2.Bölüm: Değişimler habercidir

2.5K 118 3
                                    

                                                                                 Zeynep'ten

Duyduklarımın şaşkınlığı beni ele geçirmeye başladığında kendimi tam bir 'salak' gibi hissediyordum. Kerem Sayer benim alıştığım ajansın ortağı, ünlü ve başarılı bir iş adamı ve duyduğum kadarıyla gecelerin playboyu. Bu adam şuan karşımda durmuş bana bakıyordu ve benimle tanışmak istediğini söylüyordu. Doğum günlerimizin aynı günlerde olmasıysa daha da şaşırtıcı gelmişti bana. Doğum gününde benimle tanışmak isteyen patron yarısı, gecelerin playboyu. Şaşkınlık içinde elimi uzatırken cevap vermiştim.

''ağğ Zeynep,Zeynep Güzel ''

''Şu manken değil mi? Ortağı oldum ajansın en önemli mankenlerinden?'' diyerek iki soruyu da peş peşe sorduğunda hızlıca cevap vermiştim.

''Evet ortağı olduğunuz ajansta çalışıyorum ve yine evet mankenim.'' Nasıl bir saçmalamaktır bu?

''Baya büyük bir tesadüf bence'' Tesadüflere inanmıyorum ben ya.

''Tesadüflere inanmam'' ukala olduğum kadar konuşuyormuşum da büyük bir marifete sahibim!.

''Seni takip ettiğimi falan düşünmüyorsun değil mi?'' Kerem Bey bunu yüzünü buruşturarak söylediğinde sinirlenmeye başladığımı hissettim. Ne münasebet ya? Ben niye böyle bir şey düşüneyim?

''Hayır yanlış anladınız siz beni ben tesadüflere inanmam derken kader olarak düşünürüm her şeyi kader nasıl yazılmışsa öyle yaşanıldığına inanırım. Yani asla sizi öyle düşünmedim böyle algılandıysam kusura bakmayın, lütfen.'' Boş bakışlarımla Kerem Beye bakarken onunda bana aynı baktığını görüyordum. Yanlış anlaşılmak çok can sıkıcı bir durummuş gerçekten.

''Kader? Cidden kaderin bunu bana yaptırdığına inanıyor musun?''

''Yani neden inanmayayım ki? Sonuçta eğer böyle tanışmasaydık büyük ihtimal başka bir yer de muhakkak tanışacaktık.'' Çenemi tutamadığım için konuşmayı tercih etmeyeceğim bir meslek seçtim galiba. Hani konuşmayı sevmiyordum ben?

''Sen baya baya inanıyorsun yani böyle şeylere?''

''Evet inanıyorum.''

''Bence tesadüf işte daha ilerisi olduğunu sanmıyorum.'' Tartışma diye girip burada kavgayla biten bir olay yaşamak istemiyorum aslında sussam gerçekten iyi olacak!

''Ben gitsem iyi olacak''

''Erkenden gidiyor musun?''

''Eğer dışarıda kalırsam doğum günüm için evde beni bekleyen ve bana süpriz doğum günü Partisi hazırlamaya çalışan arkadaşımı ekmiş olurum. Size iyi geceler'' deyip kalktığımda hala az önce olanların şokunu üzerimden atamamıştım. Bu çok tuhaftı uzun zamandır ilk defa bu kadar çok konuşmuştum. Oysa ben mesleğimi bile buna göre seçmiştim konuşmak zorunda kalmayacağım bir meslek istemiştim ve olmuştu konuşmuyordum. Konuşmak zorunda kalmıyordum. Az önce baya baya konuştum ben ya.

Eve yaklaşırken evin içindeki curcunayı düşünerek Yağmur'u arayıp bir şeye ihtiyacı olup olmadığını sordum. Bari süprizini batırmıyayım.

Kerem'den

Yaşadığım şaşkınlıkla Zeynep'in arkasından bakıyordum. Doğum günümüydü bugün? Saçma değil mi? Neydi bunların anlamı? Ne çıkarmalıydım bundan? Daha fazla gittiği yere bakmamak adına Partiye geri döndüm. Barış ve Can'ın yanına vardığımda bize özel locada kızları götürüyorlardı. Piç arkadaşlarım vardı. Kızlar sırayla yanıma gelip giderken bu durumdan aşırı derecede sıkılmaya başlamıştım. Bu kadınların hepsi benim altıma yatmak istiyorlardı. Bu durum artık fazla sıkıcı olmaya başlamıştı. Barış ve Can'a haber vererek burdan ayrılmayı planlıyordum.

''Barış, Can'' hala kızları götürüyorlar piç herifler.

''Lan bakın bir bana!'' En sonunda dikkatlerini çekebilmiştim.

''Ne var lan?'' Gözlerimi devirip cevap verdim.

''Ben gidiyorum sizde ne bok yerseniz yiyin'' diyerek mekandan ayrıldığımda dışarı çıkınca barın fazla gürültülü olduğunu düşündüm. Arabama binip özlediğim atıma ve çiftlik evime doğru yola çıktım. Çiftlik evine vardığımda Appaoolsas cinsi atımı sevmek isterken görevliden uyuduğunu öğrenmiştim. Direk eve geçip tavan arasında kalan odama yıldızları izlemeye başladım. Bu odanın tavanını camdan yaptırmam onu muhteşem kılıyordu. Yıldızlarda 'Z' harfini görmemle dona kaldım. gözlerimi kırpıştırdığımda artık karşımda yoktu. Harika saçma sapan bir halisünasyonda görmüştüm. Rahatlıkla ölebilirim. Gözlerim uykuya teslim olma kararı aldığında onu reddetmemiştim.

Sabah uyandığımda direk eve geçmiştim. Hazırlanıp şirkete gittiğimde sürekli toplantılarla ve dosyalarla uğraşmaktan başıma ağrı girmeye başlamıştı. Öğle arasından bir saat önce şirketten ayrıldım. Aklıma gelen ani fikirle birlikte ajansa gitmeye karar vermiştim.

Zeynep'ten

Sabah erkenden kalkarak dün spor yaptığım için bugün yapmamaya karar vererek kendime iyi bir kahvaltı hazırlamıştım. Kahvaltının ardından rutin işlerimi tamamladığımda şirkete gitmek için hazırdım. Evden çıktığımda motorumu kullanmak daha iyi bir fikir gibi gelmişti bir an.

Ajansa geldiğimden beri kıyafet giyip çıkarıyorum. Bir sürü fotoğraf, video. çekimin yapılması için stüdyoya gidip gelmelerim. En son öğle arasında tekrar ajansa gelip üstümü değiştirdiğimde kendimi dışarı attım. Kerem Beyi görmemle şaşkınlıkla olduğum yerde kaldım. Onun burda ne işi vardı? O buraya gelmezdi ki. Kerem bana bakarken yanıma doğru ilerlemeye başladı. Yanıma geldiğinde konuşmaya başladı.

''Dünya küçük bir yermiş değil mi güzelim?'' Dalgamı geçiyordu benimle? Ahh tabii ki dalga geçiyordu.

............................................

Appaoolsas: Kuzey Amerika'da yaşayan bir at türü. Genellikle açık üzerine koyu benekli olur.

Seni Sevebilir miyim?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin