ASABİ ŞİRİN

1-Farklı Düşünceler

Merhabaaa !! Umarım hikayemi beğenmişsinizdir ve sıkılmamışsınızdır bu sefer bölümü ipadden koyuyorum multimedia atamıcam :( Ama bi sonraki bölüme koymaya çalışırım ;) Beklediğimden kısa sürede okundu hikaye teşekkürler :** Lütfen yorum ve votelerinizi eksik etmeyin ^_^ İYİ OKUMALAR ! :**

Mesajın verdiği şaşkınlığın etkisiyle durduğum yolda arabalar üstüme doğru gelmeye başlayınca kendimi kaldırıma zar zor attım. Beynimdeki tüm hücreler dört nala koşturup kendilerince mantıklı açıklamalar arıyorlardı. Ama yoktu. Ben o çocukla en fazla bir iki kere konuşmuşumdur-kendi kafamda da olabilir emin değilim :/- yani benim numaramın onda ne aradığını çok merak ediyordum. Tamam çocuğa ne tapıyordum ne de "Ahh ! Canım beniiimmm!!" Diye peşinden koşuyordum. Asla öyle bir kız olmamıştım ama böyle bir durumdada sakin kalamazdım :D

***

Eve doğru giderken sitenin kapıcısını gördüm selamlaşıp konuştuk. İyi bir amcaydı çok severdim onu ayrıca annemler sürekli seyahatte olduğundan bana hep göz kulak olurdu. Babam bir tur şirketinin sahibiydi. Annem de babamın yanında asistandı. Yani anlayacağınız sürekli dışarda seyahatteler. Evde resmen tek yaşıyorum. Ama şikayetçi miyim ? Hayırr !! Ben gayet mutlu ve özgür takılıyorum zaten artık kazık kadar kız oldum. Lise 3 yahu daha ne olsun ?!? He tabi özlüyorum ama ara ara görüyorum nede olsa. Eve çıktığımda kaykayımı portmantoya koyup kendimi yatağa attım. Evdeki sessizliğin verdiği huzuru hissetmeye başladığım anda düşünceler beynime hücum etmeye başladı. Tanrım! Düşünceler beni biraz rahat bırakın! ne o mavi gözleri nede attığı mesajı düşünmek istiyordum. Gıcık çocuk ya !! Bana bücür dedi bide. Tamam , kabul o baya uzundu ben yanında küçük bi kız çocuğu gibi kalıyodum ama aramızda dağlar da yoktu. Kendini bir şey zannediyodu. Bunları boşuna söylemiyorum inanın ! Kaykay parkındaki herkes çocuğun başında pervaneydi. Gerçi Arda onlara çok taviz vermezdi ama yinede peşinde dolanmalarına çok ses çıkarmazdı. Çocuk günah keçisi resmen ne sigara içmediği vardı ne bir şeyi. Bir anda beni bu düşüncelerden koparan şey telefonumun sesi oldu. Cebimden çıkarıp telefona baktım. Melisin aradığını görünce içim rahatladı. Yavaşça yeşile bastım.

"Deniz kızım nerdesin ya ? En az 4 kere çaldırdım ev telefonunu. "

"Canım sıkıldıda kaykay parkındaydım cep telefonumu arasaydın ya !" Bazen bu kız cidden şapşal olabiliyordu.

"Aman off neyse. Nasılsın evde tek misin yine ?"

"Evet her zamanki gibi. Bizimkiler şu an Çin'de bildiğim kadarıyla. "

"Hmm. Bu arada yarın napıcaz plan program nedir ?"

"Ne varki yarın ?"

"Nasıl ya iyimisin sen ? Yarın cuma ! Karneleri alıyoz ya hani ! Sonra yaz tatili filan. "

"Hii !! Tamamen aklımdan çıkmış. İyi gideriz bir yerlere. "

"Mercan kafe iyi mi ?"

"Aa! süper fikir. Meriç'ide çağıralım mı ?"

"İyi. Ben kız kıza takılırız diye düşünmüştüm ama sorun yok. "

"Tamam hadi hoşçakal o zaman yarın görüşürüz. "

"Hoşçakal. "

Melis hatırlatmasa yarının cuma olduğunu hatırlamazdım ya. Nasıl bi daldıysam artık. He ayrıca şöyle anlatayım : Melis benim canım,kanım. Yani en yakın arkadaşım. Meriç te aynı biçim ama o erkek :D Meriçle ben nerdeyse çocukluğumdan beri arkadaşım ama Melisle yeni tanıştılar sayılır.

***

Alarmımın o çirkin sesiyle yerimden fırladım. Hemen banyoya koşup bir duş aldım. Kafamı kurutup hafifçe düzleştirdim. Her zamanki sağlıksız beslenme biçimim olan mısır gevreğimi alıp kase doldurdum dolapta kalan son sütüde koyup yedim. Şimdi en zor kısma gelmiştik kıyafet ! Koşarak odama gittim servisin gelmesine 15 dakka vardı. Dolabımı karıştırmaya başladım. Ne giysem diye bakınırken üzerime oturmayan önü kısa arkası normal bir tişört altımada kısacıcık bir şort giydim. Ayakkabı olarak da turkuaz converselerimi giydim. Yanıma da bi 30 tl alıp evden çıktım. Şansıma tam aşşağıya indiğimde servis geldi bende beklemek zorunda kalmadan bindim. Artık farklı şeyler vardı kafamda düşünücek. Mesela önümde duran 3 aylık yaz tatili gibi !