SÜPRİZZ ^_^ İYİ OKUMALAR <3
Arda'dan
Kollarımın arasına saklanmış halde duran sarı saçlı bir kafa bedenini hareket ettirdiğinde yavşça gözlerimi araladım. Kafasını önce pencereye sonrada belindeki kollarıma çevirdi. En başta bu şekilde bulunduğumuzu anlamamış olacak ki bir anda panikleyerek çekilmeye çalıştı. Dudağımın kenarı hafifçe yukarı kıvrılırken onu sinirlendirmek için daha da sıkı sarıldım. Kollarımın arasında ufak bir kedi gibi çırpınıyor beni uyandırmamaya çalışarak kendini aşşağıya ittiriyordu. Bu çırpınışları gülümsememi gözle görülür bir boyuta gaşıdığında gözlerimi açtım. Artık taklit yapmanın gereksiz olduğu düşincesiyle sesli bir şekilde gülmeye başladım. Kafasını yavaşça bana doğru çevirdi ve sinirden kızaran yanakları ile çırpınması yüzünden dağılan saçları bir kez daha sırıtmama sebep oldu.
"Rahat bırak beni. Çek ellerini üzerimden. " gözleri alev alevdi.
"Dün gece hiç de öyle demiyordun. " dediğimde zaten kırmızı kesilmiş olan yanakları morarmaya başladı.
"Gelmeni ben istemedim." Evet,evet tabii...
"Gece gece ağlayışlarını ve hıçkırıklarını duyarak uykuya dalamazdım. " alevlerler dolan gözleri sanki daha da ateşlenmek istermiş gibi odun parçalarını alevin dibine fırlatıyordu.
"Madem bu kadar rahatsız oluyorsun neden beni rahat bırak mıyorsun ?!"
"O kadar kolay değil güzelim..." "Dediklerimi kabul etmiş olmaman benim suçum değil. "
Bana meydan okumaya çalıştığında sert gözükmeye çalışıyordu fakat yüzü daha da çocuksulaşarak onu ufak bir bebeğe bnenzetiyordu.
"Bana sebebini anlatmadan en yakın arkadaşımla olan bütün bağlantılarımı kesmemi bekliyorsun. Sence bunu kabul etmem söz konusu olabilir mi ?"
Bunları anlatırken gözlerimin önüne düşen bir tutam saçı kulağının arkasına ittim. Bu hareketim karşında eğdiği başını hafifçe çenesinden tutarak kaldırdım. Parlayan gözleri, dolgun dudakları ve minik burnu... Yavaşça kafamı ona doğru uzattım ilk önce kafasını çekmeye çalışsa da sonradan bunu gerksiz bir çaba olduğunu anlamış olacakki yerinden kıpırdamadı. Çenesinden başlayarak minik öpücükler bırakmaya başladım. Kafasını hafifçe yana çevirerek istemeden bana alan açmış oldu. Kafamı o aradaki boşluğa daha fazla uzatarak kulağına kadar çıktım.
"Neden sadece bana güvenmeyi denemiyorsun ?" Yutkunduğunu hissettim.
"Sahtekarsın. " bu lafı beni gülümsetirken dudaklarımın altındaki pürüzsüz teni gerilmişti.
"Bana güvenmemen için seni uyarmıştım. " derken dudağımı tenine sürterek hafifçe kulağını dişledim. Kesinlikle şu anda yanaklarının bordo olduğunu ve ölesiye utandığını biliyordum.
"Galiba seni fazla hafife almışım. " bu dediği karşısında dudaklarımı kulağından çekerek çenesine yönlendirdim. "Öyleyse birde şunu izle. " dudaklarını bir anda dişlerimin arasına alarak dilini giden yolu açtım. Bir anda ısırdığım dudakları karşısında ufak bir inilti çıkararak gerilemeye başladı. Bende onunla birlikte ileriye doğru giderken yatağın duvar dibine yapışmıştık. Bağdaş kurarak onu kucağıma aldım. Ellerimi sırtıyla duvar arasına yerleştirdiğimde o da direnmeyi bırakarak kollarını boynuma doladı. Deminden beri yarım yamalak bana uyum sağlamaya çalışan dudakları kendi iradesiyle birlikte hareket etmeye başladı.
"Arda..." Onu duymazdan gelerek dudaklarımı çenesine ve oradan tekrar dudaklarına kaydırdım. Sanki beni durdurmak istermiş gibi elleri göğüslerime yerleştiğinde onu yine görmezden gelerek hılı hareketlerle tişörtümü çıkardım.
Dudakları daha önce yattığım kızların bir çoğunkinden daha ince ve daha az dolgundu. Fiziği iyiydi fakat daha önce yattığım sürtüklerin yakınından bile geçemezdi. Buna rağmen onda farklı bir şey vardı. Dudakları onları emdikçe daha fazla beni kendine çekiyordu ve her yanında olduğum an beni değişik bir şekilde kendine çekiyordu. Salaktı hemde fazlasıyla. Ayrıca çok saftı. Bana güvenmemesi için onca sebep varken gök gürlediğinde bile bana sığınıyordu.
"Arda... Dur..." Diyerek beni ittirdiğinde ancak gerçekliğe dönebilmiştim. Gözleri kızarmıştı ve mavinin en güzel tonuna sahip iris'i cam gibi parıldıyordu. Gözleri dolmuştu...
"Bunu bana neden yapıyorsun ?" Uzun kirpikleri sürekli kırpılıp duruyor dikkatimi dağıtıyordu.
"Neden bana bir sürtükmüşüm gibi hissettiriyorsun ? Tek istediğim senden uzak kalmak ?!" Söyledikleri kaşlarımı çatmama sebep olurken hızla kucağımdan kalktı ve kapıya yöneldi.
Sürtük gibi hissetmek mi ? Cidden benimleyken böyle mi görüyordu kendini ? Belki de haklıydı. Onu incitiyordum. Ah, kimi kandırıyorum. İncinmesi sikimde bile değildi sadece onu istiyordum. Yumuşak teni ,parlak saçları.,.
Onun gibi bende hızla kapıya yönelerek aşşağıya indim. Kapının önünde gözünden bir damla yaş süzülerek bekliyordu.
"Çıkar beni burdan. " pantalonumun arka cebinden anahtarımı çıkartarak kapıyı açtım.
Yıllarını hapisanede geçirmiş ve tahliye günü gelmiş bir insan fibi kendini dışarı attı. Hızlı ve panik doluydu. Dışarı çıktığında gözleri hala daha kızarık ve birkaç damla yaşla ıslanöoş halde ortalığı tarıyordu.
"Bundan sonra benden uzak dur. Bana zarar vermekten başka bir işe yaramıyorsun. Ne kadar incindiğim umurunda bile değil. Sadece kendini beğenmiş ego yığını bencil bir pisliğin tekisin ! "
Bunlar söylediği son sözler oldu ardından hızla koşarak arka bahçeye gitti ve ana yola çıkan patika girerkwn elinde kaykayı vardı. Birkaç adım daha attıktan sonra gözden kayboldu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASABİ ŞİRİN
Teen FictionDeniz ailesinin işi nedeniyle kendi başına yaşamaya alışmış onu mutlu eden insanlar dışında diğerleriyle çok ilgilenmeyen bir kızdır... Fakat ufacık ve saçma bir kaza Deniz'i istemediği saçma bir oyunun içine çeker... Oyunun içinde çok yakışıklı bir...