Zeynep'le benzemiyoruz. Ben daha çok anneye çekmişim. okay?'' Şimdi daha net anlıyorum işte. Peki ama bu çocuk neden bu kadar garip? Sorularımın cevabını bulabilmeyi deli gibi istiyordum fakat şuan düşünmem gereken bir kardeş ya da abi vardı.

 ''Peki.''Birlikte bahçeye çıkmaya karar veriyoruz.Bahçeye çıktığımızda çardağa geçiyoru. Etrafta tuhaf bir sessizlik hakim. Zeynep bana çok uzun zamandır görüşmediklerini söylemişti ve şimdi kardeşi karşısında olmasına rağmen konuşmuyordu. Demir'e de bu sessizlik sıkıcı gelmiş olacak ki soru sormayı tercih etmişti.

 ''Siz birlikte misiniz?'' Fakat sorduğu soru saçmaydı. Sessizliği böyle bir soruyla bozmak gerçekten saçmaydı. 

 ''Hayır'' ''Hayır'' Zeynep ve ben anlaşmışız gibi senkronize bir şekilde aynı cevabı verdik. 

 ''O zaman senin bu evde işin ne dostum ?'' Arkadaşım onun için olabilir mi?

 ''Arkadaşım, Demir onun için olabilir mi acaba?'' Bu kızdan etkilenmemek için kesinlikle bir nedenim yok. 

 ''Anladım bir'tanem tamam sakin ol'' Ya şimdi niye bir'tanem dedi ki bu Zeynep'e? 

 ''Düzgün davran o zaman Demir!''Diyerek Zeynep Demir'i uyardığında. 

 ''Tamam bebeğim, sakin. Düzgün davranırım bundan sonra.''Dedi Demir. Bu çocuktan kesinlikle haz etmemiştim.

 Şuan oradan oraya koşuşturan Zeynep'i izliyordum. Arkadaşlarımızı yani ben Can ve Barış'ı o ise Yağmur'u davet etti. Ha birde Eşantiyondan Demir Bey olacaktı olacaktı fakat beyefendi İstanbul'u çok özlediği için İstanbul da gezecekmiş. Acaba İstanbul hangi kadının yatağında olacaktı? Merak konusu.

 Zeynep oradan oraya koşturuyor ama bu haliyle bile baya etkileyici. Şuan Zeynep üstünde siyah taytı ve üzerine giydiği yarım kollu uzun şeylerden giymiş sanırım adı tunikti ayrıca saçlarını gelişi güzel bir topuz yapmış durumda ve doğruyu söylemek gerekirse tatlı hem de baya tatlı.

 Zeynep mükemmel bir masa kurdu. Üstelik yemekleri de kendi yaptı. Yani hâlâ inanamıyorum bu devirde ne kadar genç kız yemek yapmayı biliyor ki? Yani tost yapmak yemek yapmaktan sayılmıyorsa. Çünkü ben bu güne kadar hiç yemek yapan birine rastlamamıştım. Hatta annem bile yemek yapmazdı.

Seni Sevebilir miyim?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin