İnsanlar söylerlerdi. Her zaman en çok kaçtığınız şey sizi kovalar ve eninde sonunda ele geçirirdi. Ve şu an dünya benimle oyun oynuyordu. Ben bu oyundan kaçmaya başladığımdan beri beni bir girdap gibi içine çekiyordu. Evet işte şu an girdabın derinliklerine iniyordum.
Babetimin neredeyse yok sayılabilecek olan topuğu üzerinde geri döndüm. Bir çift mavi göz beni boydan boya süzerken ifadesiz bir gülümseme buna eşlik ediyordu.
"Burada ne arıyorsun ? Yoksa beni çok mu özledin ?"
Yine aynı ukalalığıyla karşımda Arda pis pis sırıtıyordu.
"Asıl senin burada ne işin var ?" Acaba yan evde oturduğumu söyleyince ne yapacaktı.
"Sorularıma soruyla karşılık verme." Bu çocuk beni deli etmek için ayrı bir çaba sarf ediyordu.
"Boşversene. Ben gidiyorum. "
Yine aynı şekilde topuğumda dönerek verandadan çıkıyordum. Ama olmaz mutlaka beni durdurucak !
"Yeni komşunum galiba. " Evet duymaktan korktuğum tek cümle karşımda dikilmiş benimle alay ediyordu. Bütün bir yazı yan evde beni deli etmeye çalışan ayrıca bazen beni kendine çekmeyi çok iyi beceren çocukla komşu olarak mı geçirecektim ?
Duyduklarım karşısında gözlerimi devirdim. Ama açık olan ağzımı kapatmayı unutmuştum. Kapıdan ayrılıp önüme geldiğinde bana hala alayla bakıyordu.
"Bunu bilerek yapıyorsun değil mi ?"
"Neyi ?" Birde anlamamazlıktan geliyordu.
"Beni deli etmek için yaptın tüm bunları !"
"Aslında bu sabah senin elinde eşyalarınla yan eve geldiğini görünceye kadar haberim yoktu. Benim için de süpriz oldu. "
'Hhh tbi sn ss be slk .s.s.s..s' Aklımdan geçen şey buydu ama söylediğim sadece :
"Tamam hoşçakal. " oldu.
***
Televizyon izlerken rahatsız edilmekten nefret ederdim. Ama evet işte yine kapı vurulmuştu ve neredeyse daha başlayalı 10 dakika olmuştu. Kafam meşguldü ve dağıtmaya ihtiyacım vardı ama ne mümkün !
Yerimden zarzor kalkarak kapıya doğru ilerledim. Delikten baktığımda Arda'nın kafasını gördüm ve iç çekerek kapıyı açtım.
"Yardımın gerek." Ne yardımından söz ediyordu bu yine ?
"Ne oldu yine ?" Tanrım bu kadar sevimli gözükmese onu anında geri çevirip televizyon izlemeye devam ederdim.
"Demin dışarı çıktığımda anahtarı almadım ve kapı kapandı. Bende 15 dakikadır camdan girmeye çalışıyorum. " gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Oh olsun !
"Ee peki ben ne yapabilirim. " kedi gibi bakıyordu keşke sürekli böyle olsa.
"Camdan girmeni istiyorum. " ne ? Ben mi ? Neden kendisi girmiyordu ?
"Kendin gir. " evet kabul şu an ona deli gibi yardım etmek istiyordum çünkü giderek havanın kararmasına yol açan güneşin son ışıkları yüzüne vuruyor ve önceden gözüktüğünden çok daha masum ve dayanılmaz gözüküyordu.
"Ben girebilsem girerdim gerizekalı gibimi gözüküyorum ordan bakınca ?!"
Buna karşılık içimden evet diye çığlıklar atarken sadece kafamı hafifçe sağa inip kahkaha atmak için yalvaran dudaklarımı dişlemeye başladım.
"Bak unut gitsin senden yardım istemiyorum. "
Tam arkasını dönmüş gidiyorduki ondan hemen şuan uzaklaşmak istemediğimi fakr ettim. Hemen arkasından koştum. Benim anahtar sorunlarım yoktu çünkü verandadaki cam açıktı yani içeri girebilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASABİ ŞİRİN
Novela JuvenilDeniz ailesinin işi nedeniyle kendi başına yaşamaya alışmış onu mutlu eden insanlar dışında diğerleriyle çok ilgilenmeyen bir kızdır... Fakat ufacık ve saçma bir kaza Deniz'i istemediği saçma bir oyunun içine çeker... Oyunun içinde çok yakışıklı bir...