13-Geriye kalanlar...

3.9K 167 16
                                    

"Anne ?" 

"Süpriiiiizz !" Evet baya büyük bir süpriz.  

"Burada olduğumu nerden biliyordunuz ?" Yüzümde sahte bir tebessüm vardı. Tabii ki gördüğüm için mutluydum ama bu çok ani bir süpriz olmuştu.  

"Eve baktık orda olmayınca burada olabileceğini tahmin ettik. " 

Babm sözü anneme bırakmışcasına arkadan bana bakıyordu.  

"İçeri gelin. " diyebildim sadece.  

"Oo benim kızım temizlik mi yapmış ?" 

"Zorunda kaldım diyelim. " yine hafifçe gülümsedim.cidden burada ne arıyorlardı ? 

"Anne yanlış anlama ama sen babamın kontrolde kalacağını söylememişmiydin ?" 

"Evet kalacak ama bu hafta bir uğrayıp birlikte zaman geçirelim dedik. Doktorlar bir haftalığına izin verdiler. "  

"Hoşgeldiniz sizi özledim. " koşarak boyunlarına yapıştım.fark ediyordum. Onları gerçekten özlemiştim.

***

Kafamı yataktan kaldırarak yanımdaki dijital saate baktım. 03.17. Kendimi zor da olsa yataktan kaldırarak sürünmeye başladım. Alt kata indiğimde her ne kadar karanlıktan çok korkmasamda hızlıca ışıkları açtım. Mutfak salonla birleşik olduğundan dışarıdan bakıldığında bütün ev aydınlıkmış gibi duruyordu. Dolaptan soğuk su olan şişeyi çıkartarak kafama diktim. Haziran'ın başı olmasına rağmen geceleri bile inanılmaz bir sıcaklık vardı. Hemen kendimi banyoya atarak elimi yüzümü yıkadım. Saçım başım dağalmış ve uykum tamamiyle kaçmıştı. Saçlarımı banyoda bulduğum nerden geldiğini bile hatırlamadığım ince bir tokayla tepeden topladım.

Daha fazla evde duramayacağımı düşünerek kendimi dışarı attım. Zaten ön taraf tamamen sahildi. Islak kumun verdiği soğuklukla sahilde ilerlemeye başladım. Deniz ve göğün birleştiği yerde ay ışıklarını saçıyor, İzmir'in sahil boyunca tek tük yanan ışıkları etrafa yansıyordu.

Önünden geçerken Arda'nın evine baktım. Tüm ışıklar sönmüştü. Acaba uyuyor muydu ? Ah,Tanrım banane ki bundan ! Onu neden bu kadar umursadığımı anlamıyordum. Bana onları söyleyeli sadece bir gün olmuştu ve ben hala onu düşünüyordum. Söylediklerini. Kalbimi nasıl parçalara ayırdığını. Ama bunlardan daha beteri vardı. Korkuyordum. Onu umursama sebebimin ne olabileceğini düşündükçe içim titriyor kendimi azarlıyordum.

Evden çok fazla uzaklaşmak istemediğim için bir kaç adımdan sonra durdum. Yere çömelip oturdum ve ayaklarıma çarpan suyun,ıslak kumun beni sarmasına izin verdim.

Annemlerin gelmesi tahmin edebileceğim en son şeydi. Ayrıca gelmelerini yadırgadığım için kendime de şaşırıyordum. Onlar benim ailemdi sahip olduğum tek insanlar. Nasıl böyle acımasızca düşünebilirdim ?

Beynimi düşüncelerimin psikopat tutumlarından uzaklaştırmak istercesine gözlerimi kapatıp kafamı arkaya attım.  

Bunun yanı sıra kendimi tam da Cedric'e bağlamalık görüyordum. "Eğer 8 yaşındaysanız hayat cidden çok zor. "  

Ama fark vardı ben 17 yaşındaydım ve uğraştığım şeyler ne kalbimin ne de beynimin kaldırabileceği şeylerdi.

Her ne kadar istemesem de çok komik gözüktüğümü hatırlayarak gözlerimi açtım. Gözlerimi açmamla çığlık atmam bir oldu hemen kafamı alt taraftan çekerek ayağa fırladım. Arda salağı -ne zaman geldiğini bile bilmiyorum- kafasını benimkinin üstüne tutmuş öylece bakıyordu. Ve ben gözlerimi açar açmaz bunu gördüğümde çığlık atmıştım ki bu da onun yine gülmesine sebep olmuştu.  

"Ne yapıyorsun,kalbime iniyodu !" Gece gece yeminle ödüm patlamıştı.  

"Asıl sen gecenin 3'ünde burada böyle oturmuş neyapıyorsun ?" Dedi yüzündeki gülümsemeyi silmeden ayağa kalkarken.  

"Ah ! İşin gücün yok mu senin ?" Madem beni oyuncak gibi görüyordu o zaman bu oyuncak Çaki'ye dönmeden oyuncağı çöpe atmalıydı.  

"Yok."  

"O zaman git kendine iş bul !"  

"Zaten bulmaya çalışıyorum. " gerizekalı,pislik,piç yine tatlı gözüküyordu. Evet kesinlikle ondan nefret ediyorum.  

"Beni gıcık edip uğraşmayı iş olarak görüyorsan kovuldun !" 

"Aslında evet ama ben kovulmam sadece istifa ederim. " yüzü ciddileşmişti. Ama hala alaycılığından bir şey kaybetmeyen gözleri ay ışığında beni süzüyordu.  

"Seni anlamıyorum. Yüzsüzmüsün sen ya ?!" Ahh. Evet kesinlikle öyleydi.  

"Canım sıkılınca evet. " iyi ki aklımdan geçenleri söylemiyordum yoksa tam yüzüne doğru 'Yav sen şapşirik misan ?!' Diye bağırabilirdim.  

"Önce gelip benimle uğraşıyorsun. Sonra yüzüme açık açık beni bir eğlence aracı olarak gördüğünü itiraf ediyorsun. Sonra da gelip gece gece ödümü patlatıp eğlenmek için yine benimle uğraştığını söylüyorsun !" Bunları söylerken ona doğru gitmiş parmağımı tam göğüs hizasına bastıra bastıra itmiştim.  

"Cidden çok safsın. " Sakin... Nefes alıyoruz... Veriyoruz... 

"Sensin saf ! Bir daha benimle uğraşıcak olursan kimmiş saf görürsün ! Ayrıca kapımı bile çalıyım deme annemler evde! " 

Resmen kahkahalarla gülmeye başlamıştı.  

"Neye gülüyorsun !?" 

"Sana" bana mı ? 

"Hadi ya ciddi misin ? O neden ?" Sinirli bir şekilde söylemiştim bunu. Tabi ne kadar sinirli gözükebilirsem... 

"O kadar salaksın ki gülmekten karnımı ağrıtıyorsun. " tamam buraya kadar.  

"Senden nefret ediyorum." Gözümden bir damla yaş süzülmesine karşın gözlerim tamamen öfke ve hırs doluydu.  

Arkamı dönmüş gidiyordum. Kolumun çekilmesiyle yine mavi gözler bu sefer ne alaycılıktan ne de başka bir şeyden iz kalmışçasına bana bakar hale geldi.  

"Beni rahat bırak. " bunu tıslamayla söylemiş ve gözlerimden akan ikinci damlaya hakim olabilmek için büyük çaba harcamaya başlamıştım.  

"Seni ancak istediğimde rahat bırakırım ve sen benden ancak ben istersem nefret edersin."  

"O na zamanın olmucak çünkü zaten şimdiden ediyorum. "  

"Hayır etmiyorsun." O kadar sakindiki gözlerindeki değişimi fark etmesem gerçekten tartışmadığımızı düşünebilirdim.  

"İnsanları nasıl sinir edebileceğini çok iyi biliyorsun. Ama bir şeyi fark etmemişsin her şey senin üzerine kurulu değil ! Sen sadece şımarık salak bir piçten başka bir halt değilsin ! Şu an gebersen umrumda olmassın !" Hala ne diyeceğimi merak ediyormuş gibi bana bakıyordu.  

"O yüzden benden uzak dur ve bir daha bana dokunursan yemin ederim seni buna pişman ederim. "  

"Bundan emin misin ?" 

"Neyden eminmiyim ?" 

"Senden uzak durmamı istediğinden." Şaka mı yapıyordu bu ? 

"Evet hemde adım gibi !" 

" o zaman daha da yakın olacağız demektir. " ne !?  

Yavaşça dudaklarını kulaklarıma sürttü ve "iyi uykular rüyanda beni gör." dedi. Sonrası ise tamamen bir boşluk hissi. Kolumdaki el çekilmiş sıcak nefes beni tamamiyle terk etmişti. Sadece kumun üstünde yüründüğünde çıkan belli belirsiz ses ve dalgalar kalmıştı.

Tabi bir de benden geriye kalanlar...

SÜPRİİİZ ! SİZİN İÇİN OTURDUM BÜGÜNDE BÖLÜM YAZDIM SİZİ SEVİYORUM İYİ OKUMALAR <3

ASABİ ŞİRİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin